Mesajı Okuyun
Old 23-12-2020, 12:10   #2
Burak Atak

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, merhaba.

Kanaatimi maddeler hâlinde bildireceğim:
1) Mirasçıların, mirasçılık belgesi sunulmadan dosyada taraf olarak eklenmeleri usule aykırıdır; ancak dava bildirilebilir. Mirasçılar yine de dahili davalı olarak kabul edilmişlerse taraf sıfatı olmadığı için davanın, mirasçılar açısından, esastan reddedilmesi gerekirdi.
2) Sadece murisin ve sigorta şirketinin adı var demenizden mirasçıların davaya dahil edilmediklerini, yukarıda bahsettiğim gibi davanın ihbar edildiğini anlıyorum. Bu hâlde ben mahkemenin yanlış hüküm kurduğunu, muris aleyhine değil terekeye dolayısıyla mirasçılara karşı davanın yürütülmesi gerekirken husumet yönlendirmesi olmadan taraf ehliyeti (kişiliği) olmayan bir kişi hakkında verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum.

Tüm bunları geçtikten sonra sorunuzun cevabına gelirsek:
3) İlamda adı yazmayan kişilere karşı, ilama dayanarak başlatılan icra takibi süresiz şikayete tabiidir. Bu benim şahsi hukuki görüşümdür. Zira icra emrinin ilama uygun olarak düzenlenmesi memurun görevidir ve kamu düzenindendir. Aksi hâlde ilam olmadan ilamlı icra başlatılmış olacaktır.
4) İlamlı icrada menfi tespit davası açılması bana pek mantıklı gelmiyor.
5) Sigorta şirketinin icra takibinde yapması gereken, muris adına icra takibini başlatmak ve ardından icra dairesinden veraset ilamı getirmek üzere yetki ve süre almaktı.
6) Eğer görüşüme itibar etmezseniz diğer hususlar için İİK'nın ödeme emrine karşı başvurulacak hukuki yolları gösteren maddelerine bakabilirsiniz.

İyi çalışmalar dilerim.