Mesajı Okuyun
Old 15-09-2009, 06:18   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım sorularınızı yanıtlamaya çalışacağım;

1) Yetki hususu KHK'da açıkça düzenlenmiştir. 556 S.KHK m.63 uyarınca;
Alıntı:

HUKUK DAVALARINDA YETKİLİ MAHKEME
Madde 63 - Marka sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının ikametgahının olduğu veya suçun işlendiği veya tecavüz fiilinin etkilerinin görüldüğü yerdeki mahkemedir.
Davacının Türkiye'de ikamet etmemesi halinde, yetkili mahkeme, sicilde kayıtlı vekilin iş yerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmiş ise, Enstitünün merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir.
Üçüncü kişiler tarafından marka başvurusu veya marka sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Marka başvurusu veya marka sahibinin Türkiye'de ikamet etmemesi halinde, ikinci fıkra hükmü uygulanır.
şeklinde düzenleme mevcuttur.

2) Markalara ilişkin davalarda da HUMK hükümleri uygulanır. Bu nedenle, Türkiye'de ikametgahı bulunmuyorsa, davacı tarafından teminat gösterilmesi gerektiği yönünde beyanlarınızı ve talebinizi cevap dilekçesinde belirtebilirsiniz. Ancak benzer şekildeki bir davamda Mahkeme tarafından bu talebim reddedilmiş idi. Bu tip durumlarda teminat taleplerindeki reddin dayanağı ülkelerin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerdir. Yanlış hatırlamıyorsam Almanya ile de aramızda teminat muafiyetine ilişkin olarak "Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi" mevcut.

3) Almanya, Paris Sözleşmesi'ne üye olan ülkeler arasındadır. Bu doğrultuda Paris Sözleşmesi, sair Uluslararası Sözleşmeler ve yasal mevzuat çerçevesinde elbette bu yönde bir talepte bulunabilir. Belirtmek gerekir ki Marka Hukuku Uluslararası Sözleşmelerden fazlasıyla beslenen bir alan. Ancak tabii ki davacınız, iddiasını ispatla yükümlüdür. Sorunuzda yer alan "dünya çapında tanıtan" ibaresinden ben, davacınızın "tanınmış marka" iddiasına dayandığı sonucunu çıkarıyorum. Tanınmış marka oldukları iddiasındalar ise WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) nun tanınmış marka kriterlerini inceleyiniz, kriterler oldukça kapsamlıdır, bir marka kolay kolay "tanınmış marka" kabul edilmemektedir. Şayet davacı bu kriterleri taşımıyorsa savunmalarınızda bu hususa değinebilirsiniz. Zira "tanınmış marka" olduğu iddiasında olan taraf bu iddiasını ispat etmek zorundadır.

Bu konuda Paris Sözleşmesini ve özellikle de Sözleşmenin 1. mükerrer 6. maddesini incelemenizi öneririm. Anılı maddeye göre (bir yerden alıntılıyorum,doğruluğunu başka bir kaynaktan teyit ediniz.)
“ Birlik ülkeleri tescilin talep edildiği ülkenin yetkili makamları tarafından, söz konusu ülkede bu anlaşmadan yararlanacağı kabul olunan bir şahsa ait olduğu aynı veya benzeri ürünlerde herkesçe bilindiği mütalaa edilen bir markanın karışıklığa meydan verebilecek surette örneğini, taklidini veya tercümesini yapan bir fabrika veya ticaret markasının tescilini gerek ülke mevzuatı müsait olduğu takdirde doğrudan doğruya gerekse ilgilinin isteği üzerine red veya hükümsüz kılmayı taahhüt ederler. Herkesçe bilinen bir markanın esas unsurunun çoğaltılması veya bunlarla bir karışıklık doğurabilecek bir taklitten ibaret olursa, durum yukarıdakinin aynısı olur.

Bu tür markaların kaydının terkininin istenmesi için, tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekir. Birlik memleketleri kullanmanın menini talep için bir mühlet derpiş etmekte muhtardır.

Suiniyetle tescil edilen ve kullanılan markaların terkinini, kullanmasının yasaklanmasını istemek için süre tespit edilmez."

Ancak siz de burada "ülkesellik prensibi"nden yararlanabilir, savunmalarınızda bu hususa değinebilirsiniz. (İddialarını ispat ederlerse ve müvekkiliniz kötü niyetli ise işiniz çok zor.)

Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, pek çok marka sahibi tescil belgesini yıkılmaz bir duvar olarak görse de haksız ve kötü niyetli tescil işlemlerinde tescil belgesi bir kağıt parçası olmaktan öteye geçemez. Yani iş tescil belgesi almakta değil, ayırt edici nitelikleri olan, yeni bir markayı en baştan yaratmaktadır.

Saygılarımla,