Mesajı Okuyun
Old 03-07-2012, 14:45   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. İbrahim YİĞİT
Kolay gelsin.

Somut olay : 2009 yılıda müvekkil telefon ile tarafımıza ulaşarak, ikametinden farklı bir ilde karşılıksız çek keşide etmek suçundan hakkında ceza verilmiş olduğunu, kararın kesinleşmiş olduğunu, tüm bunlardan haberi olmadığını, kendisinin bahsi geçen şirketi bilmediği, o ile gitmediği, çek almadığı vs. demek sureti ile kendisinin o an cezaevine götürülmesi nedeniyle ailesinin çek miktarı parayı tedarik ederek 1 gün sonra savcılığa yatırarak tahliye olduğunu bildirmişti.

Biz de o karara ulaşarak ilgili belgeleri ekleyip yargılamanın yenilenmesini talep etmiştik ve talebimiz kabul edilmişti. Uzak bir il olması nedeniyle dosyayı uzaktan takip etmiş idik ve Adli Tıp Kurumu vs. derken dün itibarı ile müvekkil adresine bir ek karar tebliğ edilmiş.Ek kararı incelediğimizde; çek karnesi alan şirket yetkisinin ( farazi olarak) Ahmet ve Zeynep oğlu, Hatay, 10.03.1968 doğumlu Ali ŞEN olduğu ve bu kişi hakkında yeni yasa gereği beraat kararı verildiği ve işte yasaklama kararı verildiği, müvekkil Ahmet ve Ayşe oğlu, Sivas, 15.03.1968 doğumlu Ali ŞEN hakkında açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Oysa ki ilk kararda sanık görülen müvekkildir (kimlik bilgileri müvekkilindir) Yani gerçek sanık ile müvekkilin, tüm yazışmalarda ayırıcı olarak kullanılan baba adı, doğum yılı ve ad soyad aynıdır. Bu nedenle müvekkil 2 yıl önce yakalanmış ve çek miktarını ödeyerek tahliye olmuştur.

Şimdi soru şu : CMK 141'in somut olayda uygulama yeri varmıdır? ( Tereddütteyim zira madde başlığı " koruma tedbirleri nedeniyle tazminat " tır. Bu olayda müvekkil hakkında bir koruma tedbiri bulunmamakta, hükmün infazı için müvekkil yakalanmaktadır ). Yoksa genel hükümler gereği hukuk mahkemesinde (hakim hakkında Yargıtay'da) tazminat talepli dava açmak mı doğrudur? Teşekkürler.

Sayın Yiğit,

CMK.m.141 çerçevesinde bir tazminat olmadığı kanısındayım ben de. Zira, bu tazminat türü koruma tedbirlerine münhasırdır.

Davanın, 2892 sayılı yasa 93/A hükmü çerçevesinde, Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde (4.HD.) Devlet aleyhine açılabileceği kanısındayım.

Saygılar.

Alıntı:
Yazan 2892 sayılı Kanun
TAZMİNAT DAVALARI:

Madde 93/A - (Ek madde: 09/02/2011-6110 S.K./12. md.)

Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle:

a) Ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.

b) Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamaz.

Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan;

a) Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün,

b) Dava sonunda verilen hükmün,

kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce, hâkim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkûmiyeti hâlinde ise tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir.

Devlet, ödediği tazminattan dolayı, tazminat davasına konu işlem, faaliyet veya kararla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkim veya savcıya rücu eder.

Kanun yoluna başvurulması için miktar veya değere ilişkin olarak öngörülen sınırlamalar, hâkim ve savcıların işlem, faaliyet veya kararlarına dayanılarak açılan her türlü tazminat ve rücu davalarında uygulanmaz.

Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılacak tazminat davaları ile rücu davalarında bu madde hükümleri; bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde ise ilgisine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

Bu madde hükümleri;

a) Yüksek mahkemelerin başkanları, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar,

b) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu müfettişleri ile adalet müfettişlerinin, yetkilerini kullanırken yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar,

nedeniyle açılacak tazminat davaları hakkında da uygulanır.