Merhaba sayın meslektaşlarım,
Mesleğe yeni başladığım zamanlardan ki o zamanlar üstad avukatımızın yanında güya bağımsız şekilde çalışıyoruz, bir dava geldi, bir alacak davası, 2012 yılının başları. Müvekkilimizin vekaleti üstadımıza ancak dilekçesinden duruşmasına, şehir dışı keşfinden beyanına her şeyiyle dosya bende. Üstadımız sağolsun doğrudan bana bıraktı dosyayı, haşa eleştirmek için demiyorum, durumu izah için; kalem oynatmadı... Müvekkillerle de arada bir sözleşme falan yok, dava alacak davası, AAÜT' nin asgarisinden yüzde olarak anlaşılmış.
Velhasılıkelam bu dosya yıllarca bir ceza dosyasını bekledi, o bitti kesinleşti, arada onlarca celse geldi geçti ve 2016 başında dosya yeniden görülmeye başlandı ve toplu bir bilirkişi heyetine gitti.
Ve asıl noktamıza geliyoruz, 2016 Eylül' ünde üstad avukatımız yani dosyada vekaletnamesi bulunan ve bana yetki belgesi veren avukatımız malum sebeplerle tutuklanıyor. Ve bu arada da dosyaya başka bir avukat vekaletname sunuyor. Ortada bana gelen bir azilname hala yok, üstadın azledildiği de benim görevimin bittiği iddiası da sadece şifahi.
Bana gelen bir azilname olmadığından (ki gelmesi de gerekiyor mu emin değilim) ben hala takip ediyorum dosyayı, beyan sunuyorum, gidemediğidme mazeretimi bildiriyorum. Maaşallah diğer meslektaşımız da bir şey demiyor (:
E dava bitecekti de yüzdeyle gelen ücretimizi üstadla yarıyarıya kırışacaktık, o kadar keşfe gittim, geldim, yaptım, ettim... Azilname sanırsam haklı, neticede ortada bir tutuklanan avukat var. E bu yetkiyle dosyayı yalayıp yutan avukatcağızın kabahati nedir...

Sağolsun 1136 sayılı yasamız 117. maddesinin 5. fıkrasında demiş ki;
" vukat tarafından işe başka avukatlar teşrik edilmiş ise, avukat bundan dolayı ayrı bir ücret isteyemeyeceği gibi, işi birlikte takip eden avukat da müvekkilden herhangi bir ücret isteyemez. İş tamamen başka bir avukata bırakılmış ise, tevkil eden ve tevkil olunan avukatlar ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartıyla, harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden isteyebilirler. Ancak, tevkil eden avukat müvekkilden peşin ücret almışsa, harcadığı mesaiye karşılık olan miktarın fazlasını tevkil ettiği avukata ödemekle yükümlüdür."

Tutuklu üstadımız ücret almadı diye biliyorum. Kaldı ki almış olsa bile bu cüz'i bir tutardır ve o yüzdeyle belirlenen kısımla ilgisi yoktur. E şimdi 2012' den 2016 Eylül' e bu davaya baktık ama üstad da tutuklandı, azil de haklı gibi... E ama o tutuklansa da zaten üstad davaya bakmadı ki hiç hep ben ilgilendim, sağolsun dosyaya vekalet koyan meslektaşımız bir celseye dahi katılmadı, hakkıdır lakin 20 küsür celseye katılmama rağmen davamızın kabulü halinde karşı vekalet ücretini o mu alacak şimdi...

Nereye bakıyor bu adamlar diyerek fikirlerinizi büyük merakla beklediğimi bildiririm.

Saygılarımla




****SONRADAN GELEN GÜNCELLEME
Aslında biraz kafa yorunca bazı noktalara ulaşıyor insan.... Azil pek de haklı gibi gelmiyor şu anda bana. Neticede müvekkilin dosyası takip ediliyor, vekilin tutuklanması da tek başına vekalet ilişkisini sona erdiren bir sebep gibi gözükmüyor. Vekalet ilişkisinin sona ermesi için vekilin kısıtlanması gerekiyor. Ortada bir kısıtlanma yok, sonuçta üstad tutuklu. Hükümlü değil. O vakit azil de haksız gibi.
Buradan yola çıkarsak yani azlin haksız olduğunu bir anlığına kesin olarak kabul edelim. Bu aşamada sizce ben üstadım adına vekalet ücretinin tahsili için mi bir yola başvurmalıyım yoksa kendi adıma 1136 sayılı yasanın 117/5 maddesine göre mi hareket etmeliyim...