Mesajı Okuyun
Old 06-11-2010, 10:39   #18
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
1) (A)'nın (B' nin evinde kalorifer ve benzeri işlerin döşemesini ve kurulması işini yüklenmiştir.

2) (B) bu işi (A) tarafından gerçekleştiğini ikrar etmektedir.Ancak, bu işin (C)'nin bir hediyesi olduğunu ileri sürmektedir.


Tartışmanın doğru zeminde yapılabilmesi için (B)nin beyanının hukuki niteliği belirlerlemiz gerekiyor. (B) nin beyanın hukuki dildeki karşılığı "gerekçeli inkar" dır. Ya da dokrindeki ifadesiyle "vasıflı ikrar"dır. (Her nekadar hediye verdiği iddia edilen kişi üçünçü kişi de olsa bu ikrarın niteliği değiştirmez.)

Bu ikrarın bölünemeyeceği kabul edildiğinden ispat yükü davacıdadır. Yani (A), (B) ile aralarında akit olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür.Davacı da bu akdi ancak ve ancak kesin delillerle ispat edebilir. Takdiri delillerle ispat edemez. Yani tanıkla ispat edemez. Veyani yazılı delil yoksa sadece yemin deliline başvurabilir.


Gerekçeli inkar ile bir örnek içtihat:

.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

Esas : 2001/7562
Karar : 2001/9640
Tarih : 01.01.2001


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddineyönelikolarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Yusuf Demirci geldi diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğundaduruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak, dosya incelendi gereği düşünüldü.

Davacı, eşinin kardeşi olan davalıya evlenirken evlerinin tadilat, mobilya ve düzenleme işlerini verdiğini, akrabalık nedeniyle yazılı sözleşme yapılmadığını, banka aracılığı ile davalıya 13.490.000.000 Tl. gönderdiğini, davalının hesap vermediğini, mahkemece yaptırılan tesbitte6.112.375.000 Tl. harcama yapıldığının belirlendiğini, eşinin aldığı buzdolabı, fırın, çamaşır ve bulaşık makinesi bedellerinin indirilmesi ile davalıya 5.077.625.000 Tl. fazla ödeme yaptığını ileri sürerek ticari faizi ile ödetilmesini talep etmiştir.

Davalı, kendisine 9.290.000.000 Tl. ödendiğini, harcama tutarının 12.490.000.000 Tl. olduğunu, davacının kendisine borçlu olduğunu, ödenen 750.000.000 Tl.nın davacının babasının borcu nedeniyle ödediğini, tesbit raporunu kabul etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne 1.261.150.000 Tl.nın dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Mahkemece, davacı tarafından banka aracılığı ile davalıya yapılan ödenek toplamının 10.290.000.000 Tl. olduğu kabul edilmiştir. Bu ödemelerin içinde 14.12.1998 tarihli 750.000.000 Tl.lık ödemeyi davacının babası Kemal Dağüstü yapmış görünmektedir. Davacı, babasının bu ödemeyi kendi adına yaptığını ileri sürmekte ise de, davalı davacının babasına yapmış olduğu iş karşılığı babasının kendi borcu için gönderdiğini bildirmektedir. Mahkemece bu ödemenin, davacı adına babası tarafından yapıldığının kabulü ile hüküm kurulmuştur. Oysa davacı iddiasını ispat etmek durumundadır. Davalının gerekçeli inkarda bulunduğu da gözetilerek, olayda ispat külfetinin davacıya düşmesine rağmen, mahkemece ispat külfetinin tersine çevrilerek, davalının ispat edemediğinden bahisle bu kalem isteğin kabul edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereği temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Olaya bir de tersinden bakalım:

Varsayalım Adnan Bey'in belirttiği gibi olayda Vasıflı İkrar olduğu kabul edilsin ve Davacı, Davalı ile bir akit yaptığını ispatlamakla yükümlü tutulmuş olsun ve Adnan Bey'in belirttiği şekilde kesin delil olmadığı için bu ilişkiyi ispatlayamasın!!

Bu durumda Adnan Bey'in görüşüne göre Davasının reddedilmesi gerekir. (Dava) Reddedilmiş olsun ve karar kesinleşsin!

Adnan Bey'e sorudur: Davacının istisna akdini Dava dışı Abla ile de yaptığına ilişkin bir kesin delili olmadığına göre, Davacı bunun üzerine kime karşı, ne yapmalıdır?

Sonradan eklenen ikinci soru: Dava derdest iken, hakim hukuku re'sen uygulayıp, taraflar arasındaki ilişkinin akdi değil, sebepsiz zenginleşme olduğuna karar veremez mi?