Mesajı Okuyun
Old 17-04-2008, 15:06   #3
Av.Melih Eryaman

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım, cismani zarara maruz kalmış mağdurun yakınlarının manevi tazminat talep etmesinin koşullarına ilişkini bir Yargıtay kararı sunuyorum:

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 7.3.1999 tarihli ve 2000/416 esas ve 2000/2187 karar sayılı ilamının gerekçesinde şu hususlar yer almaktadır:

“… Mahkeme (trafik kazasında) yaralanan çocuğun anne ve babasının manevi tazminat isteklerini reddetmiştir.…..davacıların kız çocuğunun kamyon altında kalışı sonucu olarak göbek altından publis hizasına kadar uzanan kalıcı yara izi ve ... belden aşağı kısmının estetiğinin bozulduğu ... anlaşılmıştır.

Kişilik haklarının, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olduğu, ve bunların fiziksel, duygusal ve sosyal kişilik değerleri içerdiği gözetildiğinde… somut olaydaki duruma göre, davacıların kız çocuğunun yaralanmasının sosyal ve duygusal kişilik değerlerin kapsamında olup olmadığı konusu üzerinde durulmak gerekir. … Sosyal ve duygusal kişilik değerleri, kişinin toplum içindeki yeri, birlikte yaşadığı ailesi ve yakınlarının değer alanı içine giren haklardır.
… Bu bağlamda da Borçlar kanununun 49. maddesindeki düzenleme itibariyle de kişinin bizzat değil de yakınlarının (karı-koca, ana-baba ve çocuklarının) ağır yaralanması gibi somut olayın kendine özgü ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların kanıtlanması halinde sosyal ve duygusal değerlerin ihlal edildiği ve bozulduğu, böylece aile birliği içinde korunması gereken bağlılığın zarar gördüğünün kabulü gerekir. ………… Böylece davacıların geleceğe ilişkin istem ve beklentilerinin gerçekleşmemesi nedeniyle de sosyal kişilik değerlerinin bu yönden de saldırıya uğradığının kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden anne ve babanın manevi tazminat isteklerinin reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir…”