Mesajı Okuyun
Old 10-04-2009, 15:19   #24
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
İrade beyanı sadece posta aracılığıyla ulaştırılmaz ki. Haklı fesihte yazılılık şartı da yokken işçi neden sözlü beyanda bulunamasın? En kötü şartta, yanında bir tanık olduğu halde telefonu açar,feshi bildirir.

Elbette yazılılk şartı yok. O örnekte, vurgulamak istediğim şey, hukuki durumu belirleyinin tarafların iradelerinin değil kullandıkları vasıtaların olmasıydı. Tarafların iradesi asıldır, eylemleri de belirleyicidir. İradenin hür olması, eyleminse imkanlar dahilinde olması gerekir. Fesih beyanını açıklamak ve yollamak kişinin elinde olan bir imkandır. Ancak ulaştırmak her zaman kişinin tasarrufunda olamayabilir. Yukarıdaki mesajımda da belirttiğim gibi, öğrenme değil, varma anına kıymet verilmesindeki mantık da bence buna yakın bir sebepledir.

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
Tartışma ise bir kişiden çıkan beyanın yine aynı kişi tarafından geri alınması üzerine. Bu ikisi karpuzla erik gibi.

Tartışmanın çıkış noktası "feshin geri alınması" değil, "hüküm ve sonuç doğruma anı" aslında. Engin Bey'in yaz meyvelerinden hazırladığı sepette, altını çizdiği konulardan sadece biriydi "geri alma meselesi". Benim geri almayla fikrim ise hala şudur: diğer taraftan fesihten haberdar oladığı müddetçe, fesih geri alınabilmeldir.

Alıntı:
Yazan Adli Tip

Ancak, tartışmak istediğimiz konu tam olarak "fesih iradesinin ne zamana kadar geri alınabileceği" değil.

Beyanın açıklanması/yollanmasıyla, muhataba ulaşması/muhatabın öğrenmesi anına kadar geçen sürede tarafların hak ve yükümlülükler nelerdir?