Mesajı Okuyun
Old 22-04-2007, 21:08   #13
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Ifade ozgurlugu ve haber alma ozgurlugu herseyden ustundur ve sansur asla bir cozum degildir.
Zaten bence bu konudaki fikir ayrılıklarının kilit noktası burada. Bence ifade özgürlüğü ve haber alma özgürlüğü herşeyden üstün değildir ve sansür de gerektiğinde bir çözüm olabilir. Kişilik haklarının korunması benim kanaatime göre ifade özgürlüğünün üstünde yer alır. Bu bence sadece benim kanaatim de değil, hemen her ülkenin yasaları da bu şekilde. Eğer ifade özgürlüğünü herşeyin üstünde tutuyorsak, o zaman TV.lerde ya da basında yer alan hiçbir program ya da habere de (yalan ya da iftira dahi olsa) müdahale etmemeniz ve hatta hakaret, sövme, tehdit suçlarını da yasalardan kaldırmamız gerekir.

Takdir edersiniz Mahkemeler bu filitreleme kararlarını "canları öyle istediği", "ifade hoşlarına gitmediği" ya da "fikirleri sansürlemek" için vermiyorlar. Tam aksine "ben canımın istediğini söylerim, yasaların ne dediği de benim umrumda olmaz, burası zaten internet beni de bulamaz ve cezalandıramazsınız" diye düşünen bazı insanlar yasalara aykırı davrandıkları, suç işledikleri ya da insanların kişilik haklarını zedeledikleri, onları mağdur ettikleri için bu mağduriyeti giderebilmek için veriyorlar.

Bu konuda çözüm olarak "siz de onlara taş atın" önerisini desteklemem veya bir hukukçu olarak bunu bir mağdura önermem asla mümkün değil. Hukuk sistemi yasaların uygulanmasını sağlamak ve mağduriyetleri gidermek için vardır, mağdur durumdakilere siz kendi başınızın çaresine bakın demek için değil.

Bu konuda hepimizin biraz empati yapmasını da rica ediyorum. Bizim haberimiz olmadan örneğin bir mağzanın soyunma odasına gizli kamera yerleştirilse ve çekilen çıplak görüntüler yurtdışında bir internet sitesine konulsa, filitrelemeye ifade özgürlüğü gerekçesiyle karşı çıkacak mıyız? Veya bu durumda başvurduğumuz Mahkemenin size "ne yapalım internette ifade özgürlüğü var, bu herşeyin üstündedir, siz de onlara taş atın" demesini ister miyiz?