Mesajı Okuyun
Old 30-04-2007, 20:17   #7
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/10013
K. 2004/521
T. 26.1.2004
• İSTİHKAK DAVASI ( Faturanın İspat Kuvveti-Davacı ile Borçlunun Birlikte Oturdukları Evde Haczedilen Mallar )
• MÜLKİYET KARİNESİ ( Üçüncü Kişinin İstihkak Davası-Davacı ile Gayrıresmi İlişki Olan Borçlunun Birlikte Oturdukları Evde Haczedilen Mallar )
• FATURA ( İstihkak Davasında Kesin İspat Aracı Olup Olmadığı )
• BORÇLU VE ARKADAŞININ BİRLİKTE OTURDUKLARI KONUTTA HACZEDİLEN MALLAR ( Üçüncü Kişinin İstihkak Davası-Mülkiyet Karinesinin Kimin Yararına Olduğu )
2004/m.8, 97/a
ÖZET :Haciz, davacı ile gayri resmi ilişkisi olan borçlunun birlikte oturdukları konutta gerçekleştirilmiştir. Bu durumda İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi ( borçlu ) dolayısıyla alacaklı yararınadır.
DAVA VE KARAR : Uyuşmazlık 3. kişinin takip hukukuna dayalı istihkak davasına ilişkindir.
İİK'nun 8.maddesi uyarınca aksi kanıtlanmayan 18.1.2003 haciz tutanağı içeriğine göre, haciz, davacı ile gayri resmi ilişkisi olan borçlunun birlikte oturdukları konutta gerçekleştirilmiştir. Bu durumda İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi ( borçlu ) dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi kesin ve inandırıcı nitelikteki kanıtlarla kanıtlanmalıdır. Davacının sunduğu 16.10.2000 tarihli annesi adına düzenlenen TV faturası yönünden annenin bu malı davacı kızına bağışladığı hakkında bir kanıt sunulmadığından, TV'ye ilişkin davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. 27.4.1998,13.8.1997, 1.4.1998 tarihli Arçelik TV, çamaşır Makinası ve Bulaşık Makinası yönünden ise faturaların gerçekliği saptanmadığından karinenin aksi kanıtlanmış sayılmaz. Bu nedenle fatura dip koçanlarının faturayı düzenleyen şirketten ( firmadan ) getirtilerek şirket yetkilisinin dinlenmesi, gerektiğinde faturanın bu şirket defterlerinde hacizli malların ise envanterinde kayıtlı olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/10430
K. 2004/1636
T. 26.2.2004
• BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA GERÇEKLEŞTİRİLEN ANLAŞMALI BOŞANMA ( Davacı Üçüncü Kişi İle Borçlunun Birlikte Oturdukları Evde Yapılan Hacizde Mülkiyet Karinesinin Alacaklı Yararına Olduğu )
• MÜLKİYET KARİNESİ ( Senedin Vade Tarihinden Sonra Anlaşmalı Olarak Boşanan Davacı Üçüncü Kişi İle Borçlunun Birlikte Oturdukları Evde Yapılan Hacizde Alacaklı Yararına Olduğu )
• FATURANIN KANIT OLMA KOŞULU ( Gerçek Olduğunun Saptanması Halinde Karinenin Aksinin Kanıtlandığının Kabulü Gereği )
2004/m. 97/a
ÖZET : Takip dayanağı senedin vade tarihinden sonra anlaşmalı olarak boşanan davacı üçüncü kişi ile borçlunun birlikte oturdukları evde yapılan hacizde mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğu kabul edilmelidir.
Faturaların gerçek olduğunun saptanması halinde söz konusu karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı ( 3. kişi ) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı 3. kişinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Uyuşmazlık 3. kişinin İİK'nın 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Takip dayanağı borç 10.6.2000 vade tarihli bonodan kaynaklanmakta olup, haciz borcun doğumundan sonra anlaşmalı olarak boşanan davacı 3. kişi ile borçlunun boşanmaya rağmen birlikte oturdukları evde ve borçlunun huzurunda yapıldığından, İİK'nın 97/ a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Ancak bu yasal karinenin aksinin güçlü delillerle kanıtlanması olanaklıdır.
Davacının gelir ve kazancının bulunduğu da dosya içerisindeki vergi kaydı ve diğer belgeler ile tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Davacı 3. kişi. kanıt olarak haczedilen eşyalardan Arçelik LV. çamaşır makinası ve Wrilpoll fırın için haciz tarihinden öncesine ait faturalar ibraz etmiştir. Faturaların gerçek olduğu saptandığı takdirde içeriğindeki eşya yönünden yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü gerekir. Bu durumda, yukarıda belirtilen 3 adet eşyaya ait fatura dip koçanlarının faturayı düzenleyen firmadan getirtilmesi, faturayı düzenleyen firma yetkililerinin tanık sıfatıyla çağrılıp dinlenmesi, gerektiğinde faturanın firmanın ticari defterlerinde, eşyanın da envanterlerinde kayıtlı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken. eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O halde, davacı 3. kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA. temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine. 26.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/10126
K. 2003/189
T. 21.1.2003
• İSTİHKAK ( Hacizli Mallarla İlgili Fatura İbrazı-Bu Faturalarda Malların Ayırt Edici Özellik ve Niteliklerinin Yazılı Olmaması )
• FATURA ( Her Zaman İstenilen Kişi Adına Düzenlenmesi Mümkün Olan Faturaların Mülkiyet Karinesinin Aksini İspata Yeterli Olmaması )
• MÜLKİYET KARİNESİ ( Her Zaman İstenilen Kişi Adına Düzenlenmesi Mümkün Olan Faturaların Mülkiyet Karinesinin Aksini İspata Yeterli Olmaması )
2004/m.97/a
ÖZET : Haciz, davacı ile borçlu kardeşinin birlikte bulunduğu adreste yapılmıştır. Mülkiyet karinesi, borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Hacizli mallarla ilgili fatura ibraz edilmişse de bu faturalarda malların ayırt edici özellik ve nitelikleri yazılı değildir. Bu sebeple her zaman düzenlenmesi mümkün bulunan faturalar mülkiyet karinesinin aksinin ispatına yeterli değildir.
DAVA : Kararın temyizen tetkiki davalı ( alacaklı ) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Uyuşmazlık takip hukukuna ilişkin istihkak davasıdır.
Haciz, davacı ile borçlu kardeşinin birlikte bulunduğu adreste 8.12.2000 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacı, haciz sırasında bu işyerinin ortağı bulunduğu A. İnşaat ve Ticaret Limited Şirketine ait olduğunu bildirmiş, bu işyerini şirkete kiraladığına ilişkin kira sözleşmesi ile birlikte vergi levhası ve tapu kaydı ibraz etmiştir. Mülkiyet karinesi, İİK.'nun 97/a maddesi uyarınca borçlu, dolayısıyla alacaklı yararınadır. Davacı haciz sırasında haciz yapılan yerin ortağı olduğu şirkete ait olduğunu bildirmesine karşın, dava dilekçesinde bu malların mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek çelişkiye düşmüş ve bazı hacizli mallar için faturalar ibraz etmişse de bu faturalarda fatura içeriğindeki malların ayırt edici özellik ve nitelikleri ( renk m2 - marka gibi ) yazılı değildir. Bu sebeple her zaman istenilen kişi adına düzenlenmesi mümkün bulunan bu faturalar mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir. Halı ve koltuk takımları dışında hacizli mallara ilişkin inandırıcı herhangi bir belge gösterilmemiştir. Borçlunun davacının yanında hizmetli olarak çalıştığını bildiren tanığın soyut düzeydeki anlatımı da hükme esas alınacak nitelik ve yeterlilikte değildir. Bu nedenlerle davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istck halinde temyiz edene iadesine 21.1.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/2792
K. 2003/4196
T. 5.5.2003
• İSTİHKAK TALEBİ ( Haczin Davacı Üçüncü Kişi Firmayla Borçu Firmanın Müşterek Adresinde Yapılmış Olması )
• MÜŞTEREK ADRESTE YAPILAN HACİZ ( İstihkak Talebi - Üçüncü Kişi Firmanın Borçlu Firmayla Aynı Adreste Olmasının Talebe Etkisi )
• MÜLKİYET KARİNESİ ( İstihkak Davacısı ile Borçlunun Müşterek Adresinde Yapılan Haciz - Karinenin Aksinin İspat Edilebilmesi )
2004/96,97/a
ÖZET : Uyuşmazlık 3.kişinin İİK.'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Haciz borçlu Ltd. Şti. ile 3.kişi ( Ltd. Şti. )'nin Ticaret sicilinde kayıtlı müşterek adreslerinde yapılmıştır. Davacı 3.kişi ile borçlunun aynı adreste faaliyet göstermeleri nedeniyle İİK.'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Ancak bu yasal karinenin aksi güçlü ve inandırıcı delillerle kanıtlanabilir. Somut olayda davacı 3.kişi ( Ltd. Şti. ) 26.10.1993 tarihinde borçlu ( Ltd. Şti. )'de 14.2.1995 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiştir. Takip dayanağı olan çekler ise 2001 yılında keşide edilmiştir. Her iki şirket borcun doğumundan önce kurulmuş olduğundan sadece ortaklarının aynı gerçek kişiler olması nedeniyle organik bağdan, başka bir anlatımla da borçtan kurtulmaya yönelik muvazaalı işlemlerden söz edilemez. Öte yandan davacının ibraz ettiği faturaların borcun doğumundan önceki tarihlerde alınmış olmasına göre gerçek olduklarının saptanması durumunda yasal karinenin aksinin ispat edildiğinin kabulü gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı ( 3. Kişi ) vekili tarafından istenmiş, mercice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M. Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Uyuşmazlık 3.kişinin İİK.'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Haciz borçlu Ltd. Şti. ile 3.kişi ( Ltd. Şti. )'nin Ticaret sicilinde kayıtlı müşterek adreslerinde yapılmıştır. Davacı 3.kişi ile borçlunun aynı adreste faaliyet göstermeleri nedeniyle İİK.'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Ancak bu yasal karinenin aksi güçlü ve inandırıcı delillerle kanıtlanabilir.
Somut olayda davacı 3.kişi ( Ltd. Şti. ) 26.10.1993 tarihinde borçlu ( Ltd. Şti. )'de 14.2.1995 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiştir. Takip dayanağı olan çekler ise 2001 yılında keşide edilmiştir. Her iki şirket borcun doğumundan önce kurulmuş olduğundan sadece ortaklarının aynı gerçek kişiler olması nedeniyle organik bağdan, başka bir anlatımla da borçtan kurtulmaya yönelik muvazaalı işlemlerden söz edilemez. Öte yandan davacının ibraz ettiği faturaların borcun doğumundan önceki tarihlerde alınmış olmasına göre gerçek olduklarının saptanması durumunda yasal karinenin aksinin ispat edildiğinin kabulü gerekir.
Mercice yapılacak iş; faturası ibraz edilen mahcuzlar yönünden fatura dip koçanlarını ilgili firmalardan getirtmek, faturayı kesen firma temsilcilerini dinlemek, gerektiğinde faturayı kesen firmaların defter ve kayıtları ve envanterini incelemek, aynı şekilde davacı şirketin kayıtlarında inceleme yapmak suretiyle faturaların gerçek olup olmadığını ve hacizli mallara ait olup olmadığını incelemek ve elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı 3.kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 5.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın ayşebetul
Yukarıdaki kararlardan sorunuza cevap bulacağınızı inancındayım.
İstihkak iddiası presödörü işleyecektir.