Mesajı Okuyun
Old 02-03-2009, 10:26   #12
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın yeshilim

İşe iade davaları uygulamada hiçbir zaman ek gelir kapısı olarak görülmemiştir. Buna imkan veren birtakım uygulamalar gelişse de özünde hep işçinin "eski işine kavuşması" amacına sadık kalınmıştır. İşe iade davası sonucunda işçinin elde etmesi beklenen en büyük imkan işe iadedir. Dolayısıyla asıl hedef işe geri dönülmesidir. Bu ne kadar çabuk gerçekleşirse amaç hasıl olur.

Yargıtay'ın yerleşik görüşüne göre işe iade davası açarken de, dava devam ederken de, sona erdikten sonra da işçinin işe dönmeyi istemesi gerekir. Bu iradeyi göstermeyen tutum ve davranışlar işe iade talebinin reddini gerektirir.

Somut olaya dönecek olursak dava devam ederken işe çağrı yapan işverenin davetine uymamak davanın reddini gerektirir. Yargıtay'ın görüşü bu yöndedir. Doktrinde de bu görüş hakimdir.

İşçi açısından bir kayıp da yaşanmayacaktır. İşçi işine geri dönecek, diyelim ki fesihten itibaren üç ay geçmişse işveren üç aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer haklardan sorumlu tutulacaktır. Bu sonuç hem adaletlidir hem de iş güvencesi hükümlerinin amacına uygundur.

Saygılar