Mesajı Okuyun
Old 18-06-2007, 13:48   #7
hakanalb

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Sayın Hakanalb

Bunu ilk kez duyuyorum ve doğru olabileceğini düşündüğüm bir bilgi aktardınız sanıyorum. Mantığını da kavrayabiliyorum, kefil asıl borçlu gibi sorumluysa, asıl borçlu hakkındaki takip kesinleşmeden kefil hakkındaki nasıl kesinleşsin, borçlu halen icra zoru ile karşılaşmayacağı aşamadaysa, kefil neden karşılaşsın vb. vb.

Ancak doğru da bulmuyorum. Bunu bir tür borcun üstlenilmesi olarak düşünmek mümkün değil mi? Bence engel konmamalı ama bu tür dosyalarda kefile rücu belgesi tanzim edilmeyerek sorun çözümlenmeli, kişi icra kefili olmak istediğini beyan ettiğinde, hukuki ve cezai ihtaratların yanı sıra, rücu belgesi tanzim edilmeyeceği konusunda da uyarılmalı, buna karşın kefillikte (borcu ödemeye taliplilikte) ısrar edildiğinde de engel olmamalı diye düşünüyorum. Aksi halde borcun ödenmesinin bir gönüllüsü var olduğu halde takiplerin sürüncemede kalacağı da aşikar.

Saygılarımla...


misal ihtiyati haciz için borçlunun adresine gittiniz, borçlu yok, hazır da dayısı var ve dayısı icra kefili oldu. Beyanı zapta geçti. Siz daha sonraki bir tarihte borçluya ödeme emrini tebliğe gönderdiniz ancak borçluya tebliğ yapamadınız. İşte bakın, borçluyu bulamadınız ama kefil var. o borçluyu bulup ödeme emri tebliğ etmeden icra kefiline de icra emri tebliğ edemezsiniz. Çünkü şart, önce borçlu yönünden takip kesinleşecek. Neden? Belki borçlu borcunu ödeyecek. Kefilin ödemesine gerek kalmayacak. Başka misaller de olabilir, borçluya tebligat yapamamışsınızdır ancak kardeşi bi şekilde takibi öğrenmiştir. (alacaklıdan veya postacıdan) icra dosyasına başvurup kefil olmak istediğini beyan edebilir. Misaller de çoğaltılabilir.