Mesajı Okuyun
Old 20-03-2009, 16:46   #4
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Fabrika = A
İşçilerin ücretini ödeyen işveren = B
Tarla sahipleri = C

olsun.

BİR.... Asıl işveren alt işveren ilişkisinden bahsedebilmek için işin, asıl işverenin işyerinde görülmesi gerekir. Olayda bu koşulun varlığını araştırmak gerekir. A doğrudan C ile ilişki kurmuş, ürünleri satın almış, toplama işini üstlenmiş ve de B'ye devretmişse asıl işveren - alt işveren ilişkisinden bahsedebiliriz. Bu halde toplama işinin yardımcı iş vasfına sahip olup olmadığı; asıl iş olarak değerlendirilirse devredilip devredilemeyeceği tartışma konusu olacaktır. Bence toplama işinin yardımcı iş olarak kabulü mümkün sayılmalıdır. Dolayısıyla da eğer böyle bir ilişki söz konusu ise alt işveren - asıl işveren ilişkisi vardır diyebiliriz. Yok eğer böyle değil de B doğrudan C ile anlaşmış, ürünleri toplamış, sonra da A'ya satmış ise artık burada asıl işveren alt işveren ilişkisinden bahsetmek mümkün olmaz görüşündeyim. Bu ihtimalde A ile B arasındaki ilişki satış ilişkisidir.

Gelelim işçilerin belirli zamanlar fabrikada çalışmasına. Eğer bu çalışma ürünlerin götürülüp teslim edilmesi şeklinde gerçekleşiyorsa yukarıdaki ihtimallerde bir değişikilik olmaz. Yok eğer başka işlerde yapıyorlarsa bu halde yapılan işin niteliğine göre işçileri doğrudan A'nın işçisi saymak bile mümkün olabilir.


İKİ.... İşe çağrılma dönemi bakımından yıllardır uygulanan prosedür belirli olacaktır. Son çağırma tarihi olarak nitelenebilecek tarih varsa(geçmiş uygulamalar dikkate alınarak) bu tarihi beklemek doğru bir hareket olacaktır. Çünkü askı döneminin bitmesine rağmen işe çağrılmama hali fesih olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla askı dönemi içinde kabul edilebilecek bir tarihte dava açılması halinde fesih olgusu gerçekleşmemiş olacağından feshe bağlı hakların talep edilmesi de mümkün olmayacaktır.


ÜÇ... İşçilerin kafasına göre takılma sorununu ise iş sözleşmesinin unsurları bakımından ele almak gerekir. Bilindiği gibi iş sözleşmesini diğer sözleşme türlerinden ayıran en önemli unsur bağımlılık unsurudur. İşçilerin bağımsız bir şekilde, diledikleri zaman gidip diledikleri zaman gitmemeleri şeklindeki bir ilişki türünde bağımlılık unsurundan söz edilemeyebilir. Ama kanımca bu durum iş ilişkisinin zaman unsuru bakımından esnekliği olarak yorumlanıp iş sözleşmesinin varlığını kabule engel teşkil etmemelidir. Aksi görüş kabul edilirse işçi olarak nitelediğimiz kişilerin kendi nam ve hesabına çalışan kişiler olduğu söylenebilir. Sonuç olarak buradaki kıstas C'nin gel çalış demesine rağmen işçi dediğimiz kişilerin gidip gitmemekteki serbestliğinin derecesidir.


DÖRT... Burada bir de tarım işlerinin İş Kanunu'nun istisnasını oluşturması bakımından bir değerlendirme yapmakta fayda var.