Mesajı Okuyun
Old 29-03-2018, 12:07   #2
av.gozde

 
Varsayılan

8. Hukuk Dairesi 2017/14471 E. , 2017/14687 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


... A R A R

Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen malvarlığı nedeni ile mal rejiminin tasfiyesi 10.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 19.06.2015 tarihli dilekçesi ile, talep miktarını artırarak toplam 279.892,36 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, toplam 90.892,36 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalının...... plakalı araca ve araç için kullanıldığı iddia edilen krediye ilişkin temyiz itirazlarınının incelenmesine gelince;
Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, aracın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu aracın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye tarihinde ki sürüm değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, aracın ruhsat ve satın alınma bilgileri, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 11.12.1987 tarihinde evlenmiş, 30.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 29.04.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığ ı(743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 42 KG 300 plakalı 2010 model Ford marka araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.10.2009 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Taraf beyanları, banka kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacının araç nedeni ile alacak talebinde bulunduğu, davalının aracın kredi ile alındığı ve borcunun bulunduğunu iddia ettiği, Mahkemece 42 KG 300 plakalı aracın alınmasına kullanıldığı iddia edilen banka kredisinin sunulan banka dökümlerinden araç kredisi olmadığı ve bu kredinin araç alınmasında kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesi ile aracın sürüm değerinin yarısı oranında katılma alacağına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Temyiz aşamasında noksan ikmali ile tamamlanan banka yazısına göre, davalı ...'in Yapıkredi Bankası'ndan 02.11.2009 tarihinde 36 ay vadeli 43.000,00 TL bedell.... 0 km' türünde kredi kullandığı, kredinin boşanma dava tarihine kadar (30.06.2010) 7 aylık taksiti ödenmiş olduğu, 29 aylık taksidin borç olarak kaldığı görülmektedir. O halde, davalının Yapıkredi Bankası'ndan kullandığı kredinin kredi türü ve kredi tarihi dikkate alındığında tasfiye konusu araç için kullanıldığı sabittir. Tüm bu açıklamalara göre, Mahkemece, yukarda açıklanan Dairemiz'in ilke ve uygulamalarına göre, öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunup bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü yapılarak sonucuna göre, iddia ve savunma çerçevesinde talep hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.535,15 TL peşin harçtan onama harcının mahsubu ile artan 1.503,75 TL'nin davacıya iadesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.