Mesajı Okuyun
Old 25-11-2008, 16:13   #3
Av. Suzan ŞEN

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/5169
K. 1999/9555
T. 25.11.1999
• HUSUMET EHLİYETİ ( Davanın Görülebilirlik Şartı Olması )
• DAVANIN GÖRÜLEBİLİRLİK ŞARTI ( Husumet Ehliyeti )
• RE'SEN ARAŞTIRMA ( Husumet Ehliyetinin Davanın Görülebilirlik Şartı Olması Nedeniyle )
1086/m.221, 428
6762/m.36
ÖZET :Husumet ehliyeti, bir yerde davanın görülebilirlik şartlarından olup aktif ve pasif husumet ehliyeti resen araştırılır. Mahkemenin, davacının husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığını araştırmadan karar vermesi doğru değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 17/3/1999 tarih ve 1998/937-1999/124 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak davacı Raif Şaşmaz tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 23/11/1999 günde davacı asil Raif Şaşmaz ile davalı Ticaret Sicil Memuru Bayram Mülayim gelip, temiyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı, dava dışı Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği ( TTKMB )'nin ana sözleşmesi gereğince genel kurulunun her yılın ilk altı ayında yapılması gerekirken 1995 yılından beri yapılamadığını, birliğin halen 19/8/1997 tarihinde Ticaret Sicil Memurluğunca tescili yapılan yönetimce idare edildiğini, ancak bu tescilin 1581 sayılı kanunda değişiklik yapan 553 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle getirilen düzenlemelere aykırı olduğunu, ilgili Bakanlığın, atama yetkisini olmayıp, sadece genel kurulu toplantıya çağrı yetkisinin bulunduğunu, davalı tescil işlemini yaparken genel kurul tutanaklarını istemediğini ileri sürerek, 19/9/1997 tarihli tescilin iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere, sicil dosyası kapsamına nazaran, yönetim kurulundaki boşalma üzerine Köy işleri Bakanlığı'nın 1/8/1997 tarihli talimatı üzerine atama yapıldığı ve bu atamanın da davalı tarafından sicile tescil edilmiş olup, bunda gerek 1581 sayılı kanun ve gerekse 553 sayılı KHK'ye aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı taraf temyiz etmiştir.

1 - Husumet ehliyeti, bir yerde davanın görülebilirlik şartlarından olup, taraf itirazı olmasa dahi mahkemece, evvelemirde davacının aktif husumet ehliyetinin veya karşı tarafın pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı re sen araştırılması zorunludur. Davacı, dava dışı Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Kurulu'nun ana sözleşme ve yasaya aykırı atandığını ve bu atamanın da tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek, Ticaret Sicil Memurluğu'na karşı yönettiği bu davada tescilin terkinini talep ve dava etmektedir. TTK.'nun 36. maddesinde, Ticaret Sicil Memuru'nun kararlarına karşı itirazda bulunmaya "ilgililer"in yetkili olduğu belirtilmiş olup, ilgililerin kimler olduğu tanımlanmamış ise de, tescil veya terkin edilen veya itiraz konusu yapılan husus kimin hukuki yararı ile doğrudan ilgili ise, o şahsın "ilgili" sayılması gerektiği kabul edilmelidir.

Ancak, somut olayda davacının "ilgili" şahıs olup, olmadığı yönünde bilgi ve belge dava dosyasında bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının yukarıda açıklanan anlamda "ilgili" olup olmadığının, bir başka deyişle aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması, bundan sonra, işin esasına girilerek davacı iddiaların incelenmesi, bu konuda ve davayı ilgilendirecek nitelikte idari yargıda mevcut davaların değerlendirilmesi ve elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

2 - Yukarıda açıklanan bozma şekil ve sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, taraflar avukatları tebligata rağmen gelmediğinden duruşma vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, 25/11/1999 tarihinden oy birliğiyle karar verildi.