Mesajı Okuyun
Old 14-02-2004, 10:58   #1
Armağan Konyalı

 
Varsayılan Hangi Kadın Hakları

Sayın Kadınlar,

Kadın Hakları konusunda ne yazık ki ''hakkı olan kadınlar'' konuşmamaktadır. Birileri ''vekaleten'' yetkisiz temsil esasına göre kadınlarımız adına konuşmaktadır.

Birileri var ki kendilerini kadınların üzerinde görmekte.

Birileri var ki ''hakkı olan kadınları'' aşağıdaki gibi göstermekte:
haklarını kullanamayan,
zavallı, acınası,
cahil, eğitimsiz
korunması gereken,
ve bu birileri tarafından korunması gereken
iradesi ''sıfır'' ikinci sınıf bir ''insan cinsi''.

Birileri ''Kadın Hakları'' sözlerinin tılsımlı saygınlığı arkasına gizlenerek başka emeller peşinde.

Üzerlerinde oynanan bu oyunları engin sezgileri ile gören kadınlar
bu gibi kişi ve kurumlara itibar etmemektedir. Bu birilerinin amacı da zaten başka alanlarda itibar kazanmak olduğundan faaliyetlerine 'hışımla'' devam etmektedir.

Herkes başka kadın hakkı savunmakta:
Doğunun kadın hakları ''köle haklarına'' benzemekte.
Batının kadın hakları ise istediği zaman çalışabilen ''patron kadınlara'' göre düzenlenmekte.

Hangi kadın hakkını savunmalıyız ? Buna kadınlar karar vermeli.
Ama birileri kadınlar adına karar mercilerini etkiliyor.

İki örnek vermek istiyorum :

Birinci örnekte: TBMM'nde konuşan erkek hatibin sözleri kadın hakları ile ilgili gibi gözükse de, aslında tutucu bir toplum sisteminin ve eğitim sisteminin savunmasıdır. Böyle bir toplum ve eğitim sistemi ile kadın haklarının bağdaşmayacağı belli iken kadın hakları başka isteklerin kılıfı niteliğinde kullanılmaktadır. Sözleri aşağıda sizin değerlendirmenize sunuyorum :

(Kadınları öven ve kadın haklarının önemini vurgulayan uzun bir girişen sonraki bölümü aktarıyorum)
''''Ülkemizin ana dinamiğini ve yaşamımızın yarısını oluşturan, türümüzün devamını sağlayan kadınımız, bugün iç ve dış tehditlerle karşı karşıyadır.

Yaratılışı güzel, kendi güzel anamız, bacımız, eşimiz ve kızlarımız, cehalet, madde bağımlılığı, fuhuşla, yaratılışta kendine verilen aslî görevlerinden uzaklaştırılmaya çalışılarak, ulusumuzun geleceği yok edilmek istenmektedir.

Toplumun sosyolojik analizini yaptığımızda, bu ciddî tehdit açıkça görülmektedir.

Türkiye coğrafyasında doğurgan anaların oluşturduğu dinamik genç nüfusu görenler, bu gücün önünü kesmek için, toplumu oluşturmada esas unsur olan kadınımız için tuzaklar kurmaktadır.

Nitelikli ve yeterli eğitimi veremediğimiz için, her türlü eğlence yerleri, barlar, pavyonlar, diskotekler, gece kulüpleri ve benzeri yerler tuzaklarla doludur. Sigara, alkol, madde bağımlılığı, fuhuş, kadın ticaretiyle, kadınımız, sosyal ve toplumsal sorun haline getirilerek, aile yapımız çökertilmeye ve geleceğimiz karartılmaya çalışılmaktadır.

Tarihin derinliklerinden getirdiğimiz değerlerimiz ve toplum yapımız tahrip edilerek, kültür ve medeniyetimiz zayıflatılmaya, aile ve toplum dokumuz bozulmaya çalışılıyor.

Kadınlarımız ve toplumumuzu tehdit eden bu unsurlarla savaşmak, nitelikli eğitim ve değerler sistemimizin korunmasıyla mümkündür.

Parlamentoda, yasalardaki boşlukların giderilmesi, devletin bütün kurum ve kuruluşlarının görevlerini üstün gayretle yerine getirmesi, geleceğimizin sağlıklı yapılanmasını sağlayacaktır. '''''

İkinci örnek :

Tüm kadınlar adına konuşmakta olduğunu iddia eden bazı kadın güçleri var. Bu kadın güçlerinin üyeleri iş yaşamında çalışan, maddi açıdan ''tuzu kuru'' kadınlardan oluşmakta. Avrupa görmüş ya da Avrupa'nın kurallarını bilen Avrupai kadınlar yurdumuz kadınları adına davranmaktalar.

Ve eski Medeni Yasa'daki ''erkeğin eve bakma yükümlülüğü'' maddesinin Yeni Medeni Yasa ile değişmesinden yurdum kadınının ne kadar zarar gördüğüne aldırmıyorlar. Çünkü ''Avrupa'da da böyle''

Saygılarımla