Mesajı Okuyun
Old 15-01-2011, 15:59   #13
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

56- 818 S.K. m.154’e ek.

YBK m.174/2:“Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesini dürüstlük kurallarına aykırı biçimde sağlarsa, koşul gerçekleşmemiş sayılır.”

Gerekçesi: “…dürüstlük kurallarına aykırılık sadece koşulun gerçekleşmesinin engellenmesinde değil, koşulun gerçekleşmesinin sağlanmasında da söz konusu olabilir.”

(Kanunda m.175/2 olmuştur)

57- 818 S.K. m.161/2’ye ek.

YBK m.181/2-c.2: “Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.”

Gerekçesi: “…818 sayılı Borçlar Kanununun 161 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer verilmemekle birlikte, Tasarının 181 inci maddesinin ikinci fıkrasına eklenen bir cümleyle, …bağlı borç niteliğindeki ceza koşulunun geçersizliği veya imkânsız hâle gelmesinin göz önünde tutulmaması bir eksiklik olarak görülmüştür.”

(Kanunda m.182/2-c.2 olmuştur)

58- 818 S.K. m.169/2: “Ayrıca taahhüt etmedikçe borçlunun aczinden mesul değildir.

YBK m.190/1: “Alacak, bir edim karşılığında devredilmişse devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olur.”

Gerekçesi: “…818 sayılı Borçlar Kanununun 169 uncu maddesinin ikinci fıkrasından farklı olarak, Tasarının 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, borçlunun ödeme gücüne sahip olduğu konusunda devredenin özel bir taahhütte bulunmasına gerek görülmemiştir. Buna göre, alacağın bir edim karşılığında devredilmiş olması durumunda, devredenin, alacağını devrettiği sırada bu alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti ettiği kabul edilmiştir.”

(Kanunda m.191/1 olmuştur)

59- 818 S.K. m.171’e ek.

YBK m.192: “Devralan garanti ile yükümlü olan devredenden aşağıdaki istemlerde bulunabilir:
…4. Devreden kusursuzluğunu ispat etmedikçe uğradığı diğer zararlarını."

Gerekçesi: “…818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, Tasarının 192 nci maddesinin (4) numaralı bendi olarak eklenen yeni bir hükümle, devredenin kusursuzluğunu ispat edememesi durumunda, devralanın uğradığı ve maddede öngörülenleri aştığını ispat ettiği diğer zararlarını da gidermekle yükümlü olduğu kabul edilmiştir.”

(Kanunda m.193 olmuştur)

60- 818 S.K. m.176/2: “Bununla beraber borcu temin için bir rehin tesis etmiş olan üçüncü şahsın ve kefilin mesuliyetleri ancak borcun nakline razı oldukları halde devam eder.”

YBK m.197/2: “Bununla birlikte borcun güvencesi olarak rehin veren üçüncü kişinin ve kefilin sorumlulukları, ancak onların borcun üstlenilmesine yazılı olarak rıza göstermeleri hâlinde devam eder.”

Gerekçesi: “…818 sayılı Borçlar Kanununun 176 ncı maddesinin ikinci fıkrasında,…bu rızanın şekline ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır. Tasarının 197 nci maddesinin ikinci fıkrasında ise, bu rızanın yazılı şekilde verilmesi, rehin veren üçüncü kişi ve kefilin, borcun üstlenilmesinden sonra da alacaklıya karşı sorumluluklarının devam etmesinin geçerlilik koşulu olarak öngörülmektedir.”

(Kanunda m.198/2 olmuştur)