Mesajı Okuyun
Old 20-09-2013, 13:19   #1
Gemici

 
Varsayılan Kadına Karşı Şiddet ve Toplum: İki Hindistan mı?

İki Hindistan mı?

Batı medyası Hindistanda kadın ve kız çocuklarına uygulanan şiddet ve cinsel saldırı haberleri ile dolu. Medyanın bu tür haberlerle dolu oluşunun başlangıcını, bir genç kadının 2012 yılının aralık ayında 6 kişilik bir grup tarafından cinsel saldırıya uğraması oluşturuyor. Hindistanda Kadın ve kızlara karşı şiddet ve cinsel saldırı daha önceleri de vardı elbette. Dünya kamuoyunun Hindistandaki şiddet ve cinsel saldırı olaylarını mercek altına almasının asıl gerekçesini söz konusu olaydaki şiddet ve vahşet oranı oluşturuyor. Bu gerekçeye polisin, yetkili makamların, politikanın ve halkın tepkisi ekleniyor.

23 yaşındaki genç kadın bir otobüste 6 kişilik grup tarafından cinsel saldırıya uğradıktan sonra demir bir çubukla işkenceye tabi tutulur, cinsel organları parçalanır ve otobüsten dışarıya atılır. Failler otobüsten attıkları ve yerde yatan kadını ve yanindaki erkek arkadaşını otobüsle ezmek isterlerse de başaramazlar. Kadının arkadaşı sonradan polisi ve olayın şahidi olan kişileri suçlar; Polis geç gelmiştir, yayalar çıplak ve yaralı kadına ve arkadaşına yardım etmemiş ve olaya sadece seyirci kalmıştır; Olay yerine 45 dakika sonra gelen polis hangi polis, yaralılarla uğraşacağına, karakolunun yetkili olduğu konusunu tartışmıştır; Yaralı kadın yakındaki ilk hastahaneye götürüleceğine uzaktaki bir hastahaneye götürülür.

Kadın saldırıya uğradıktan 13 gün sonra ölür. Saldırganlardan 4ü 13 eylül 2013 tarihinde ölüm cezasına çarptırılır.

Dünya ve Hindistan kamuoyu şimdi bu ölüm cezalarını tartışıyor.
Demokratik bir ülkede ‚ölüm cezası‘ olur mu, olmaz mı?
Ağır cezalar/ölüm cezası Hindistan gibi bir ülkede kadın ve kızları şiddete karşı korur mu, korumaz mı?


Saygılarımla