Mesajı Okuyun
Old 03-07-2012, 14:07   #1
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan Yanlış sanık hakkında hüküm kurulması ve sonraki süreç ..

Kolay gelsin.

Somut olay : 2009 yılıda müvekkil telefon ile tarafımıza ulaşarak, ikametinden farklı bir ilde karşılıksız çek keşide etmek suçundan hakkında ceza verilmiş olduğunu, kararın kesinleşmiş olduğunu, tüm bunlardan haberi olmadığını, kendisinin bahsi geçen şirketi bilmediği, o ile gitmediği, çek almadığı vs. demek sureti ile kendisinin o an cezaevine götürülmesi nedeniyle ailesinin çek miktarı parayı tedarik ederek 1 gün sonra savcılığa yatırarak tahliye olduğunu bildirmişti.

Biz de o karara ulaşarak ilgili belgeleri ekleyip yargılamanın yenilenmesini talep etmiştik ve talebimiz kabul edilmişti. Uzak bir il olması nedeniyle dosyayı uzaktan takip etmiş idik ve Adli Tıp Kurumu vs. derken dün itibarı ile müvekkil adresine bir ek karar tebliğ edilmiş.Ek kararı incelediğimizde; çek karnesi alan şirket yetkisinin ( farazi olarak) Ahmet ve Zeynep oğlu, Hatay, 10.03.1968 doğumlu Ali ŞEN olduğu ve bu kişi hakkında yeni yasa gereği beraat kararı verildiği ve işte yasaklama kararı verildiği, müvekkil Ahmet ve Ayşe oğlu, Sivas, 15.03.1968 doğumlu Ali ŞEN hakkında açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Oysa ki ilk kararda sanık görülen müvekkildir (kimlik bilgileri müvekkilindir) Yani gerçek sanık ile müvekkilin, tüm yazışmalarda ayırıcı olarak kullanılan baba adı, doğum yılı ve ad soyad aynıdır. Bu nedenle müvekkil 2 yıl önce yakalanmış ve çek miktarını ödeyerek tahliye olmuştur.

Şimdi soru şu : CMK 141'in somut olayda uygulama yeri varmıdır? ( Tereddütteyim zira madde başlığı " koruma tedbirleri nedeniyle tazminat " tır. Bu olayda müvekkil hakkında bir koruma tedbiri bulunmamakta, hükmün infazı için müvekkil yakalanmaktadır ). Yoksa genel hükümler gereği hukuk mahkemesinde (hakim hakkında Yargıtay'da) tazminat talepli dava açmak mı doğrudur? Teşekkürler.