Mesajı Okuyun
Old 01-03-2010, 09:08   #5
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Bu konuyla ilgili 3194 sayılı imar kanununun 21., 28. ve 32. maddesi ile ilgili içtihatlara bakarsanız faydalı olacaktır.
T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1875
Karar: 2005/2784
Karar Tarihi: 04.05.2005

ÖZET: Davacının fenni mesuliyet ücreti talep ettiği dönem ile dava tarihi arasında dava konusu inşaatların ruhsatı bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu dönem için hizmetin yerine getirildiği de kanıtlanamadığı halde talep ettiği fenni mesuliyet ücretinin hüküm altına alınması isabetsizdir.

(3194 S. K. m. 28)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı 1997 yılından önceki ilk 5 yıllık süre için üstlendiği fenni mesuliyet ücretini davalı kooperatiften tahsil etmiş, bu dava kapsamında 1997 yılının Eylül ayından itibaren davanın açıldığı 10.4.2001 tarihine kadar geçen süre için fenni mesuliyet ücreti talebinde bulunmuştur.

Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi dava konusu inşaatların 5 yıllık ruhsat süresi 14.10.1997 tarihinde dolmuştur. Uyuşmazlık davacının bu tarihten sonra dava tarihine kadar fenni mesuliyet ücreti talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca yapının fenni mesuliyetini üzerine alan meslek mensupları yapıyı ruhsat ve eklerine uygun olarak yaptırmaya ruhsat ve eklerine aykırı yapılması halinde durumu 3 iş günü içinde ruhsatı veren makama bildirmeye mecburdurlar. Somut olayda dava konusu inşaatların 5 yıllık ruhsat süresi 14.10.1997 tarihinde sona ermiş, ruhsat yenileme işlemi ise dava tarihinden sonra 16.4.2001 tarihinde yapılmıştır. Davacının fenni mesuliyet ücreti talep ettiği Ekim-1997 ile dava tarihi arasında dava konusu inşaatların ruhsatı bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu dönem için hizmetin yerine getirildiği de kanıtlanamadığı halde talep ettiği fenni mesuliyet ücretinin hüküm altına alınması doğru olmamış, dava reddedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 04.05.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları


T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/793
Karar: 2007/1902
Karar Tarihi: 27.03.2007

ÖZET: Mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerle birlikte mahallinde keşif yapılarak, inşaatın tasdikli projesi, ruhsatı ve imar mevzuatına uygun yapılıp yapılmadığı, yapılmamışsa proje tadilatı veya binanın tamamı yıkılmaksızın ruhsat ve projesine aykırı kısımların kaldırılması suretiyle yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı konularında rapor alınması gerekir.


(3194 S. K. m. 32) (1086 S. K. m. 275)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca sözleşmenin aynen ifasıyla, davacı arsa sahibine ait dükkan ve dairelerin tesbit ve teslimine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde aslolan yüklenicinin inşaatı imara, sözleşmeye ve tasdikli projesine uygun yapmasıdır. Şayet inşaat tasdikli plan ve projesi ile ruhsatına aykırı yapılmış ve yasaya aykırılığın giderilmesi olanağı yoksa eser ayıplıdır. Arsa sahibi ayıplı eseri kabule zorlanamayacağı gibi, yüklenici de sözleşmeye göre tapuda pay devri isteyemez. İmar Yasası'ndaki hükümler kamu düzenine ilişkin olduğundan görevi gereği mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. İmara aykırı kaçak ve yıkılması gereken bir yapının korunmasını gerektiren ekonomik değerden bahsedilemeyeceği ve yapının bu haliyle muhafazası sonucunu doğuracağından arsa sahibinin kendisine ait bağımsız bölümlerin tesbit ve teslimini isteyebilmesi mümkün değildir. Arsa sahibi ancak, ifayı bekleyerek gecikme tazminatı veya sözleşmeyi feshederek kal ve elatmanın önlenmesini isteyebilir.

Somut olayda geri çevirme üzerine dosyaya getirtilen belediye işlem dosyasından, dava konusu taşınmaz üzerindeki inşaatta tasdikli projesine göre bir kısım yerlerin yapılmadığı, projeye aykırı bazı ilaveler ve ruhsatsız çekme katın yapıldığı, Zeytinburnu Belediye Encümenince 17.01.1995 tarihinde para cezası uygulanarak 16.02.1995 gün ve 355 sayılı karar ile 3194 Sayılı Yasa'nın 32. maddesinin uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu hususlarda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.

Mahkemece yapılması gereken iş, konusunda uzman bilirkişilerle birlikte mahallinde keşif yapılarak, inşaatın tasdikli projesi, ruhsatı ve imar mevzuatına uygun yapılıp yapılmadığı, yapılmamışsa proje tadilatı veya binanın tamamı yıkılmaksızın ruhsat ve projesine aykırı kısımların kaldırılması suretiyle yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı konularında rapor alınıp, bu husus ilgili belediyeden de araştırıldıktan sonra yasal hale getirilmesinin mümkün olmaması durumunda davayı reddetmek, yasal hale getirilmesinin mümkün olup da verilecek süre sonunda yasal hale getirilmesi halinde sözleşmesine göre davacı arsa sahibine düşecek bağımsız bölümlerin araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.

Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 27.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/2044
Karar: 2007/3199
Karar Tarihi: 26.03.2007

ÖZET: Yapıya inşaat ruhsatı alınmadan başlandığı, yapının mevcut haliyle imar mevzuatına aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nitelikteki yapıların ekonomik değeri olmayacağından böylesine yerlerde mülkiyet iddiasına dayanılarak açılan davalar dinlenemez. Davacıya satımı vaat edilen arsa payı olmadığından arsa payı tescili talebinde de bulunulamaz. Sözleşmenin ifa olanağı yoktur. Davacı ancak uğradığı zararın tazminini isteyebilir. Davanın reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur.


(3194 S. K. m. 21, 32, 42)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.02.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.11.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, biçimine uygun düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı pay tescili istemi ile açılmıştır.

Mahkemece, yapının imar mevzuatına aykırı (kaçak) olması nedeniyle dava ret edilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.

Dayanak 19.06.1996 günlü satış vaadi sözleşmesinin incelenmesinden davacıya aynı zamanda yüklenici olan davalı tarafından tapuda pay satışının değil, 8924 parsel üzerine yapılacak inşaattaki kat irtifakına göre 7 numarayı alacak bağımsız bölümün satımının vaat edildiği görülmektedir.

2.8.2002 günlü bilirkişi raporuna göre yapıya inşaat ruhsatı alınmadan başlandığı mevcut haliyle imar mevzuatına aykırı (kaçak) olduğu anlaşılmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesi hükmünce yasadaki istisnalar dışında her türlü inşaat imalatına yetkili merciinden alınacak ruhsat (inşaat ruhsatı) ile başlanması ve inşaatın yetkili merciin onayacağı planlara uygun tamamlanması gerekir. Aksi takdirde anılan Yasanın 32 ve 42. maddeleri hükmünce yaptırımlar uygulanarak kaçak olan inşaatın yıkımına karar verilir. Bu nitelikteki yapıların ekonomik değeri olmayacağından böylesine yerlerde mülkiyet iddiasına dayanılarak açılan davalar dinlenemez.

Somut olayda da; davacının pay tescilini istediği yapının imar mevzuatına aykırı (kaçak) olduğundan buradan bağımsız bölüm tescili talep edilemez. Diğer taraftan 19.06.1996 günlü sözleşmede davacıya satımı vaat edilen arsa payı olmadığından arsa payı tescili talebinde de bulunulamaz. Sözleşmenin mevcut haliyle ifa olanağı yoktur. Davacı satış vaadi sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeni ile ancak Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanılarak âdemi ifa nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteyebilir. Böyle olunca, davanın reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur.

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 26.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/3401
Karar: 2008/3733
Karar Tarihi: 05.06.2008

ÖZET: Mahkemece her iki parselde bulunan binaların yasal hale getirilip getirilemeyeceği hususu Belediyeden sorularak inşaatların yasal hale getirilmesinin mümkün olması halinde bu konuda davacı yükleniciye gerekli süre ve yetki verilerek, yasal hale getirilmesi halinde davacının talebi buna göre değerlendirilmeli, aksi halde şimdi olduğu gibi dava reddedilmelidir. Her iki durumda da davalı yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmamalıdır. Mahkemece eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

(818 S. K. m. 355) (3194 S. K. m. 21, 32, 42)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava BK.nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak, olmadığı takdirde tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Eser sözleşmesinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için kendi edimini sözleşmeye, fen ve sanat kuralları ile yasaya uygun olarak yerine getirmesi gerekir. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca her türlü inşaat yapımı 26. maddede sayılan istisnalar dışında yerel idarelerden ruhsat alınmasına bağlıdır. Ruhsatsız bina aynı Kanun'un 32. maddesi hükmünce yıktırılıp ayrıca 42. madde uyarınca suç teşkil ettiğinden hem arsa sahibine hem de yükleniciye ceza yaptırımı uygulanır. İnşaatın ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapıldığı hususu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece resen göz önünde bulundurulur. Bu nedenle mahkemece de kabul edildiği gibi imar mevzuatına ve ruhsatına aykırı olarak yapılmış inşaat için yüklenici iş bedeline hak kazanamaz.

Somut olayda 13531 parsel sayılı taşınmaza yapılan inşaatın yasal hale getirilip getirilemeyeceği hiç araştırılmamıştır. 13532 parsel sayılı taşınmazdaki inşaatla ilgili olarak Avcılar Belediye Başkanlığı İmar ve Planlama Müdürlüğü'nün 29.06.2006 günlü yazısında 4. kat ile çatı katının yıkılması halinde binanın imara uygun hale getirilmesi ve ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı bildirilmiş ise de bu yazıda inşaatın hiçbir şekilde yasal hale getirilmesinin ve ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı açıklanmadığından anılan parselle ilgili yapılan inceleme de yeterli görülmemiştir.

O halde mahkemece her iki parselde bulunan binaların yasal hale getirilip getirilemeyeceği hususu Belediyeden sorularak inşaatların yasal hale getirilmesinin mümkün olması halinde bu konuda davacı yükleniciye gerekli süre ve yetki verilerek, yasal hale getirilmesi halinde davacının talebi buna göre değerlendirilmeli, aksi halde şimdi olduğu gibi dava reddedilmelidir. Her iki durumda da davalı yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmamalıdır.

Mahkemece eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları