Olay:

Tarafları aynı olan icra takibi başlatılıyor.

İlk icra takibinde şirkette istihdam edilen avukat genel vekaletname sunarak itiraz ediyor ve ilgili şikayet dosyaları icra mahkemesinde aynı avukat tarafından temsil edilerek sonlandırılıyor.

Taraflar bir anlaşma imzalıyor ve bu anlaşma vekiller ve asiller tarafından imzalanıyor. Borçlu vekilinin adresi borçluların ticari adresiyle aynı adres ve sözleşmeye bu şekilde yazılıyor.

Borçlular anlaşmaya uymayınca Uzlaşma Tutanağı olması nedeniyle ilamlı icra takibi başlatılıyor ve her iki borçluya tebliğ ediliyor. Bu takip teknik nedenlerle iptal ediliyor ve eksiklik tamamlanarak ikinci bir ilamlı takip başlatılıyor. Bu esnada başka bir avukat borçluları temsilen itiraz ediyor ve mahkeme takibin iptaline karar veriyor.

Bunun üzerine ilamsız icra takibi başlatılıyor. Her iki borçluya gönderilen ödeme emri "şirket daimi çalışanı" sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan ve ilk takibe itiraz ederek vekaletini sunan avukatın imzası ile tebliğ ediliyor.

Borçlulardan biri adına diğer avukat itiraz ediyor ancak diğer borçlu adına itiraz etmeyi ihmal ediyor. Aradan iki aya yakın bir zaman geçtikten sonra haciz yapılıyor ve bunun üzerine "gecikmiş itiraz ve usulsüz tebliğe" ilişkin icra mahkemesinde dava açılıyor.

Soru-1: Bu tebligat geçerli mi dir?
Soru-2: Genel vekaleti olan ve borçlulara bağlı olarak çalışan avukat ödeme emrini tebliğ aldığı takdirde hem avukat olarak hem de şirket daimi çalışanı olarak tebligatları alabilir mi? Kanuna uygun bir tebligat olur mu?
Soru-3:Böyle bir olayda gecikmiş itiraz yoluna başvurma olanağı var mı?

Saygılarımla