Mesajı Okuyun
Old 19-12-2006, 17:06   #4
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Faturaya dayalı icra takibinde eğer,irsaliye fişinde malların teslim olunduğuna dair imza var ve teslim yeride icra takibini yaptığınız yer ise,sözleşmenin ifa mahalli de icra takibi ve davalarda yetkili olduğundan kanımca bu husus ta düşünülmelidir.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/13277
K. 2005/17565
T. 20.9.2005
• YETKİ İTİRAZI ( Borçlu Şirketin İdare Merkezinin Yetkisi Karşısında Takip Konusu Para Borcunun Dayanağı Faturalar Alacaklıdan İstenip Varsa Yazılı Sözleşme De Getirtilerek Çözümlenmesi Gereği )
• SÖZLEŞMEDEN DOĞAN DAVALAR ( Sözleşmenin Yerine Getirileceği Veya Sözleşmenin Yapıldığı Yer Mahkemesinin Yetkili Olduğu - Para Borçlarında Sözleşmede Aksi Kararlaştırılmadı İse Borç Alacaklının Ödeme Zamanındaki İkametgahında Ödeneceği )
• PARA BORCUNUN DAYANAĞI FATURA ( Borçlu Şirketin İdare Merkezinin Yetkisi - Yetki İtirazının Faturalar Alacaklıdan İstenip Varsa Yazılı Sözleşme De Getirtilerek Çözümlenmesi Gereği )
• BORÇLU ŞİRKETİN İDARE MERKEZİ ( Yetkisi Karşısında Takip Konusu Para Borcunun Dayanağı Faturalar Alacaklıdan İstenip Varsa Yazılı Sözleşme De Getirtilerek Çözümlenmesi Gereği - Yetki İtirazı )
1086/m.10
818/m.73
2004/m.50
ÖZET : HUMK.nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirleneceği" açıklanmıştır. Ancak bu gibi hallerde Borçlar Kanunun 73. maddesinin uygulanabilmesi içinde akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.

Mahkemece borçlu şirketin idare merkezi olan Beşiktaş ilçesinin İstanbul İcra Dairesinin yetki alanı içerisinde kaldığı da dikkate alınarak takip konusu para borcunun dayanağı faturalar alacaklıdan istenip varsa yazılı sözleşme de getirtilerek yukarıdaki ilkelere göre yetki itirazının çözümlenmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Konusu mal varlığı olan Borçlar Hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki HUMK.nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Örneğin sözleşmedeki alacağın ödenmemesi, malın teslimi, cezai şartın ödenmesi gibi... Anılan madde sözleşmeden doğan davalar için iki özel yetki kuralı koymuştur.

a-Sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkisi ( aktin icra, ifa edileceği yer )

b-Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin, yetkisi ( davanın açıldığı zaman davalı veya vekilinin orada bulunmak koşulu ile )

Sözleşmenin yerine getirileceği yer öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tesbit edilir.

Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa ( malın teslim edileceği yer-borcun ödeneceği yer ) mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesinde- borcun ödenmesi için açılacak dava ise borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmede açık ve zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşme den doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmadı ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlar da Borçlar Kanununun 73/l. maddesi uygulanmaz. Ne varki HUMK.nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz, ( sebepsiz iktisap gibi ) genel yetkili yer olan yani davalının ikametgahında dava açılır.

Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisi: sözleşmeden doğan bir dava, davalı veya vekili, davanın açıldığı zaman oradan bulunmak koşulu ile sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de açılır ( İİK.nun 50. maddesinde bu koşul aranmaz )

Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek "HUMK.nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirleneceği" açıklanmıştır. Ancak bu gibi hallerde Borçlar Kanunun 73. maddesinin uygulanabilmesi içinde akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.

Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde;

Takip alacaklısı faturaya dayanarak genel haciz yolu ile takip yapmış örnek 49 nolu ödeme emri borçluya Beşiktaş-İstanbul adresinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafça yasal süresi içersinde icra dairesine başvurularak, şirketin idare merkezinin bulunduğu İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürülerek İzmir İcra Dairelerinin yetkisine karşı çıkılmıştır. Mahkemece borçlu şirketin idare merkezi olan Beşiktaş ilçesinin İstanbul İcra Dairesinin yetki alanı içerisinde kaldığı da dikkate alınarak takip konusu para borcunun dayanağı faturalar alacaklıdan istenip varsa yazılı sözleşme de getirtilerek yukarıdaki ilkelere göre yetki itirazının çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 20.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/5043
K. 2002/6266
T. 26.3.2002
• SÖZLEŞMENİN YERİNE GETİRİLECEĞİ YER İCRA DAİRESİNİN YETKİLİ OLMASI ( Sözleşmeden Doğan Takipte )
• AKTİN YAPILDIĞI YER İCRA DAİRESİNİN YETKİSİ ( Sözleşmeden Doğan İcra Takibinde )
• YETKİLİ İCRA DAİRELERİ ( Sözleşmeden Doğan Borcun Takibinde )
2004/m.50/1
818/m.73
1086/m.10
ÖZET : Sözleşmenin yerine getirileceği yer ilk önce tarafların açık veya zımni isteğine göre belirlenir. Bu hususun anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yer, B.K.nun 73. maddesine göre saptanmalıdır. Ayrıca İİK.nun 50/1. maddesinin ikinci cümlesine göre de ( davalının bulunması koşulu aranmaksızın ) takip, aktin yapıldığı yer icra dairesinde başlatılabilir. Buna göre takibin konusu para borcunun dayanağı fatura ve irsaliyeler alacaklıdan istenip varsa yazılı sözleşme de getirtilerek yetki itirazının çözümlenmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : İcra takibinin dayanağı olan cari hesap ekstresinin incelenmesinde birden fazla mal alım faturası nedeniyle kalan borcun talep edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde ( icra dairesinde ) dava açılabilir, takip yapılabilir. ( HUMK.Md 10 ) Sözleşmenin yerine getirileceği yer ilk önce tarafların açık veya zımni isteğine göre belirlenir. Bu hususun anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yer, B.K.nun 73. maddesine göre saptanmalıdır. Ayrıca İİK.nun 50/1. maddesinin ikinci cümlesine göre de ( davalının bulunması koşulu aranmaksızın ) takip, aktin yapıldığı yer icra dairesinde başlatılabilir.

Somut olayda takibin konusu para borcunun dayanağı fatura ve irsaliyeler alacaklıdan istenip varsa yazılı sözleşme de getirtilerek yukarıdaki ilkelere göre yetki itirazının çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Kazancı yayınlarından alıntıdır)