Mesajı Okuyun
Old 16-01-2019, 22:01   #11
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Murat ÇETİN
Sayın Onur Budak'ın paylaştığı karar HMK 109/3ü yok saymaktadır.

Aşağıdaki karar HMK yürürlüğe girdikten sonra açılan davalarda fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına gerek olmadığını dolaylı olarak ifade ediyor gibi geldi bana.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2012/32447
KARAR NO : 2012/40930

DAVA avacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Kılınç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 1 Mart 1999-03 Kasım 2004 arasında çalıştığını, düzensiz ödenen alacaklarının ödenmesi talebinde bulunduğu için işine son verildiğini iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı, izin ve bayram genel tatil alacakları toplamı olarak 350 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkilinin alt taşeron olarak elektrik montaj işiyle uğraştığını, ancak iş aldığında işçi çalıştırdığını, davacının çalışmasının sürekli olmadığını ve ayrıldığı zamanlar başka işverenler yanında da çalıştığını, davalının yanında en son 23 Mart 2004 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdine devamsızlık nedeniyle haklı olarak son verildiğini, davacının 15 Haziran-25 Kasım 2004 arasında Nüve Mühendislik şirketi ile iş akdi imzaladığını, sözleşme sonunda işvereni ibra ettiğini, aynı zamanda iki işyerinde birden çalışamayacağını, bu nedenle taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini taleptir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, “Yargıtay bozma ilamı dosya kapsamına, hakkaniyete, hak ve nispet kaidelerine aykırıdır. Halin icabından davanın kısmi dava olarak açıldığı açık olarak bellidir. Davacı davaya konu ettiği alacak kalemlerinin her biri için 100'er ve 50.-TL'lık taleplerde bulunduğu ve dava dilekçesine "fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu"'na ilişkin ibarenin bulunmadığı tartışma dışıdır. Hukuki sorun fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına ilişkin ibare ya da uygulamada tamamen bir klişe şeklinde dava dilekçesine şerh edilen ibarenin yokluğu halinde ve fakat diğer dosya delilleri ve dava dilekçesindeki maddi vakıaların izahından dört yılı aşkın bir çalışma süresindeki kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer ücret alacaklarının talep edildiğinin sarih olarak belirlendiği hallerde halin icabından davacının bir kısmı dava açtığının kabulünde zorunluluk vardır. Zira bu yorum kabul edilmediği takdirde dört yılı aşkın bir çalışma süresindeki kıdem ve ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının toplamının 350 TL'lik bir talebe ilişkin olduğu ve maddi hakka ilişkin bakiye taleplerden iptidaen feragat edildiği, bu cümleden olarak ıslah suretiyle netice-i talebin arttırılamayacağı
ESAS NO : 2012/32447
KARAR NO : 2012/40930
ve ek dava yoluyla da maddi hakkın talep edilemeyeceği sonucuna ulaşılmış olacaktır. 6100 sayılı HMK'nun 109.maddesinin 109/1 ve 109/3 maddesi kısmi dava açılabilen hallerde açıkça bakiye taleplerden feragat edilmemesi hali dışında kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez hükmün 01.10.2011 tarihinden geçerli olmak üzere vaz edilmiştir. Tamamlanmamış usul işlemlerinde derhal uygulanacak bu hüküm ve yukarıda açıklanan nedenlerle bozma ilamına direnilmiştir. Dosyanın esası ile ilgili bir bozma söz konusu olmamakla 24.12.2008 tarihli karar gerekçemiz tekrar edilmiştir” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş ve davanın kabulüne ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dairemiz bozma kararı üzerine dosya yerel mahkemeye gönderilmiş, yerel mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile direnme kararı verilmiş, anılan kararın davalı tarafından temyizi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gitmiş;
Hukuk Genel Kurulu tarafından 15.06.2012 tarih ve 2012/390 Karar sayılı ilam ile, yerel mahkemece bozma kararından sonra ilk karar verilirken yürürlükte olmayan, dolayısıyla gerekçesinde yer almayan 6100 Sayılı HMK’nun 109. maddesine dayanıldığı ve açılan davanın kısmi dava olduğu gerekçesiyle direnildiği, bu durumda yerel mahkemece direnme kararı olarak nitelendirilen temyize konu kararın gerçekte bir direnme kararı değil, yeni bir hüküm niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kurulu’na ait olmayıp Özel daireye ait olduğu gerekçesiyle dosya temyiz itirazlarının incelenmesi için dairemize gönderilmiştir.
Dairemizin daha önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacı, davanın devamı sırasında verdiği 17.04.2006 tarihli dilekçe ile talebini miktar yönünden ıslah etmiş ve davalı taraf dava dilekçesinde fazlaya dair hakların saklı tutulmadığı gerekçesiyle ıslah talebine karşı çıkmıştır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 87/son maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildikten sonra ıslah yoluyla müddeabihin arttırılması da mümkündür. Ancak, olayımızda davacı dava dilekçesinde talep konusu alacaklardan fazlaya ait haklarını saklı tutmadığı gibi, davayı da kısmi dava olarak açmamıştır. Davacı dava konusu yapmadığı ve saklı tutmadığı kısımlardan zımnen vazgeçmiş ve isteklerini miktarla sınırlandırmış sayılır. (YHGK.nun 2004/4-200E. 2004/227 K.) Bu durumda davacı, isteyebileceği ücretleri dava dilekçesiyle sınırlandırdığından ve fazlaya ait taleplerini saklı tutmadığından fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece, direnme kararında 6100 Sayılı HMK’nun 109. maddesi gerekçe gösterilerek tamamlanmamış işleme yeni yasanın uygulanacağını belirtilmiş ise de, davanın 24.12.2008 tarihinde karara bağlandığı ve temyize konu işlemlerin HMK’nun yürürlüğe girişinden önce tamamlandığı, bu nedenle 6100 Sayılı HMK’nun 109. maddesinin somut olayda uygulanma kabiliyeti bulunmadığı anlaşılmakla yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yerel mahkemece bu karara karşı da direnilmiş ve Hukuk Genel Kurulu aynı gerkçelerle kararı bozmuştur.
T.C.

YARGITAY

22. HUKUK DAİRESİ

E. 2016/6745

K. 2016/7852

T. 14.3.2016

• DAVA DİLEKÇESİNDE FAZLAYA DAİR HAKLARIN SAKLI TUTULDUĞUNA KISMİ YA DA TAM EDA DAVASI AÇILDIĞINA DAİR BEYANDA BULUNULMAMASI ( Dosyasının Kısmi Dava Olarak Yorumlanarak Sonuçlandırılıp Kesinleştiğinin Kabulünün Zorunlu Olduğu - Talep Konusunun Kalan Kısmından Açıkça Feragat Edilmiş Olması Hali Dışında Kısmi Dava Açılması Talep Konusunun Geri Kalan Kısmından Feragat Edildiği Anlamına Gelmeyeceğinden Yargılamaya Devam Edilerek Ek Dava Hakkında Karar Verileceği )

• İŞÇİLİK ALACAKLARI DAVASI ( Bakiye Alacakların Ek Dava İle Talep Edildiği - Talep Konusunun Kalan Kısmından Açıkça Feragat Edilmiş Olması Hali Dışında Kısmi Dava Açılması Talep Konusunun Geri Kalan Kısmından Feragat Edildiği Anlamına Gelmeyeceği/Yargılamaya Devam Edilerek Ek Dava Hakkında Karar Verilmesi Gerektiği )

• FAZLAYA DAİR HAKLAR SAKLI TUTULMADAN AÇILAN DAVA SONRASINDA BAKİYE ALACAKLARIN EK DAVA İLE TALEP EDİLMESİ ( Talep Konusunun Niteliği İtibariyle Bölünebilir Olduğu Durumlarda Sadece Bir Kısmının Dava Yoluyla İleri Sürülebileceği - Dava Açılırken Talep Konusunun Kalan Kısmından Açıkça Feragat Edilmiş Olması Hali Dışında Kısmi Dava Açılmasının Talep Konusunun Geri Kalan Kısmından Feragat Edildiği Anlamına Gelmeyeceği )

• DAVA AÇILIRKEN TALEP KONUSUNUN KALAN KISMINDAN AÇIKÇA FERAGAT EDİLMEMESİ ( Kısmi Dava Açılmasının Talep Konusunun Geri Kalan Kısmından Feragat Edildiği Anlamına Gelmeyeceği - Yargılamaya Devam Edilerek Ek Dava Hakkında Karar Verilmesi Gerektiği )

1475/m. 14

4857/m. 47

6100/m. 109


ÖZET : Dava, işçilik alacakları davasıdır.
Uyuşmazlık, davanın kısmi dava türünde açılıp açılmadığı ve anılan dava dosyasında fazlaya dair haklar saklı tutulmadan dava açılması sebebi ile bakiye alacakların ek dava ile talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülebileceği, dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği düzenlenmiştir.
Dava dilekçesinde fazlaya dair hakların saklı tutulduğuna, kısmi ya da tam eda davası açıldığına dair açıklayacı beyanda bulunulmamıştır. Hüküm fıkrasında talep edilen miktarlarla bağlı kalındığı açıklanarak karar verilmiş ve karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Dosyasının kısmi dava olarak yorumlanarak sonuçlandırılıp kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Davacı bu dava ile, bakiye kıdem tazminatı ve genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsilini istemiştir. Talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceğinden yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, İş Mahkemesi'nin 2011/555 esas sayılı dosyası ile kıdem tazminatı ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsili amacı ile dava açtığını, talep edilen miktarlarla bağlı kalınarak hüküm kurulduğu belirterek bakiye 3.683,39 TL kıdem tazminatı ve 24,08 TL genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak cevap verilmemiştir.
Mahkemece, İş Mahkemesi'nin 2011/555 esas sayılı dosyasında fazlaya dair haklar saklı tutulmadan dava açıldığı, kısmi dava ifadesine de yer verilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, İş Mahkemesi'nin 2011/555 esas sayılı dosyasının kısmi dava türünde açılıp açılmadığı ve anılan dava dosyasında fazlaya dair haklar saklı tutulmadan dava açılması sebebi ile bakiye alacakların ek dava ile talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
1.10.2011 tarihinde yürüryüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 109. maddesinde kısmi dava tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasında talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülebileceği, üçüncü fıkrasında ise, dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde, haktan açıkça feragat edilebileceği şeklindeki temel maddî hukuk ilkesinden hareketle, kısmî dava açılırken fazlaya dair hakları saklı tutma şeklindeki uygulamaya son verilmesi, bu veya buna benzer bir ibare kullanılmadığında, haktan feragat edilmiş sayılacağı yönündeki uygulamanın önüne geçilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır.
Dosya içeriğine göre, davacı 6100 Sayılı Hukuk Muhakeleleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra, 14.10.2011 tarihinde, İş Mahkemesi'nin 2011/555 esas sayılı dosyası ile açtığı dava ile 19.500,00 TL kıdem tazminatı, 1.000,00 TL genel tatil ücreti ile diğer işçilik alacaklarının anılan kanun hükümleri gereğince davalıdan tahsilini istemiştir. Dava dilekçesinde fazlaya dair hakların saklı tutulduğuna, kısmi yada tam eda davası açıldığına dair açıklayacı beyanda bulunulmamıştır. Mahkemece benimsendiği açıklanan bilirkişi raporunda brüt 23.183,39 TL kıdem tazminatı ve 1.024,08 TL genel tatil ücreti alacağı hesaplanmıştır. Hüküm fıkrasında talep edilen miktarlarla bağlı kalındığı açıklanarak karar verilmiş ve karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Bu durumda İş Mahkemesi'nin 2011/555 esas sayılı dosyasının kısmi dava olarak yorumlanarak sonuçlandırılıp kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Davacı bu dava ile, bakiye kıdem tazminatı ve genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, İş Mahkemesi'nin 2011/555 esas sayılı dosyasında fazlaya dair haklar saklı tutulmadan dava açıldığı, kısmi dava ifadesine de yer verilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak yukarda açıklanan kanuni düzenleme gereğince, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceğinden yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi