Mesajı Okuyun
Old 22-02-2009, 20:29   #26
Gemici

 
Varsayılan Hukuki Düşünce. Hukukçular Nasıl Düşünür?

Hukukçu mantığı, hukukçuların olayları değerlendirmesi kendine özgü, normal düşünceden, günlük düşünceden ayrı bir düşünüştür. Hukuk mantığına uygun olarak düşünmek bir hukukçuyu hukukçu yapan özelliklerin başında gelir bence. Kendilerini dinlerken veya yazdıklarını okurken hayran olduğum hukukçular vardır. Hayran kalmak yetmiyor tabii ki, hayranlık duygusunun yanında bir de soru işareti takılıyor kafama, kendi kendime şu soruyu soruyorum ‚Sen ne ölçüde hukukçu düşüncesiyle düşünüyorsun’ Yine kendi kendime verdiğim cevap bu düşünceye tam olarak hakim olamadığım yönünde.

Hukukçu düşüncesinin ne olduğunu ve özelliklerini İnternette okuduğum bir makaleden aktarmak istiyorum; İsviçreli hukuk profesörü Prof. Dr.iur., h.c. Peter Gauch’ın bir makalesi.

Gauch hukuki düşüncenin altı belirgin özelliği olduğunu belirtiyor. Bunlar sırasıyla:
  • Yasallık özelliği:
Hukuki düşüncenin yasallık özelliğinden, yasal bir kategori çerçevesinde literatür ve içtihatlardan oluşan hukuk bilimi anlaşılır. Bu özelliğin temelinde olay ve bu olaya bağlı olan hukuki sonuç yatar. Örneğin, mala zarar verme fiili, verilen zararın tazmini sonucunu doğurur. İlk bakışta basitmiş gibi görünen bu durum aslında karmaşıktır;
    • Belirli bir yorumu gerektrir. Mala zarar vermenin ne olduğu yorumla anlaşılır. Yorum belirli bir düşüncenin ürünüdür. Yorumu yapan kişinin ruhsal durumu ve değer sistemi ile bağıntılıdır. Böyle olunca da yorumdan yoruma kısaca belirtmek gerekirse yorumcudan yorumcuya sonuç değişir.
    • Yasallığın yorumdan sonraki özelliği, hukuk cümlelerinin belirli bir amaca yönelik oluşlarıdır. Mala verilen zararın tazmin sonucunu doğuracağının amacı toplum düzenini korumaktır.
  • Hukuki düşünce soyuttur:
    • Soyut düşünce belirli bir olayı genelleştirir, hukuken önemli olan öğeler öne çıkarılır, diğer öğelerden arındırılır. Bunun sonucu olarak hukukun bir olayı tum öğeleriyle değil, sadece hukuken önemli olan öğeleriyle değerlendirilmesidir.
    • soyut düşüncenin neticesi hukukçunun soyut kavramlarla düşünmesine yol açar; Temyiz kudreti örneğin.
    • soyut düşününce somut şeyler geri plana atılır.
  • Hukuki düşünce mantıkidir:
Akla dayanır, hislere yer yoktur. Gauch, buna rağmen hukuki düşüncenin hislerden arınmış bir düşünce olmadığını, karar veren bir hakimin, hukuk bilimcilerinin ve hukukla uğraşan diğer kişilerin birer makina olmadıklarını ve hislerin düşüncede büyük bir rol aldıklarını belirtiyor.
  • Hukuki düşünce sistematiktir:
Olayları değerlendirirken belirli bir sistem çerçevesinde değerlendirmesek karmaşıklığın içinden çıkamayız. Öğeler arasındaki ilintiyi ve bağlantıyı göremeyiz.
  • Hukuki düşünce ‚hatalı’ düşünmektir:
İnsanlar genel olarak iki değişik kategori içinde düşünürler: iyi ve kötü , doğru ve yanlış, uzun ve kısa, pişmiş ve çiğ, akıllı ve aptal.’ Gauch’a göre hukukçular zamanlarının büyük kısmını ‚hatalı’ ve ‚hatasız’ kategorileri içinde düşünmekle geçiriyor. Karşılaştıkları olayları hatalı ve hatasız diye ikiye ayırıyorlar. Hatalı olan hukuk normlarına karşıdır, hukuka aykırıdır, haksızdır, geçersizdir.
  • Hukuki düşünce geleneklere bağlı bir düşüncedir:
Hukuk bilimi genelde geçmişe yöneliktir gelişim yönü biraz gevşektir. Bunun sebeplerinden bir tanesi, hukukun ataerkil yapısının günümüze kadar devam etmesidir; Şimdiye kadarki bilim ve yargı, öncelikle düşünce yapıları ve toplumsal işbölümü konusundaki düşünceleri yasalara yansıyan, erkekler tarafından oluşturulmuştur. Hukukun güven verici yönünü göz önünde bulundurursak bu durum faydalıdır da, yeni gelişimlere ayak bağı olmadığı sürece. Gelecek geçmiş üzerine kurulur. Diğer taraftan hukuk gelişime muhtaçtır. Genç hukukçular yeni düşünce tarzları ile bu gelişimi ileriye götürebilirler. Yeni birşeyler yaratma, hukuku ileriye götürme bazen, hukukun boşluklarından faydalanan hukukçular tarafından olur.


Saygılarımla



Kaynak:
Juristisches Denken, Wie denken Juristen?
Prof. Dr. iur., h.c. Peter Gauch

Universität Freiburg/Schweiz,
Ständäger Gastprofessor an der Universität Luzern