Mesajı Okuyun
Old 30-04-2008, 12:39   #25
Hemocrania

 
Varsayılan

BD’nin Illinois Eyaleti’nde, işlemediği bir cinayet için 26 yıl hapis yatan Alton Logan’ın hikayesi hukuk tartışması yarattı. Logan, gerçek katilin avukatı Dale Coventry’nin hakikati açıklaması üzerine özgürlüğüne kavuştu. Ancak Coventry’nin "avukat-müvekkil ilişkisinin gizliliği" ilkesi çerçevesinde bunca yıl susması, 48 yaşındaki Logan’ın tam 26 yılına mal oldu.

ALTON Logan, tam 26 yıl önce Chicago kentindeki bir McDonalds restoranında, bir güvenlik görevlisini öldürmekten suçlu bulundu ve mahkemede ömürboyu hapis cezasına çarptırıldı. Logan’ın tüm "Ben yapmadım, suçsuzum" çırpınışları, üç görgü tanığının ifadeleriyle yetinen mahkeme heyetinin görüşünü değiştirmedi. Ama Alton Logan’ın tutuklanmasından bir ay sonra, Dale Coventry adlı avukat, gerçek katil olan Andrew Wilson’u buldu. Wilson, Coventry’nin müvekkililerinden biriydi. Wilson, avukatına, McDonalds lokantasındaki cinayeti işlediğini söylemişti.

KURALLAR ENGELLEDİ

Ancak Amerika’daki avukat-müvekkil ilişkisini belirleyen hukuk kurallarına göre Dale Coventry, müvekkili Wilson’un katil olduğunu hiç açıklayamadı. Alton Logan ise somut kanıt bulunmamasına rağmen, üç görgü tanığının ifadelerine dayanılarak çarptırıldığı hapis cezasını yılları bir biri ardına devirerek çekti. Durumdan çok rahatsız olan ve acı çeken Coventry, bildiklerini belgeleyen bir yeminli ifadeyi kaleme alarak notere onaylattı ve bir kasaya kilitledi. Müvekkili gerçek katil Andrew Wilson ölünce Avukat Coventry kasayı açtırdı ve Logan’ın serbest bırakılmasını sağladı. Coventry, yıllar sonra "katili açıklamamı kurallar engelliyordu, ben de etik kurallara uydum. Masum bir insanı suçlu buldular ve ben de hiçbir şey yapamadım" diye konuştu.

YAVAŞ YAVAŞ ÖLDÜM

Henüz hayatının baharında 22 yaşında Stateville Hapishanesi’ne girip 26 yıl geçiren Alton Logan, şimdi basının ilgi odağı. Logan, gazetecilere idam cezasının "hızlı ölüm", ömürboyu hapis cezasının ise "yavaş ölüm" anlamına geldiğini söyleyerek hapishanede "yavaş yavaş öldüğünü" belirtti.

Döndüm büyükanne

Hayatının en güzel yıllarını Stateville Hapishanesi’nde geçiren Alton Logan, hapisteyken hem annesini, hem de kendisini büyüten anneannesini kaybetti. Büyük bir üzüntü içinde olan annesiyle büyük annesine suçsuz olduğu konusunda kelimelerden başka bir kanıt sunamadı. Bunun vicdani sızını duyan Alton Logan, kendisine "Şimdi ne yapacaksın" diye soran gazetecilere, "Mezarlığa gideceğim ve anneannem ile konuşacağim. Ona, eve döndüm büyük anne diyeceğim" diyerek cevap verdi.

DURUM BİZDE DE AYNI

Galatasaray Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Avukatlık Kanunu’nda, avukatların "sır saklama mecburiyeti" olduğunu belirterek şunları söyledi: "Ayrıca TCK’ya göre de mesleki sır saklamanın karşıtı olan ’saklamama’ ve bunu ’ifşa etme’ bir suç olarak belirtilmiş. Dolayısıyla, avukatın duyduğu, bildiği şeyleri saklama yükümlülüğü vardır. Ancak bir tek şartla bu sırrı açıklayabilir, o da müvekkilinin muvakatıyla. ABD’deki örnek çok uç, insanı yaralayan bir örnek..."

Ceza avukatı Fatih Volkan şunları söyledi: "Bizde de avukat, müvekkilinin sırrını mutlak surette açıklayamaz. Avukatlar, müvekkilleri için tanıklık yapacakları durumda bile yine müvekkilden izin almak durumundadırlar. Müvekkili katil de olsa, bunu ifşa edemez. Ederse disiplin soruşturması yer. Ama şunu yapabilir, davayı almaz. Bana böyle bir dava gelse, kabul etmem. Hem vicdani hem de etik olarak böyle bir davaya girmem. Böyle bir yanlışın figüranı olmam."

Avukat Kezban Hatemi ise "Böyle sır saklama olmaz. Müvekkilinin katil olduğunu biliyor, göz yumuyorsun. Bu etiği aşar. Saklayacağın şey var, saklayamacağın şey var. Böyle meslek sırrı olur mu? Bence kendisi de suçlu" diye konuştu.

Hurriyet