Askeri ceza kanunun 131.maddesinin 1.fıkrasının az vahim halinden hüküm giyenlere aynı kanunun 30.ncu maddesine göre işlem yapılıyor ve TSK lerinden ilişikleri kesiliyor ama! Askeri ceza kanunundan daha sonra çıkan bir kanun değişikliği 926 sayılı TSK personel kanununda yapılmış ve aynen şöyle diyor TSK lerinde aşagıdaki hallerde ilişik kesilir madde 50-94 : Askeri ceza kanunu 131.maddeden hüküm giyenler (131.maddenin 1.nci fıkrasının az vahim hali hariç.)Zimmet irtikap,rüşvet.....diye sıralıyor yani kanun koyucu en son iradesinde bu değişiklikle Az vahim hali TSK dan çıkarmadan ayrı tutmuş en son olmasında ki sebepte tarihe göre son çıkan kanun olması ama Askeri Ceza hakimleri bizim kanununmuz As.Ceza Kanunudur bizi idari kanun ve bundaki değişiklikler ilğilendirmez diyerek karar veriyor ve çıkartmaya hükmediyor İdarede baglı yetki sebebiyle karara uyuyor idari kanunu görmemezlikten geliyor ve çıkartma işlemini onuyor gerekce olarak ta (Anayasanın 138 nci maddesinin son bendinde yazan idare hiç bir suretle mahkeme kararlarını değiştiremez ve geçiktiremez) maddesini gösteriyor .Ama!Anayasamızın 38 . maddesinde de Kimse işlediği zaman yürürlükte bulunan kanun un suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmaz kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez suç ve ceza zaman aşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusundada yukarıdaki fıkra uygulanır.926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunuda halen yürürlükte olan bir kanun olmasına rağmen uygulanmıyor ve idare çıkartma yazısında gerekce olarak mahkeme kararını ve aksi yazması na rağmen 926 Sayılı kanunun 94-C maddesini evrağa yazıyor.Burada bi ikilem ve garip bir durum var As.ceza,Personel Kanunu ve Anayasa birbiriyle çelişiyor ve zararın tamamı sanığa ödettiriliyor bu konuda fikir sahibi olan arkadaşlarımın yorumuna ihtiyacım var şimdiden teşekkür ederim