1.Dediğiniz gibi temyiz süresi içinde temyiz iradesi mevcut olan ve usule uygun şekilde kayda giren bir dilekçe söz konusu ise artık karar temyiz edilmiştir. Gerekçeli kararın tebliğinden sonra ayrıntılı beyanda bulunmanızda bir engel yok, hatta bu aşama geçmiş olsaydı dahi bir beyan dilekçesiyle ifade etmek istediğiniz hususları Yargıtay 7.C.D'ne yönelik dilekçenizle karar verilmeden önceki her hangi bir aşamada beyanda bulunabilirdiniz.

2. Yine ifade ettiğiniz gibi 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 5.maddesi etkin pişmanlık hükmü olup, 2.fıkrasında, bu fıkrada sayılı istisnai haller dışında "...soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde, hakkında, bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir." hükmüyle eşyanın CIF kıymeti artı gümrüklenmiş değerinin toplamının ÖDENMESİ şartını aramakta, bu değeri yatırmadığı anlaşıldığına göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması bu aşamada beklenemez ve kanaatimce bozma nedeni olarak değerlendirilemez. ( "Miktarı müvekkil nasıl bilsin" olgusu bence kabulü zor olmakla birlikte, özellikle dosyada bu değeri ortaya koyan bir bilirkişi raporu da varsa, ki kaçakçılık dosyalarında dosyada mübrez bir bilirkişi raporu mutlaka mevcuttur.)

1.fıkrayı ise soruşturma sürecinde veya öncesinde somut olayda fiili bütünüyle ortaya çıkarma gibi bir durumdan somut olayda hiç bahsedilmediği için direk değerlendirme dışı bıraktım.

Bu durumda CMK 231 uygulanabilmesi noktasında müvekkil sabıkasızsa ve somut olayda takdiri indirim nedenleri gibi durumlarla cezanın 2 yıl ve altında takdir edilmesi mümkün olabilecekken 2 yıl 6 ay gibi bir cezaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olabileceği şeklinde doneler yakalanabilir ve söz konusu zarar (gümrük vergileri) ödenerek 231 uygulanabilecekken uygulanmadığı savı ise, ancak belirttiğim şartlar mevcutsa denenebilir diye düşünüyorum.

İyi çalışmalar