Mesajı Okuyun
Old 07-08-2008, 23:22   #10
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Adliyede duruşma bekliyoruz. Bir gün önce bir mp3 çalar almıştım. Mp3 çaları telefonmuş gibi kulağıma yapıştırıp konuşarak Baro başkanımızın odasına girdim. İçeride birkaç avukat arkadaş daha var, sohbet ediyorlar.
Ben (sözde telefona): "Ya bu telefon güzel de şarjı çabuk bitiyor. Sen beni öbür numaramdan ara."
Ben (güya telefonun güya şarjı bitti ya, söyleniyorum): "Hay Allah ya, uzun konuştuk mu bitiveriyor."
Bu arada telefonu (!) Başkan'ın gözü önüne, masasına bırakıyorum.
Başkan: "Nasıl bir şey bu ya? Ne kadar da küçük."
Telefonu (!) alıyor, şöyle bir bakıyor, gömlek cebine koyuyor.
Başkan: "Süper bir şeymiş. Nereden aldın bunu?"
Ben: "Başkanım, eşim hediye almış ama beğenmedim, şarjı çabuk bitiyor."
Başkan: "Olsun ya, çok güzelmiş. Kaç para bu?"
Ben: "Dünya para! Bizimki gidip bir sürü para vermiş buna."
Başkan: "Ne kadar?"
Ben: "Başkanım 600'e almış ama 400 veren olsa satacağım."
(Oysa elindeki sözde telefon-mp3 çalar sadece 100 YTL)
Başkan: "Tamam ben alayım."
Ben: "Başkanım sana uymaz bu, şarjı hemen bitiyor."
(Naz, her zaman işe yarar.)
Başkan: "Olsun. Şimdi yanımda fazla para yok, büroya gidince göndereyim."
Ben: "Olmaz Başkanım, hiç olmazsa yarısını ver."
Başkan ceplerinde para ararken ben arkadaşlara göz kırpıyorum ve şakayı daha fazla devam ettirmiyorum.
Ben: "Başkanım sen ona iyi baktın mı? Mesela rakam tuşları nerede?"
Başkan: "Allah allah, sahi nerede? Nasıl telefon bu ya?"