Mesajı Okuyun
Old 29-08-2011, 13:19   #132
Av.Ömer KAVİLİ

 
Önemli 2010 / 219 tutanak 07.07.2011

T.C.
KARTAL
2.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

DURUŞMA TUTANAĞI

DOSYA NO : 2010/219
DURUŞMA TARİHİ : 07/07/2011
CELSE NO : 4.

BAŞKAN : İBRAHİM FİKRİ TALMAN 25653
ÜYE : NEŞET KAYA 34688
ÜYE : ADNAN AYCI 109788

CUMHURİYET SAVCISI : MUSTAFA AKER 28211
KATİP : SULTAN BAYSAL KAYA 100672

Belirli gün ve saatte celse açıldı.
Sanık geldi. Sanık Müdafi Av. Müşir Deliduman, Av.Cem Kaya Karatün, Av. Boran Çicekli, Av. Arzu Kır geldiler. C.Sav. huzuru ile açık yargılamaya devam olundu.
Heyet değişikliği nedeniyle eski zabıtlar okundu.
Tanık Ş M nun çağrı belgesinin tebliğ edildiği anlaşıldı.

SANIK ÖMER KAVİLİ SÖZ ALDI-Biz daha önce CMK nun 149. Maddesi uyarınca duruşmanın ses ve görüntü kaydı yoluyla tespitini istemiş idik, ancak bu talebimiz red edilmişti, bu talebimizi yineliyoruz. Bu hususta öncelikle karar verilsin, tanığın dinlenmesi sonra değerlendirilsin dedi.

İDDİA MAKAMINDAN SORULDU: Takdiri mahkemeye ait olmak üzere söz konusu talep ile ilgili daha önceden bir yargısal karar verilmiş olmakla yeniden bir karar verilmesine gerek olmadığı düşüncesindeyiz dedi.

SANIK SÖZ ALDI- Ortada bir yargı kararı var ise de bu karar kutsal değildir dokunulmaz ve eleştirilmez ve değiştirilemez nitelikte değildir verilen karar, ara karardan her zaman dönülebilir, yasanın CMK nun yaklaşık 6 yıldan beri emredici nitelikte yürürlükte olmasına rağmen bunun sağlanmamış olması kanun çiğnemektir, bu kanun çiğnemenin bu aşamada düzeltilmesi bakımından inatla mevcut kanunun uygulanmasını isteriz, eğer alt yapı olmaması nedeni ile bu yapılmayacak olur ise bakanlık bürokratları hakkında hizmet üretememek ve hizmet örgütleyememek noktasında idari ve genel suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini isteriz dedi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
CMK nun 147/ 1-h maddesinde 'sorgunun yapılması sırasında teknik imkanlardan yararlanılacağı' İfadesi kullanıldığı bu hususta sanığın ifade ve sorgusunun tespiti anlamında düzenlendiği ve duruşmaların bu şekilde kaydedilmesi ile ilgili başkaca bir hüküm bulunmadığı bu itibarla sanığın duruşmanın ses ve gürültü kaydının yapılması yolundaki isteminin bu aşamada reddine oy birliği ile karar verildi, açık yargılamaya devam olundu.

SANIK SÖZ ALDI- Bakanlığın mahkemenize alt yapı olanaklarını hazırlamaması ve kanun çiğnemesi karsısında sanık olarak ben kendim temin ettiğim kamera ile kendi davamın kaydını almak istiyorum aslında yasanın duruşma salonlarındaki görüntünün dışarı çıkarılmamasını sağlamak amacındaki maddesi masumun yargılanmasını yapan mahkemede sanığın karalanmamasını sağlamak amacındadır ancak ben kendim karalanmak istiyorum yargılanma sırasında karalanmayı kabul ediyorum yargılama sırasında ne kadar çok karalanırsam sonunda aklandığımda o kadar yüksek bir kontrast elde etmek istiyorum, bu nedenle kişisel kameram ile kayıt yapmama izin verilmesini istiyorum dedi.

İDDİA MAKAMINDAN SORULDU: Takdiri mahkemeye ait olmak üzere bu talep ile ilgili ceza yöntem yasası kuralları çerçevesinde yasal engel bulunduğu düşüncesindeyiz dedi.

GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ :
5271 sayılı CMK nun 183 maddesinde istisnaları dışında ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletlerin kullanılmayacağı ve bu hüküm Adliye binası içinde ve dışındaki diğer adli işlemlerin icrasında da uygulanacağı hükmünün bulunduğu bu itibarla sanığın ses ve görüntü kaydı yapmak yolundaki isteminin anılan yasa hükmüne aykırılık oluşturduğu anlaşıldığından bu yoldaki isteminin reddine oy birliği ile karar verildi. Açık duruşmaya devam olundu.

TANIK ŞEVKİ MELİKOĞLU, Halil oğlu xxx doğumlu, halen xxx İstanbul adresinde oturur, engel hali yok.
Tanığa gerçeği söylemesinin önemi, gerçeği söylemesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı ve doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği anlatıldı. Tanık “bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim dedi.

TANIKTAN OLAY HAKKINDAKİ BİLGİ VE GÖRGÜŞÜNÜN NELERDEN İBARET OLDUĞU HUSUSLARI SORULDU-
Olay tarihinde kartal 5.Asliye Ceza Mahkemesinde şikayetçi sanık sıfatı ile duruşmaya kalmıştım. Hukuk usulünden tam olanak bilgi sahibi olmadığım için ayrıntılılar konusunda net beyanda bulunamıyorum ancak sanıyorum mahkeme bir karar verdi ve bizlerin dışarıya çıkarılmasını istedi ben ve diğer şikayetçi sanık ayrıca avukatlar dışarı çıktık. Sanıyorum içeride Hakim ile C. Savcısı kaldılar. Ben bir iki dakika dışarıda kaldık, çok uzun bir süre olmadı. Sonrasında tekrar avukatlar içeri girdi ben dışarıda kaldım, hatırladığım kadarı ile benim avukatım tam içeri girmemişti kapı eşiğinde duruyordu hatırladığım kadarıyla hakim ile çok yakın bir konumda değildi. Bu sırada içeriden tartışma sesleri geldi. Başlangıçta ne konuşulduğunu bilemiyorum ve duymadım. Yine şu anda hatırlayabildiğim kadarı ile huzurdaki sanık Av. Ömer Kavili mahkeme hakimine hitaben ben avukatım biz içeride iken karar verilmesi gerekir şeklinde sözler söyledi ancak bu sözleri tam olarak aynı biçimde şu anda tekrarlayamam, sonrasında yine sanığın gerekirse sizi Avrupa insan hakları mahkemesinde şikayet edeceğim şeklinde sözler söylediğini hatırlıyorum, ben başkaca söylediği sözleri duymadım, zaten sonrasında da ben terettüt ettim hatta karar verilmesi böylemi oluyor şeklinde düşündüm arkasından avukatıma kalmam gerekip gerekmediğimi sordum ve gerekmediğini söyleyince oradan işim olduğu için ayrıldım başkaca bilgim ve görgüm yoktur dedi.
Soruşturma sırasında alınmış ifadesi olmadığından okunamadı.

SANIK ÖMER KAVİLİ NİN TALEBİ ÜZERİNE TANIK TAN TEKRAR SORULDU- söz konusu davanın duruşmalarının başlangıcında hatırladığım kadarı ile ben diğer şikayetçi sanık mahkeme hakimin karşısında ve avukatlar ise iki tarafta durmakta idi, ayrıca başlangıçtaki duruşmalara sanık Avukat Ömer Kavili katılmamıştı ve karşı tarafı başka avukatlar temsil ediyordu sonrasında Avukat Ömer Kavili’nin katıldığı duruşmada kendisinin itirazı ve sanıyorum CMK hükümlerini hatırlatması üzerine mahkeme hakimi şikayetçi sanık olan bizlerin avukatlarımızın yanlarında olmamıza izin verdi ve sonrasında da duruşmalarda bu şekilde durduk, olayın meydana geldiği duruşmada yine başlangıçta biz hakimin karşısında durduk ancak Avukat Ömer Kavili’nin hatırlatması üzerine tekrar avukatlarımızın yanına geçtik, hatırladığım kadarı ile bundan sonra duruşma bu şekilde devam etti dedi.

Sanığın istemi ile tekrar tanıktan soruldu:
Son celse girdiğimizde hatırladığım kadarı ile mahkeme hakimi nin konumuna göre ben ve Avukatım sol taraftaki bölümde idik, Avukat Ömer Kavili ile müvekkili ise sağ tarafta idiler, ayrıca benim Avukatım Ali Küver in Avukat Ömer kavili nin yanına geçtiğini şu anda hatırlamıyorum daha doğrusu bilmiyorum ayrıca mahkeme hakiminin heyet olarak karar vereceğiz yada müzakere edeceğiz salonu boşaltın şeklinde sözler söylediğini hatırlamıyorum ancak muhtemelen böyle bir talimat gelmiş olmalı ki biz dışarı çıktık zaten ben kendi isteğim ile çıkmış değilim, ayrıca duruşma sırasında sanıyorum mahkeme hakimi söylenenleri süzgeçten geçirerek yazdırıyordu, ben Avukat Ömer Kavili nin doğrudan söylemesi üzerine katibin yazdığını hatırlamıyorum sanıyorum onun sözlerini hakime hanım katibe yazdırmakta idi, ayrıca Ömer Kavili nin mahkeme yargıcını reddettiği dava duruşmasında ben bulunmamıştım. Ayrıca Sözünü ettiğimiz duruşmada ben duruşma savcısının Avukat Ömer Kavili’ye sen sus konuşma şeklinde bir şey söylediğini duymadım Savcı Bey ile Ömer Kavili arasında herhangi bir diyalog olmadı daha doğrusu savcının hiç kimse ile diyalogu olmadı sessiz bir şekilde duruşmayı izliyordu dedi.

SANIK SÖZ ALDI- Tanığın beyanı bizim savunmamızı genel olarak doğrulamaktadır. Duruşma sırasında mahkeme hakimi müvekkilim benim yanımda durduğu sırada müdahale edip ortaya geçmesini istemiş ve keza benim de diğer avukatım yanına geçmemi istemiş olup biz bu durumun usule aykırı olduğunu avukatın sır saklama yükümlülüğüne ters düştüğünü belirttik sonrasında mahkeme hakimi müvekkillerimizin bizim yanımızda durmalarına izin vermek durumunda kaldı dedi.

Sanık müdafileri – tanığın beyanlarına şimdilik bir diyeceğimiz yoktur gerekirse daha sonra beyanda bulunacağız dediler.

SANIK SÖZ ALDI- Bu mahkemede kişi yargılaması değil olay yargılaması yapılmaktadır. O günkü olayın ne olduğunun anlaşılabilmesi bakımından tutanağı yazan Zabıt Katibi tanık olarak dinlenmesi olup, o yazılanlara ve orada konuşulanlara hem duruşmadaki duruşma savcısı ve hem de tutanağı yazdırtan Aydan Büyükyılmaz mahkemenizde henüz dinlenmemişlerdir.
Mahkemenizde ilk başlangıçta tebligat çıkarılmış olup C. Savcısı “adreste tanınmıyor” ibaresi ile bile tebliğ (tebligat yapılamayarak) evrakı dönmüş olup Aydan Büyükyılmaz ise gecen hafta başka bir duruşma nedeni ile 5. Asliye Ceza mahkemesindeki duruşmada mahkemenizin kendisine tebligat yapmadığını, tebligat yapılırsa veya haberi olursa geleceğini belirtmesi üzerine davet ediyoruz 7 Temmuz saat 13.30 da duruşma vardır diye davayı haber vermiş durumdayız, bu nedenle Adliye Binası içinde Yargıç sıfatı ile kendisine soracağımız sorular vardır "tanığa soru yöneltme hakkı- A.H.İ.S. 6/3-2" hakkımızı kullanmak istiyoruz yine emekli olan C.Savcısı Pertev Kumbasar’ın da çağrılıp dinlenmesini istiyoruz dedi.

SANIK MÜDAFİ AV. BORAN ÇİCEKLİ SÖZ ALDI- Öncelikle Kartal 5.Asliye Ceza mahkemesi Hakimi sanıkla ilgili tutanak düzenleyen suç duyurusunda bulunan kişidir. Ayrıca tutanakta kendisine hakaret edildiğini iddia edilen kişi ise C. Savcısı dır. Ancak C.Savcısının herhangi bir aşamada mağdur yada şikayetçi sıfatı ile beyanı alınmadığı gibi, mahkeme hakiminin tanık olarak gerekirse yargılamanın sağlıklı şekilde yürütülmesi yönünde kendilerinin duruşmaya çağrılarak dinlenmeleri gerekir olayla ilgili birinci dereceden bağlantılı olan kişilerin dinlenmemesi sağlıklı bir hüküm kurulmasına engeldir bu nedenle gerek adı geçen Hakim ve gerekse adı geçen C. Savcısının duruşmaya çağrılarak dinlenmelerini istiyoruz dediler.

İDDİA MAKAMINDAN SANIK VE SANIKLAR MÜDAFİNİN İSTEMLERİ İLE İLGİLİ OLARAK SORULDU: Takdiri mahkemeye ait olmak üzere daha önceden gerekçeleri bu konuda yargısal bir karar verilmiş olmakla güncel tarih itibari ile bu kararın gerekçeleri de etkisini korumakla yeniden bir karar verilmesine gerek olmadığı düşüncesindeyiz dedi.

SANIK SÖZ ALARAK – iddia makamının mütalaasına katılmıyoruz zira sözünü ettiği mahkeme ara kararı gerekçeli değildir, açıkça gerekçesizdir ve bizim duruşmada yaptığımız itirazımız gerekçesiz karar verilmesi hususunun Yargıtay ın bu konudaki içtihatları ile çelişkili ve takdirilik ile keyfilik arasında ince bir sınır olduğunu ve ayrıntılı bir gerekçe yazılmadığı takdirde keyfilikten yana ağır basan bir görüntü oluşacağını söylememize rağmen şu anda tayini çıkan mahkeme Başkanı sadece bizim takdirimiz böyle cevabı vermiştir. Bu nedenle o iki kişinin dinlenmesine karar verilmesini istiyoruz dedi.

SANIK MÜDAFİ AV. CEM KAYA KARATÜN SÖZ ALDI- Yargılama konusu bir avukatın kovuşturulmasıdır ve olayın tamamen açığa çıkarılmasıdır savcılığın görevleri arasında hem lehe hem de aleyhe hususların ortaya çıkarılmasıdır. Daha sonra müracaatlara başvurulduğu takdirde daha vahim sonuçlar çıkacağı için sanığın ve müdafilerinin soru sorma haklarını kullanabilmeleri amacı ile ve olayın aydınlatılması için kişilerin çağrılması ve gerekirse zorla getirilmelerine karar verilmesi gerektiği görüşündeyiz dedi.

SANIK MÜDAFİ AV. METİN KARAGÖZ SÖZ ALDI- Hukukta nedensellik bağı ve sebep ilişkisi söz konusudur. Bu nedenle tanıların bu olayın meydana gelmesinde etkileri itibari ile nedensellik bağı söz konusudur. Tanıkların meslekleri farklı olsaydı biz bu tanıkların burayı getirilmelerini tartışmıyor olacaktık dedi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık ve sanık müdafilerinin suç ihbarında bulunan Hakim Aydan BüyükYıldız ve olayın mağduru konumunda olan C. Savcısı Pertev Kumbasar ın duruşmada hazır edimleri ve tanık olarak dinlenmeleri yolundaki istemlerinin daha önce mahkemenin ara kararları ile iki kez red edilmiş olduğu, bu celse duruşmaya çıkan mahkememiz heyetinin Kartal 2. Ağır ceza Mahkemesi heyetince doğrudan görev yapan hakimlerden oluşmadığı, mahkeme başkanının tayini ile görevden ayrıldığı yeni bir başkanının görevlendirileceği bu şekilde yeni bir heyetin oluşturulacağı ve esasla ilgili kararı bu heyetin vermesi gerekeceği dikkate alındığında, bu aşamada sanık ve sanık müdafilerinin adı geçenlerin duruşmada dinlenmeleri yolundaki istemleri ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına asıl mahkeme heyeti görevde olduğunda gelecek celse bu konuda bir değerlendirme yapılarak karar verilmesine, bu nedenlerle duruşmanın 01.11.2011 günü saat 13.30 a bırakılmasına oy birliği ile karar verildi. 07/07/2011