Mesajı Okuyun
Old 05-06-2012, 15:17   #50
nemrah

 
Varsayılan

Kredi kartları üyelik ücreti aidatları ile ilgili sayfalarda devamlı Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin ; 23.11.2005,E.2005/11428, K.2005/17306 sayılı kararında belirtildiği gibi "satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız sözleşme şartları geçersizdir. Tüketici sözleşmedeki haksız şartın gereğini yerine getirmez. Hukuken haksız şartlar batıldır. Yani geçersizdir." kararına denk geliyorum.
Bir başvuru için kararı araştırdığımda karar numarasının devamında " tırnak " içinde yer alan ifadenin bulunmadığını, bu ifadenin Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin; 02.05.2008 E.200/4345, K.2008/6088 sayılı kararı'nda yer aldığını tespit ettim.
Her iki yargıtay kararını da paylaşıyorum..
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/11428
K. 2005/17306
T. 23.11.2005
• TÜKETİCİ KREDİSİ SÖZLEŞMESİ ( Sözleşmede Yer Alan Şartlardan Birinin Tüketici Aleyhine Haksız Şart Olduğu Anlaşıldığı Takdirde Sözleşmenin Kısmen Veya Tamamen İfa Edilmiş Olup Olmamasına Göre Sözleşme Tamamen Geçersiz Sayılmaması Gereği )
• TEMERRÜT FAİZİ ( Oranların Banka Tarafından Sonradan Tek Taraflı Belirlenmesi Halinde Sözleşme Hükümleri Tamamen Geçersiz Sayılmamalı Bankanın Sözleşme İle Kendisine Tanınan Faiz Oranlarını Tek Taraflı Belirleme Ve Arttırma Yetkisini Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Kullanıp Kullanmadığı Belirlenmesi Gereği )
• TÜKETİCİ KREDİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZ ŞARTLAR ( Sözleşmenin Kısmen Veya Tamamen İfa Edilmiş Olup Olmamasına Göre Sözleşme Tamamen Geçersiz Sayılmaması Gereği )
2004/m.67
4077/m.10,6
ÖZET : Tüketici Kredi Sözleşmelerinde yer alan şartlardan birinin tüketici aleyhine haksız şart olduğu anlaşıldığı takdirde, sözleşmenin kısmen veya tamamen ifa edilmiş olup olmamasına göre sözleşme tamamen geçersiz sayılmamalı, o sözleşme hükmünün hukuk ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde edimler ve menfaatler dengesine göre düzeltilmesi yoluna gidilmelidir.

Sözleşmedeki temerrüt faizi ile ilgili oranların banka tarafından sonradan tek taraflı belirlenmesi halinde, sözleşme hükümleri tamamen geçersiz sayılmamalı, bankanın sözleşme ile kendisine tanınan faiz oranlarını tek taraflı belirleme ve arttırma yetkisini, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde kullanıp kullanmadığı belirlenmeli ve temerrüt tarihi itibariyle diğer bankaların aynı türden kullandırdığı kredilerin faiz oranları araştırılmalı, istenebilecek temerrüt faiz oranı tespit edilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalının kredi kartı borçlarını ödemediği gibi, aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davaya cevap vermemiş, icra takibine itirazlarında; faiz oranının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, geçersiz sözleşme hükümlerine göre ceza ve faiz istenemeyeceği, ancak yasal faiz istenebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Dava, İİK'nın 67. maddesine dayalı itirazın iptaline ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, süresinde ödenmeyen kredi kartı borçlarına uygulanacak temerrüt faizinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 21.01.1998 tarihli kredi kartı sözleşmesi uyarınca, davalıya verilen kredi kartı harcamaları nedeniyle doğan borçların ödenmesi 06.02.2002 tarihli ihtarname ile talep edilmiş, davalı tarafından ödenmemesi üzerine de 27.08.2002 tarihinde icra takibine girişilmiştir.

14.03.2003 tarihinde yayınlanarak 15.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Yasanın 6. ve 10. maddeleri ile Tüketici Kredi Sözleşmelerinin kurulması ile ilgili bazı şekli şartların getirildiği açık ve belirgindir. Ne var ki, maddi hukuka ilişkin bu değişiklikler nedeniyle önceden kurulmuş ve ifa edilmiş tüm sözleşmelerin geçersiz hale geldiğini söylemek hukuken mümkün değildir. Sözleşmenin öncelikle ayakta tutulması, genel ilke olduğu gibi, şayet sözleşme şartlarından birinin tüketici aleyhine haksız şart olduğu sonucuna varılırsa, sözleşmenin kısmen veya tamamen ifa edilmiş olup olmamasına göre sözleşmenin tamamen geçersiz sayılması yerine, o sözleşme hükmünün hukuk ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde edimler ve menfaatler dengesi içerisinde düzeltilmesi cihetine gidilmelidir.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönecek olursak, sözleşmedeki temerrüt faizi ile ilgili oranların banka tarafından sonradan tek taraflı belirlendiği kabul edildiğine göre, bu nedenle sözleşme hükümleri tamamen geçersiz sayılmamalı, banka veya kredi kuruluşlarının ilgili yasa hükümleri içerisinde faaliyet gösterip para alıp satan kurumlar olduğu da gözetilerek, bankanın sözleşme ile kendisine tanınan faiz oranlarını tek taraflı belirleme ve arttırma ile ilgili yetkisini, hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde kullanıp kullanmadığının belirlenmesi ve isteyebileceği temerrüt faiz oranlarının tespiti yoluna gidilmelidir. Böyle olunca, mahkemece, davalının temerrüde düştüğü tarih itibariyle diğer bankaların aynı neviden kullandırdığı kredilerin faiz oranları araştırılmalı, diğer ekonomik etkenler de nazara alınmak suretiyle menfaatler dengesine uygun faiz oranı saptanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx

YARGITAY KARARI ( ESAS NO:2008/4345 KARAR NO: 2008/6088)
- KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRET
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2008/4345
Karar No : 2008/6088
Mahkemesi : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi
Sıfatıyla)
Tarihi : 26/9/2007
Numarası : 2007/182-2007/257
Davacı : Yapı ve Kredi Bank. A.Ş. vekili avukat M. Hayati Çalıcıoğlu
Davalı : Haluk Akdeniz
Taraflar arasındaki satıcının Hakem Kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Kanun yararına bozulması istenilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, kredi kartı kullanıcısı olan davalının Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurusu üzerine, bankaca kredi kartı sözleşmesine göre hesabından kesilen yıllık 30 YTL üyelik ücretinin iadesine karar verildiğini, halbuki, bu ücretin alınacağının sözleşme ile kararlaştırıldığı gibi, ücretin verilen ticari hizmetin karşılığı olup, yasaya aykırı olmadığını ileri sürerek, Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı' nın 14.5.2007 tarih ve 2007/158 sayılı kararının iptalini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesine göre, "kart üyelik ücretinin" hizmet karşılığı olduğu, tahsil edilen üyelik ücretinin yasal olduğu, gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; miktar itibarı ile kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
Dava, davacı banka tarafından kredi kartı kullanıcısı olan davalıdan tahsil edilen kredi kartı üyelik ücretinin, davalı başvurusu üzerine davacı bankadan alınmasına dair Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yasal düzenlemelere ve aralarındaki sözleşme hükümlerine göre bankanın kredi kartı kullanıcısından kullanım karşılığı yıllık ücret isteyip, isteyemiyeceği hususunda toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için bu konudaki yasal düzenlemeler ile tarafların arasındaki sözleşme hükümlerinin incelenmesi gerekir.
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları kanununun sözleşme şekli genel işlem şartları başlıklı 6. bölümdeki 24. maddesinin 1. fıkrası "Kart çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki ilişkiler, bu kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde en az oniki punto ve koyu siyah harflerle hazırlanacak yazılı sözleşme ile düzenlenir. Sözleşmenin bir örneği kart hamiline ve varsa kefile verilir. Sözleşme hükümleri ve kartın kullanımı hakkında kart hamiline ayrıntılı bilgi verilmesi zorunludur." hükmünü, aynı maddenin 4. fırkasının son cümlesi "Sözleşmede kart hamilinin haklarını zedeleyici ve kart çıkaran kuruluş lehine tek taraflı haksız şartlar sağlayan hükümlere yer verilemez." hükmünü getirmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ... " hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasındaki 22.12.1995 tarihli sözleşmenin 9. maddesinde kart kullanıcısından kart kullanım ücretinin alınacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 22.12.1995 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği görülmektedir. Davacı, tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kart kullanımı ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir. Böyle olunca sözleşmedeki kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla davacı bankanın bu sözleşme hükmüne dayalı olarak kredi kartı kullanıcısı davalıdan ücret istemesi olanaklı değildir.
Bu durumda yasaya uygun olan, Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarda açıklanan hususlar gözetilmeden davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığının HUMK'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 2.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Konu ile ilgilenen meslektaşlarıma doğru bilginin paylaşımı adına bir duyurudur.
Saygılarımla..
Av. Emrah KARAMAN