Mesajı Okuyun
Old 07-08-2003, 17:32   #4
UNLUTURK

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım
Öncelikle bildiğim kadarıyla düzenleme, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin Maliye Bakanlığına, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamalarına ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye dair verilen yetkiyle çıkartılan bir Genel Tebliğ düzenlemesidir.
Yani kanuni bir düzenleme değildir. Kanunun verdiği yetkiye dayalı genel tebliğ düzenlemesidir. Yanılıyorsam lütfen düzeltin.
İkinci ve bence tartışılması gereken önemli husus bu uygulamaya uyulmaması halinde kesilecek usulsüzlük cezasının kanuni yani kanun maddesiyle belirlenip belirlenmemesinin hukukiliğidir. Gerçi kanun bu yetkiye dayalı düzenlemelere uymamanın müeyyidesini genel anlamda düzenlemişse ben hukuki olduğu sonucuna varılmalıdır.
Bu nedenle bunun vergi usulünü ilgilendiren bir düzenleme olup kanun hükmünü bertaraf edemeyeceği kanaatindeyim. Yani bu sadece vergi işlemleriyle ilgili olduğu kanaatindeyim.
Kaldıki eğer bunun böyle olduğunu düşünürsek daha vahim olarak şu konuyu tartışmalıyız;
VUK'nun 231 maddesinin (Değişik madde: 30/12/1980 - 2365/35 md.) yine 04/12/1985 tarihli 3239 sayılı yasanın 20 maddesiyle eklenen "5" bendinde açıkca "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. " demektedir.
O halde mal veya hizmetin verilmesinden 11 gün sonra kesilen faturalar bu kanuna göre "yok" olması gerekir. Oysa Yargıtay doğal olarak aynı kanaatte değil ve ben de şahsen katılıyorum.
İyi çalışmalar dileğimle,
Av. Ali Yaşar ÜNLÜTÜRK