Konu: Regl Partisi
Mesajı Okuyun
Old 10-11-2008, 18:42   #42
Gemici

 
Varsayılan Regl: Tabiat ve Kültür

2. Kültür

Regl kanı Tevrat’ta pis/kirli olarak tarif edilir. Kadınlar her kanamadan veya doğumdan sonra, arınmak için belirli bir ritüelden geçmek zorundaydı. Regl süresi boyunca çoğu şeyleri yapmak kendilerine yasaklanmıştı. Papa kiliselerde bulunan ve Altar diye anılan kutsal masanın bulunduğu yere girmelerini, temizleme işi dışında, yasaklamıştı.

Yahudi takvimi zamanın hesaplanmasını ayın gükyüzündeki evrelerine göre hesaplıyordu. Buna göre sene 12 ay ve 354 gündü. Türkçe’de ‚Ay’ ve diğer bazı dillerde ‚Mond’ ‚Monat’ kelimeleri de hem gökyüzündeki ayı hemde senenin bir bölümü olan ayı belirtir.

Antik Yunanistan’daki Eleusis’te kadınlar bereket ve doğurganlık tanrıçaları Demeter ve Persephone’yi gizlilik şenliklerinde kutluyorlardı. Kadınların aynı zamanda kendi peryotlarını(regl, aybaşı, dönem) kutladıkları bu şenlikler senede üç sefer tekrarlanıyordu. Sene ve peryotlar üç kısma ayrılıyordu. Kadınlardaki regl süresi tabiattaki kuraklık süresine eş gösteriliyordu. Eleuses’in 5000 sene boyunca anaerkil güç merkezi olduğu ve kendi adına para bastırma hakkına sahip olduğu söyleniyor. Protestan ilahiyatçısı Bayan Jutta Voss ‚Schwarzmondtabu’ (Siyah Ay Tabusu) isimli kitabında Hıristıyan Kilisesi’nin Eleuses’in güçten düşürdüğünü ve ayinlerini alarak kendisine uyacak şekilde diğiştridiğini belirtiyor. Voss’a göre kilisenin kendisine göre hiçbir sembolü yok tüm sembolleri anaerkil sembollerden alınma.

Regl’ın tarihte nasıl algılandığına baktığımızda, bundan kısa bir süre öncesine kadar, erkeklerin bu konu ile uğraştrıklarını görürüz.

Kadınla erkek karşılaştrırıldığında erkek vücudu temel alınır ve kadının gelişimin tamamlıyamamış bir erkek olduğu düşünülürdü. Wikipedia’ya göre regl anormal olarak kabul edilir ve buradan kadının erkekten aşağı derecede olduğu sonucuna varılırdı.
Hipokrates kadının yapı olarak ıslak, yumuşak vr erkekten daha zayıf olduğuna ve yüzdende daha fazla vücut suyu ürettiğine ve bu suyun belirli aralıklarla dışarı atıldığına inanırdı.

Yunan Felsefesi
Aristoteles regl kanamasının, vücuttaki fazla kanı dışarı atmak için gerekli olduğuna inanırdı. Erkek kadından daha sıcak olduğu için bu fazla kanı vücudunda kaynatır ve döl olarak dışarıya atar.


Ortaçağ düşünürlerinin çoğuna göre kadının kanaması onun Ademi cennetten attrıdığının ceremesi idi.

Rönesans bilim adamları regl kanının zehirli olup olmadığı konusunu araştırmışlardı.

17. ci ve 18. ci asır tamamen değişik bir yol izliyor. Kadınlar gelişimin tamamlamamış erkek olarak değil, erkekten daha başka ve değişik bir yaratık olarak kabul ediliyor. Erkek hanesine, kültür, ruhsal yetenek, soyut düşünce, bilim ve ilericilik yazılırken, kadın hanesine, Tabiat, bedensellik, batıl inanç ve anane yazılıyordu.

Yeni çağda da kadın erkekten daha az değerli bir varlık olarak kabul edilmiştir. Jean-Jack Rousseau reglde zivilisasyonun kadın üzerindeki etkilerini görüyor ve çok yemeyi, az hareket etmeyi ve toplumsal kurallar neticesinde kısıtlanmış bir seksüel hayatı kanamaya sebep olarak gösteriyordu.

19.cu ve 20.ci yüzyıl sosyal darwinizmin beyaz adamı gelişimin en üst noktasına getirdiği ve kadını yine ondan aşağı gördüğü bir çağdır. Kadının başka oluşu sakatlık olarak algılandı. Regl kadının katlanması gerektiği bir eziyet olarak kabul edildi. Regl ile üreme fonksiyonu arasında bir bağlantı olduğunun kabul edilmesi bu çağdadır. Regl ile hayvanların seksüel davranışları arasında paraleller arandı. Regl sırasında cinsel ilişkide bulunmak, özellikle erkek için zararlı olarak kabul edildi. Bazılarına göre kadın için en iyisi ilk kanama ile menapoz arasındaki süre içinde devamlı hamile olmasıydı. Annelik kadının tek varlık sebebiydi. Bir bilim adamının 1920 de regl kanı zehirlidir demesi bilim dünyasında kabul gördü. Ondan sonraki araştrımacılarda aynı neticeye vardılar. Bu kanın zehirli olmadığı ancak 50 li senelerde ispat edildi.


Dinler ve Regl:

Yahudilik:
Regl esnasında yedi günlük bir süre içinde kadının dokunduğu herşey kirlidir. Bu süre içinde kadınla cinsel ilişkide bulunan erkekte kirlidir. Ortodoks Yahudiler bu süreyi 14 güne çıkarmışlardır. Bu süre içinde kadın ayinlere katılmaz.

Hıristiyanlık:
İlk hıristiyanlar bu konuda fazla tutucu değildi. Sonraları, belki de Yahudiliğin etkisi ile, kadınlar geri plana itildiler. Ortaçağ’da kilise öğretisi ve tıbbi bilgi manastrılarda yazılır ve korunurdu. Keşişler/Papazlar seksi günah ve pilik olarak kabul ediyorlardı. Hamile kadınlar seks yapıp günah işliyorlardı. Papazlara göre regl seks yapan kadınlara verilmiş bir ceza sayılıyordu.

Müslümanlık:
Konu hakkında internette birbiri ile çelişen görüşler söz konusu. Doğruluğu veya yanlışlığı konusunda bir yorumda bulunmadan
http://www.sevde.de/Temizlik/hayiz_ve_nifas_hallerine_ait_huk14.htm sayfasında yazılanları aktarıyorum:

Hayız ve Nifas Hallerine Ait Hükümler
Adet gören veya lohusa olan müslüman kadınlara ait bazı özel hükümler vardır. Şöyle ki: Bu haller içinde bulunan bir kadın namaz kılamaz, şükür secdesi bile yapamaz. Oruç tutamaz. Kur'an-ı Kerim'den bir âyet dahi okuyamaz; ancak dua âyetlerini dua niyeti ile okuyabilir. Kur'an-ı Kerime veya Kur'an âyetlerinin yazılı bulunduğu levhalara ve paralara, tam âyet olmasa bile, dokunamaz; tutamaz. Sahih kabul edilen görüşe göre, Kur'an tercümesi hakkında da hüküm böyledir, onu da ele alamaz. Mescidlere (camilere) giremez, Kâbe'yi tavaf edemez, kocası ile cinsî ilişki kuramaz. Kocası böyle bir hanımın göbeği altından diz kapakları altına kadar olan yerlerinden aralarında bir engel olmaksızın faydalanamaz. Şehvetin olup olmaması fark etmez. Bunu yapmak haramdır. Aralarında bir engel (bir elbise) varsa, cinsî ilişkiden başka faydalanma yapabilir.

Avrupa'da halkın düşünce ve inançları:
Filosofların ve bilim adamlarının bu düşünceleri halk arasında yaygın değildi. Halk içinde yaygın olan görüşe göre vücut dünyanın küçük bir örneği olarak kabul ediliyordu. İnsanlar ayın evreleri ile kadının regşl dönemi arasında bir bağlantı olduğuna inanıyordu. Regl kanının dünyadaki herşey üzerinde, iyi veya kötü, bir etkisi olduğuna inanılıyordu. Regl döneminde olan bir kadının dokunduğu şarabın ekşidiğine, sütün kesileceğine, taze fidanların kuruyacağına inanılırdı. Bu sebepten de regl döneminde olan bir kadının birçok şeyi yapması yasaktı. Regl kanının faydalı yanları olduğuna da inanılırdı. Aşk muskalarında kullanılır, cadılra eve yaklaştırmamak ve yangını önlemek için kapı tokmaklarına sürülürdü. Rergl dönemindeki kadının geçtiği tarlaya zararlı böceklerin girmediği düşünülürdü. Kan sürülen silahların zafere götrüeceği düşünülürdü.


Saygılarımla