Mesajı Okuyun
Old 05-11-2010, 19:24   #11
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
İlk ispatlanması gereken husus, yapılan işlerin Davacı tarafından yapıldığının ispatlanması olacaktır. Ancak sanıyorum bu noktada ispat sorunu vardır ki hakim , "yemin" teklifi hakkınızı Davacıya hatırlatmıştır.

İşi, Davacının yaptığını ispatlayabilseydiniz, Davalının, "Ablam hediye etti" savunmasını kendisinin ispatlaması gerekirdi. (Diye düşünüyorum)


Eğer "ablam hediye etti" ikrarına "bağlantısız bileşik ikrar" dersek bölünen ispat yükü davalıda yok buna "gerekçeli inkar" dersek ispat yükü davacıda. Benim kanaatim bunun "gerekçeli inkar" olduğu yönünde.. Yargıtay'ın bir kararında bunu gerekçeli inkar olarak görmüş.

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2003/16366
Karar : 2004/4874
Tarih : 01.01.2004



Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı davalıların 2 adet atını emanet alıp vermediklerini atların günlük getirisi ile birlikte değerleri toplamı 1.160.000.000TL.nin tahsilini talep etmiştir.

Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece davacının davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılarca temyiz edilmiştir.

Davacı davaya konu atların kendisine ait olduğunu bir süre kullanmak amacı ile kızı Ümmü atlı ve torunu Rasim Dikbıyık'a ve gayriresmi damadı davalı Mustafa Çöldana bıraktığını ancak iade edilmediğini ileri sürerek atların rayiç bedelleri ile bu atları kullanmaktan kaynaklanan yapamadığı hasat bedelinin ödetilmesini istemiştir.

Davalı Ümmü birinci eşi öldüğünde oğlu Rasimin küçük olduğunu davacının Rasime bir tay hediye ettiğini tayın zamanla yavrulayıp uyuşmazlığa konu diğer atın olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır.

Bir davada maddi olguyu bildirmek taraflara hukuki niteleme hakime ait olup, davacının dava dilekçesindeki ileri sürüşüne göre BK. 299. vd. maddelerdeki ariyet sözleşmesine dayanmıştır. Davalılardan Ümmü savunmasında ariyeti reddederek gerekçeli inkarda bulunmuş diğer davalılar davayı kabul etmediklerini bildirmiştir. Hal böyle olunca kural olarak akdi ilişkiyi davacı ispatlamalıdır. Davacı tanığı taraflar arasındaki ariyetten söz etmemiştir. Şu hale göre ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.4.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Adnan Koray'ın aktardığı karar yukarıda aktardığım Hukuk Genel Kurulu Kararına aykırıdır ve ''hakkın kötüye kullanılmasını kanun himaye etmez'' kuralı bakımından bir iddia,savunma ve irdelemeyi içermemektedir. Uygulamada,bu şekilde fiilen yapılan işlerin rayiç bedelinin tesbit edilerek işi kabul eden davalı taraftan tahsiline dair sayısız mahkeme kararı vardır. Hatta şöyle de düşünebiliriz : Bir işin yapılması hukuki fiildir,hukuki işlem değildir ve bu nedenle hukuki fiiiller her tür delille ispat edilebilirler.


Hakkın kötüye kullanımından söz etmemiz için bir hak olmalıdır. Örneğin, Canlı ya da cansız olabilmek için ilk önce var olmak gerekiyor. Siz canlı diyorsunuz ben ise cansız demiyorum. Ben ise “yok” diyorum. Çünkü canlı olabilmesi var olması lazım. Var mı?