Mesajı Okuyun
Old 15-03-2010, 11:36   #4
Av.Harun Atalay

 
Varsayılan

sayın meslektaşım , cezaya itiraz edebilirsiniz.
öncelikle müvekkiliniz hareket halinde değilmiş.arabanın içinde oturması ceza kesilmesine sebep değil.cezanın iptal edilmesi için bu yoldan hareket edebilirsiniz.

ayrıca size bir haber aktarayım , izmirde bir meslektaşımızın başına bu hadise gelmiş ve alkol metre yanılabilir , kan testi yapılmalıydı denilerek ceza iptal olmuş. haberi aktarıyorum.

kaynak : tümgazeteler.com

Alıntı:
Alkolmetreyle yapılan ölçümde 0.76 promil alkollü çıkınca ehliyetine el konulan İzmirli avukat Cem Nemutlu, talep ettiği halde kan testi yapılmadığını belirterek dava açtı. Mahkeme de, sürücünün itirazı üzerine kan tahlili yapılması gerektiğini belirterek ehliyeti geri verdi. İzmirli avukat Cem Nemutlu, geçtiğimiz mart ayında, Bozyaka`da trafik kontrolüne alındı. Alkolmetreyle yapılan kontrolde 0.76 promil alkollü çıkan avukat, alkol almadığını belirterek kan ölçümü yapılmasını istedi. Ancak polisler alkolmetre ölçümüne dayanarak ehliyete 6 ay süreyle el koydu. Polislerin hazırladığı hiçbir belgeye imza atmayan avukat, o gece önce adli tıp ardından da özel bir hastaneye giderek kan testi yaptırmak istedi. Ama görevliler sevkli olmadığı için kandan alkol testi yapmadılar. Alkolsüz olduğunu kanıtlayamayan avukat, bunun üzerine İzmir 2. İdare Mahkemesi`ne başvurdu ve alkolmetre cihazlarının arızalı olabileceği ya da doğal şartlardan etkilenebileceği iddiasıyla, ehliyetine haksız şekilde el konulduğunu öne sürdü.

DANIŞTAY KARARI KANIT OLDU

Avukat Nemutlu, Danıştay 8. Dairesi`nin daha önce bir olayla ilgili olarak verdiği, alkolmetreye dayanarak ehliyete el konulmasını iptal etme kararını da delil olarak sundu. Yaklaşık 2.5 ay önce yürütmeyi durdurma yönünde bir karar veren mahkeme, geçtiğimiz günlerde de ehliyetin iadesi yönünde karar aldı. Mahkeme heyeti kararda ayrıca, cihazla ölçümünün ciğerdeki havaya göre yapılması nedeniyle yanılmalara sebebiyet verebileceğine ve itiraz halinde sürücünün kan tahlilinin yapılması gerektiğine işaret etti.


ve ayrıca bir danıştay kararı.incelemenizi tavsiye ederim. saygılay kolay gelsin

Alıntı:
DANIŞTAY
8. DAİRE

Tarih : 12.01.2005
Esas No : 2004/3669
Karar No : 2005/96


2918 - KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU 48
2918 - KARAYOLLARI TRAFİK KANUNUNUN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ 48

ÖZET : SAAT 02.30'DA YAPILAN TRAFİK KONTROLÜ SIRASINDA ALKOLMETRE CİHAZI İLE YAPILAN ÖLÇÜM SONUCUNDA DAVACININ 2,30 PROMİL ALKOLLÜ OLDUĞUNUN TESPİT EDİLMESİ ÜZERİNE DAVA KONUSU İŞLEMİN TESİS EDİLDİĞİ, DAVACININ ALKOL ÖLÇÜMÜNE İTİRAZI ÜZERİNE GÖNDERİLDİĞİ ADLİ TIP KURUMU ANKARA GRUP BAŞKANLIĞINCA SAAT 04.00'DA DAVACIDAN ALINAN KAN ÖRNEĞİ ÜZERİNDE YAPILAN TAHLİL SONUCUNDA KANINDAKİ ALKOL ORANININ 0,25 PROMİL OLDUĞUNUN BELİRLENDİĞİ ANLAŞILMIŞTIR.İDARE MAHKEMESİNCE, DAVACININ ALKOLLÜ OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ SAATLE ADLİ TIP KURUMUNCA KANINDAKİ ALKOL ORANININ TESPİT EDİLDİĞİ SAAT ARASINDAKİ ZAMAN DİLİMİNDE DAVACININ KANINDAKİ ALKOL ORANININ DÜŞEBİLECEĞİ MİKTAR HESAPLANARAK, OLAY SAATİNDE DE KANINDAKİ ALKOL ORANININ YÖNETMELİK MADDESİNDE BELİRTİLEN ORANDAN YÜKSEK OLABİLECEĞİ NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMİŞSE DE, YUKARIDA BELİRTİLEN MEVZUAT HÜKÜMLERİNİN BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLMESİNDEN, ALKOL DÜZEYİNİN BELİRLENMESİNDE, KANDAKİ ALKOL ORANININ ESAS ALINMASI GEREKİR.
KİŞİNİN ALKOLLÜ OLDUĞUNUN TRAFİK KONTROLÜ SIRASINDA SAPTANMASINDAN SONRA, BU ÖLÇÜME YAPILAN İTİRAZ ÜZERİNE ADLİ TIP KURUMUNDA YAPILACAK TAHLİLE KADARKİ SÜREDE KANDAKİ ALKOL ORANININ AZALMASI DOĞALDIR. ANCAK, OLAYDA, BU ZAMAN DİLİMİNİN YAKLAŞIK 1,5 SAAT OLDUĞU GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA, BU SÜRE İÇERİSİNDE KANDAKİ ALKOL ORANINI 2,30 PROMİLDEN 0,25 PROMİLE DÜŞMESİ OLANAKLI GÖRÜLMEMEKTEDİR.

İstemin Özeti : Davacının sürücü belgesinin geçici olarak 6 ay süreyle geri alınması ve 265.300.000.-lira para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; dosyanın incelenmesinden, 21.10.2003 tarihinde saat 02.30'da yapılan trafik denetiminde alkolmetre cihazı ile yapılan ölçümde davacının 2,30 promil alkollü olarak araç kullandığının tespit edilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği, davacının alkol ölçümüne itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu Ankara Gurup Başkanlığınca saat 04.00'da alınan kan örneği üzerinde yapılan analiz sonucunda davacının 0,25 promil alkollü olduğunun belirlendiğinin anlaşıldığı, alkollü araç kullanım sebebiyle uygulanan müeyyidelerin iptali istemiyle açılan davalarda yapılan araştırma ve inceleme sonucu ibraz edilen Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığının 06.07.2001 gün ve 1262 sayılı yazısında, alkollü araç kullanan sürücülerin kandaki alkol düzeyinin olaydan 2-3,5 saat sonra ölçülmesi halinde, bilimsel olarak saatte 10-22 mg düzeyinde düşebileceği belirtildiğinden, olayda, davacıdan 1 saat 30 dakika sonra alınan kan örneğindeki alkol miktarına yukarıda aktarılan oranın azamisi uygulandığında dahi, davacının kanındaki alkol oranının olay saatinde 0,58 promile ulaşabileceği göz önüne alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Ankara 6. İdare Mahkemesinin 25.03.2004 gün ve E:2003/2042, K:2004/385 sayılı kararının Adli Tıp Kurumunda yapılan kan tahlili sonucunda kandaki alkol oranının 0,25 promil çıktığı, bu nedenle işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Mesude GÜNDÜZ'ün Düşüncesi : Davacının ehliyetinin 6 ay süreyle geri alınması ve 265.300.000.-lira para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; 21.10.2003 tarihinde saat 02.30'da yapılan kontrolde 2,30 promil alkollü olduğu gözlenen davacıya, itiraz üzerine saat 04.00'da Adli Tabiplikçe verilen raporda kanındaki alkol düzeyinin 0,25 promil olduğu ve bunun da Karayolları Trafik Yönetmeliğinde öngörülen sınırın altında olması sebebiyle oluşturulan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemin iptali gerekirken, davayı reddeden idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :

KARAR : Uyuşmazlık; 21.10.2003 tarihinde yapılan denetimde davacının 2,30 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi üzerine sürücü belgesinin 6 ay süreyle geri alınması ve 265.300.000.-lira para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemden doğmuştur.

2918 sayılı Yasanın 48. maddesinin 5. fıkrasında, uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etkili dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla trafik zabıtasınca teknik cihazlar kullanılacağı, tespit usulleri ve muayene şartlarının Sağlık Bakanlığının görüşüne uygun olarak hazırlanacak yönetmelikle düzenleneceği, yönetmelik ile belirlenen miktarların üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin suçun işlendiği tarihten itibaren geriye doğru 5 yıl içinde birinci defada sürücü belgesinin altı ay süreyle geri alınarak haklarında 265.300.000.-lira para cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır.


18.07.1997 gün ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde de, uyuşturucu, uyutucu ve keyif verici gibi özelliklere sahip doğal ve sentetik psikotrop maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayollarında araç sürmelerinin yasak olduğu hükme bağlanmış, maddenin devamında; taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile resmi araç sürücülerinin, alkollü içki almış olarak bu araçları süremeyecekleri, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kanlarındaki alkol miktarı 0,50 promilin üstünde olanların araç kullanamayacakları, alkollü içki almış sürücülerin ve kanlarındaki alkol miktarının cihazla ölçüleceği, cihazla yapılan tespite sürücünün itiraz etmesi halinde, kanındaki alkol miktarının belirlenmesi için, bu konuda eğitilmiş ve kan almaya yetkili kılınmış personel tarafından kanı alınarak, tahlil için polis kriminal laboratuarına gönderileceği, polis kriminal laboratuarlarında tahlilin mümkün olmaması halinde, sürücü kandaki alkol miktarının tespiti için adli tıp merkezlerine ve Sağlık Bakanlığına bağlı tahlil yapılabilecek teknik ve tıbbi imkanlara sahip olan en yakın sağlık kuruluşlarına gönderileceği, kandaki alkol miktarının teknik cihazla ve kan alınarak laboratuarda tespit imkanlarının bulunmadığı hallerde, alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücülerin en yakın resmi sağlık kuruluşuna sevk edilerek, bu kurum hekimi tarafından rutin alkol muayenesinden geçirileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, 21.10.2003 tarihinde saat 02.30'da yapılan trafik kontrolü sırasında alkolmetre cihazı ile yapılan ölçüm sonucunda davacının 2,30 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği, davacının alkol ölçümüne itirazı üzerine gönderildiği Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığınca saat 04.00'da davacıdan alınan kan örneği üzerinde yapılan tahlil sonucunda kanındaki alkol oranının 0,25 promil olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.İdare Mahkemesince, davacının alkollü olarak tespit edildiği saatle Adli Tıp Kurumunca kanındaki alkol oranının tespit edildiği saat arasındaki zaman diliminde davacının kanındaki alkol oranının düşebileceği miktar hesaplanarak, olay saatinde de kanındaki alkol oranının yönetmelik maddesinde belirtilen orandan yüksek olabileceği nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de, yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, alkol düzeyinin belirlenmesinde, kandaki alkol oranının esas alınması gerekir.

Kişinin alkollü olduğunun trafik kontrolü sırasında saptanmasından sonra, bu ölçüme yapılan itiraz üzerine Adli Tıp Kurumunda yapılacak tahlile kadarki sürede kandaki alkol oranının azalması doğaldır. Ancak, olayda, bu zaman diliminin yaklaşık 1,5 saat olduğu göz önüne alındığında, bu süre içerisinde kandaki alkol oranını 2,30 promilden 0,25 promile düşmesi olanaklı görülmemektedir.

Bu durumda, yukarıda anılan yönetmelik maddesine uygun olarak yapılmış tespitle, davacının kanındaki alkol oranının, yönetmelikte öngörülen sınırın altında kaldığı anlaşıldığından, davacı adına tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Ankara 6. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 12.01.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.