Mesajı Okuyun
Old 08-12-2012, 19:51   #50
Gemici

 
Varsayılan

1. Olayın çıkış noktası:
Sayın Av.Suleyman.Karadag' başka bir duruşmadan dolayı İzmir adliyesindaki duruşmaya katılamıyacağını dilekçe ile bildirdiği halde şikayet edilmesi.
Alıntı:
Yazan Av.Suleyman.Karadag
Sayın meslektaşlarım size avukat yerine hakimin haklarını savunan baro yönetiminden bahsetmek istiyorum;

19.09.2012 günü hem İZmir adliyesinde hem de Menemen adliyesinde hemen hemen aynı saatlerde duruşmam olması sebebiyle İzmir adliyesindeki mahkemeye mazeret dilekçesi verdim ve Menemen adliyesinde katılacağım dosya numarası ile duruşma saatini de belirttim. Buna rağmen sayın hakim mazeretimi kabul etmeyerek " mazeretin reddine, yargılamanın uzamasına sebebiyet veren avukatın Cumhuriyet savcılığı'na şikayetine" şeklinde bir karar vermiş ve şikayet dilekçesini de savcılığa ulaştırmış.
Bu olayda baronun Sayın Av.Suleyman.Karadag'ın hakkını savunması ve o'nu desteklemesi gerekirdi. Destek verilmemiş. Neden destek verilmemiş sorusunun cevabı: Sayın Av.Suleyman.Karadag'ın baroya herhangi bir bildirimde bulunmayışı bildiğim kadarı ile.

2. Sayın Av.Suleyman.Karadag durumu baroya bildireceğine 21.09.2012 tarihinde mahkemeye gidip hakimin zamanında işe gelip gelmediğini kontrol etmiş ve saat 8:30 da mahkemede bulunması gereken hakimin, saat 8:45 veya 8:48 olduğu halde makamında bulunmadığını gözlemleyince baroyu arayıp tutanak tutulması gerektiğini bildirmiş. Buradaki tutanak tutma işleminin/isteminin (bir devlet memurunun işe geç veya erken gelişinin) ne derecede baronun görevi alanına girdiğini bilemiyeceğim. Bildiğim tek şey söz konusu hakim o gün bir veya iki saat geç gelmiş olsa bile, bir günlük bir gecikmenin hakimin görev anlayışı ve görevini ihmal ettiği konusunda bir kanıt olamıyacağı. Sayın Av.Suleyman.Karadag'ın Saat 09:15 olmasına rağmen gelmeyen hakimin ne zaman geleceğini sorduğumda halen kahvaltı yapmakta olan kalem personelinden ifadesinin de 'bir devlet dairesini kontrol ve şikayet' anlamında değerlendirilmesi gerekir düşüncesindeyim. Belirtmek gerekir ki devletten ve halktan alınan vergilerden maaşını alan devlet personelinin görevlerini hakkı ile ifa etmeleri her vatandaşı, bu arada her avukatı, ilgilendirir. Gerektiğinde vatandaş devlet memurlarını şikayet etmelidir ve edebilmelidir. Bu konuda teşebbüste bulunmak her vatandaşın kendi inisiyatifine kalmıştır. İlle de baro beni desteklesin, beni desteklemiyen baro 'Avukatın arkasında duramayan "BARO" (İZMİR BAROSU)'dur ifadesi bence kritiğin dozunu fazla kaçıran bir ifadedir.

3. Olayı belirttiğim gibi değerlendirince Sayın av.mahmut dikmen'e hak veriyorum. 'Hakim 15 dakika geç geldi, hadi tutanak tutalım' istemi, hakimin o gün neden geç geldiği bilinmeden ve devamlı olarak geç geldiği kanıtlanmadan tutanak konusu olmamalı. Duruşmaya katılmamak veya geç katılmak ve belirtilen bir mazareti kabul edip etmemek ile bir hakimin işe gelmemesi veya geç gelmesi, birbirinden ayrı değerlendirilmesi gereken konulardır.

4. Saat 8:30 da işe başlaması gereken hakimin, saat 8:45 veya 8:48 olduğu halde daha işe gelmedi gerekçesi ile şikayet edilmesinin gerekçesin anlamakta zorluk çekiyorum, aynı şekilde herhangi bir gerekçe göstermeden Saat 11:30'daki duruşmaya 12:50'de gitmeye de bir anlam veremiyorum.

5. Avukatlarla hakimler ve savcılar arasındaki ilişkinin, duruşmaların meslek kurallarına uygun bir şekilde yürütülmesi ve tarafların birbirilerine saygılı olmaları, savunma makamının yargının bir parçası olduğu gerçeğinin hakim ve savcılar tarafından kabul edilmesi gerçeği üzerinde kurulması gerekir. İlişkinin gerektiği şekilde kurulmasını sağlamak sadece kişilerin değil meslek örgütlerinin de görevidir. Bu anlamda baro avukatların haklarını savunmalıdır. Sayın Av.Suleyman.Karadag'ın hakimin mesai saatini kontrol etmesi eylemini baronun desteklemesi gereken bir eylem olarak değerlendiremiyorum.

Saygılarımla