Mesajı Okuyun
Old 21-10-2008, 16:37   #12
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
1. Davaya vekalette kural, Avukatlık kanununun 35.maddesine göre, vekilin avukat olmasıdır.Bu kanuna göre, en az üç avukat ve davavekili bulunan yerlerde (il ve ilçelerde) ancak baroya kayıtlı avukatlar ve dava vekilleri vekil olarak davayı takip edebilirler.Davaya vekalet etmesine kanunen imkanın bulunmadığı kişiler, HUMK md.61'e göre vekil sıfatıyla mahkemeye kabul edilmez.Bu kişilerin davaya vekalet ehliyeti yoktur.Bu bir dava şartı teşkil ettiğinden, hakim, temsilci dava açmaya geldiğinde, hakim bu durumu re'sen dikkate almalıdır ve davayı reddetmelidir.Ancak davayı reddetmeden önce, davaya vekalet ehliyeti bulunmayanın adına dava açacak olan davacıya, bu davaya icazet verip vermediğini soracaktır.İcazet verdiği takdirde, davaya devam edilir.Bu davaya davacı iki şekilde icazet verebilir:1)davaya gelerek davayı kendisi takip eder ise, 2)davaya vekalet ehliyeti olan bir kişiyi(avukatı) tayin eder ise.Fakat bu davaya icazet vermez ise, esasa girmeden, dava şartı noksanlığından hakim bu davayı reddedecektir ve yargılama giderleri, avukat olmayan kimseye ödetilecektir.

Sayın Zeynep'in görüşlerine aynen katılıyorum. Davaya vekalet ehliyeti bir dava şartıdır ve yargılamanın her safhasında re'sen incelenir.



Eğer hakim kişinin davaya ehliyeti olmadığını yargılamanın herhengi bir safhasında anlarsa davacıya tanınan 2 seçimlik hakkın kullanılması halinde dava devam edecektir. Eğer hak kullanılmazsa dava şartı yokluğu nedeniyle davanın açılmamış sayılması gerekmektedir. Aşağıda Yargıtay kararında da bu yönde bir hüküm mevcuttur.