Mesajı Okuyun
Old 07-04-2009, 07:45   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

1- Tebliğ tarihinin tespitinde kurumun yazdığı tarih değil, posta memurunun yazdığı tarih esas alınır.

2- Avukat ile takip edilen işlerde tebligatın avukata yapılması gerekir. Kaldı ki, Avukatın çalıştığı kurumun bir başka çalışanı, avukatın yanında çalışan kişi değildir. Bu itibarla tebligat bence usulsüzdür. Lakin, başka forumlarda da belirtildiği üzere, avukatlıkla ilgili mevzuat kendi bürosunda serbest çalışan avukatlara göre düzenlenmiştir. Avukat yanında çalışan avukatlar ve kurumda çalışan avukatlarla ilgili bir çok ayrık durum oluşabilmektedir. Sorduğunuz soru da bunun bir örneğidir.

Saygılar,


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1313
K. 2007/2516
T. 12.3.2007


DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.10.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve temyiz başvurusunun reddine dair 01.12.2006 tarihli ek kararın davalı M... A.Ş vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : 1- Hükmü temyiz eden M.. Anonim Şirket vekili Av. ...'ın adres olarak gösterdiği yerin Anonim Şirket bünyesinde ve şirketin kullanım alanı içinde olan bir mekan olup müstakil bir bürosu olmadığı anlaşıldığından adreste bulunmaması halinde Tebligat Kanunun 17/1 maddesi gereği tebligatın şirketin bu işle de görevli memuruna teslimi yasaya uygun olup 05.10.2006 tarihli ilk hükmün 30.10.2006 tarihinde tebliğ edildiği ve 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 20.11.2006 tarihinde temyiz edilmiştir. Hal böyle olunca mahkemenin davalı M.. A.Ş vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin 01.12.2006 günlü ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan M.. A.Ş vekilinin temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazına gelince;

Hazine vekili mahkemenin 05.10.2006 tarihli hükmünü ücreti vekalet istemine hasren temyiz etmiştir.

Geçit hakkı davalarında somut olayda olduğu gibi genel yola ulaşımı sağlayan birden çok seçenek bulunması halinde uygun geçit yeri mahkemece sağlanacağından, geçit güzergahına rastlayan yerlerdeki taşınmaz maliklerine husumet tevcihin de davacı yana herhangi bir seçim yapma şansı tanınmadığından üzerinden geçit kurulmayan ve kendilerini vekil ile temsil ettiren taşınmaz malikleri yararına ücreti vekalet takdiri yapılması yasaya uygun düşmeyeceğinden hazine yararına ücreti vekalet takdir edilmemiş olmasında yasaya aykırılık oluşmayacağından hazine vekilinin temyiz itirazı da yerinde görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bendde yazılı nedenlerle davalı M.. A.Ş'nin, 2 numaralı bentte yazılı nedenlerle de davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun her iki hükmün de ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının M.. A.Ş'ye yükletilmesine, Harçlar Kanunun 13/J maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 12.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.