Mesajı Okuyun
Old 01-01-2008, 10:01   #12
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan *sinequanon*
Mesela eşi tecavüze uğramış bir hakimin aynı suçtan sanık konumunda olan kişiler hakkında adil bir biçimde yargılama yapabilmesi gibi.

Saygılarımla...

Sayın Sinequanon:

Bu mümkünmüdür ?

Kendimizi eşi tecavüze uğramış hakimin yerine koyarsak, tecavüzden sanık olarak önümüze gelmiş kişilere hangi gözle bakarız, nasıl davranırız ? Eşi tecüvüze uğramış hakim olarak vereceğimiz karar ile, Eşimiz tecavüze uğramamış olsaydı vereceğimiz karar değişirmiydi ?

Sizin yazdığınız açık, mümkün olması lazım diyorsunuz, yüzde yüz katılıyorum, zira ideal olanı konuşuyoruz. Ancak bunun ne kadar mümkün olabileceği konusunu merak ettim.

Yine :
Alıntı:
Alıntı:
Av. Neslihan
Sayın Gemici, izninizle ben sorunuzu ideal hukukçu nasıl olur'dan ziyade, ideal avukat nasıl olur şeklinde anlamak ve cevap vermek istiyorum. İdeal avukat yalan söylemez. Özellikle kendisine maddi menfaat, şöhret getirebilecek bir durumda asla söylemez. Gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya koyar. Ancak bu gerçeklikte müvekkilinin lehine olan hususları belirginleştirebilir, somut olayla ilgili, kendi hukuk bilgisi içinde bulup ortaya çıkardığı mevzuattan olabildiğince yararlanır. İdeal hukukçu çok çalışkan olur. Zamanını boş, faydasız şeylerle geçirmekten mümkün olduğunca uzak durur. Ahlaklı olur. Herkesin güvenebileceği biri olur. Vicdanlı ve sevgi dolu olur. Hiçbir insana durup dururken haksızlık yapmayı istemez. Uyumlu olur. Çok sabırlı olur. Az öfkelenir. Kendisi adalet peşindeyken, adalet beklerken o da herkese karşı adaletli olur. Terazisini aklında tutar. Sürekli tartar. Asli görevi hukukçu olmak olduğundan tüm hedeflere salt hukuk yolundan ulaşmaya çalışır. Hukuku asla göz ardı etmez. Gelişmiş hukuk sistemleri ( Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, uluslararası sözleşmeler, insan hakları mevzuatı gibi )ulaşması gereken hedefler olur.

Sayın Av. Neslihan'ın yazdıkları ideal olanı, peki bu gerçekte nasıl ? Kağıt üzerinde Dürüstlük, Doğruluk, Çalışkanlık, Ahlaklı ve Erdemli olma konusunda kimse toz kondurmuyor. Avukatlık, Hatta Hakimlik Savcılık Mesleğinin nasıl icra edildiği gerçeği Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğünde ki SORUŞTURMA DOSYALARINDA ortaya çıkıyor. Bu konuda biraz bilgi sahibiyim, görseniz şaşıracağınızdan eminim.

Sayın Gemici Konuyu isabetli olarak İDEAL HUKUKÇU olarak açtı bu şekilde devam etmesinde yarar var diye düşünüyorum. Zira Sitede sadece avukatlar değil Diğer Meslekler ve Hukukçu kimliğini haiz insanlar da var. Örneğin Sayın Gemici Avukat değil ama hukukçu mantığını haiz bir hukuksever ve hukuk gönüllüsü olabilir. Konuyuda zaten kendisi açtı. Hukukçuyu tartışmakta yarar var diye düşünüyorum.

Alıntı:
Alıntı:
Gemici
Diğer bir örnek: "Hukukçu yürürlükte olan hukuk normlarına bağlı kalmak zorunda değildir. Hukukçu için önemli olan doğru bildiği hukuktur. Bu doğru hukukun gerçekleşmesi için yürürlükteki hukuka ters düşebilir ve onu çiğner".

Yasa yasadır. Hukukçu Yürürlükteki yasaya uymakla yükümlüdür. Beğenmesek te yürüklükte kaldığı müddetçe uyulması zorunludur.. Kişinin kendi hukukunu oluşturması fikrini de kabul etmem mümkün değildir. Subjektif ve kişiden kişiye değişen doğrular kaos ve karmaşa yaratır. Terör örgütleri kendi hukuklarını uyguluyorlar. Keza Mafyalar, yasa dışı teşekküller kendi hukukunu uyguluyor.

Bu nedenle hukukçu yasaları geliştirilmeye çalışır ancak kendi hukukunu ortaya koymaz ve onu uygulamaya kalkmaz kalkamaz aksi terör getirir.

Ancak burada aklıma gelen iki soru var.

1. Kağıt üzerinde mutabık kaldığımız doğrular fiiliyatta ne şekilde yaşanıyor. Kağıt üzerinde sonuna kadar hukuku, hukukun üstünlüğünü savunurken somut olaylarda hukuku ve hukukun üstünlüğünü ne kadar savunuyoruz ve yaşama geçiriyoruz.

2. Hukukçu yürürlükteki yasalara uymakla yükümlü. Peki devam eden ve uygulanırlığını yitirmiş yasalar konusunda ne diyeceğiz. Şu anki durumu tam takip etmedim ancak yakın zamana kadar yürürlükte olan Örneğin :
  • "Düğünlerde Meni İsrafat kanunu" Kurtuluş Savaşı yıllarında çıkarılmış, düğünlerde birden fazla koyun kesilmesini yasaklayan, harcamaları ve eğlenceyi gün şekil olarak kısıtlayan bir kanun.
Bu yasa savaş ortamında çıkartılmış bir yasa. Tam bilmiyorum ancak halen yürürlüğü devam ediyorsa bu yasaya Hukukçunun uyması ve düğünlerde konulan kuralları harfiyen uygulaması gerekir.

BENCE ÇARPICI BİR ÖRNEK DAHA :

Kapalı yerlerde sigara kullanımı yasaklandı. Tüm Hukuk uygulayıcıları, Hakim, Savcı, Avukat ve kendini hukukçu olarak niteleyenlerden kaç tanesi buna uyuyor ve cezai müeyyide olarak konulan para cezası kaç kişiden alındı.

Sigara odaları olacaktı sözde sevindik pasif içici konumunda artık zarar görmiyeceğiz diye. Ancak hala yüzümüze üflemeye devam ediyor saygı değer hukukçu arkadaşlar. Allah' tan otobüslerde uygulandı da arka koltuktan sürekli başımıza kulağımıza üflenen dumanlardan kurtulduk.

İDEAL HUKUKÇU SİGARANIN YASAK OLDUĞU ORTAMLARDA, SİGARA İÇMEYEN MESLEKTAŞININ YÜZÜNE SİGARA DUMANI ÜFLEMEYEN KİŞİDİR.

Yazının sonuna doğru doğal olarak ortaya çıktı ama bu Hukukçu tanımınıda sevdim doğrusu

Tüm Site Üyelerinin, Ziyaret eden konukların ve Burada kazandığım arkadaş ve dostlarımın Yeni Yılını Kutluyor, Sağlık, Mutluluk, Huzur dolu bir 2008 yılı geçirmeleri dileği ile;

Dumansız Yıllar Diliyorum...

Saygılarımla...