Mesajı Okuyun
Old 15-03-2013, 14:48   #5
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.OnurERSEN
İlk başvuruda bir görev sınırı var. Ancak itirazın iptali davasında her durumda Tüketici Mahkemesi görevlidir diye düşünüyorum. Hakem heyetine itirazın iptali başvurusu yapılabileceğini sanmıyorum.

Birçok kişi öyle düşünüyor, banka vekiliyken güzel vekalet ücreti almıştık dava şartı yokluğundan ilk celsede red çıkıyordu

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/4346

K. 2008/7975

T. 6.6.2008

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Değeri 500 YTL'nin Altında Bulunan Uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine Başvuru Zorunluluğu - Asıl Alacağın 218.30 YTL Olduğu Doğrudan Tüketici Mahkemesinde Dava Açılamayacağı )

• TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETLERİNİN GÖREVİ ( Değeri 500 YTL'nin Altında Bulunan Uyuşmazlıklarda Başvurunun Zorunlu Olduğu - Tarafların Bu Kararlara 15 Gün İçinde Tüketici Mahkemesine İtiraz Edebilecekleri )

• TÜKETİCİ MAHKEMESİNDE İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇILMASI ( Değeri 500 YTL'nin Altında Bulunan Uyuşmazlıkla İlgili - Dava Açabilme Şartı Gerçekleşmediğinden Reddi Gereği )

• DAVA AÇABİLME ŞARTI ( İtirazın İptali Davası - Değeri 500 YTL'nin Altında Bulunan Uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine Başvurmadan Tüketici Mahkemesinde Dava Açılamayacağı )

4077/m. 22/5

ÖZET : Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun değişik 22. maddesinin 5. fıkrasına göre; değeri 500 YTL'nin altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Taraflar bu kararlara karşı 15 gün içinde Tüketici Mahkemesine itiraz edebilirler.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu asıl alacak miktarının 218.30 YTL olduğu ve davacının Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurmayarak doğrudan Tüketici Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece dava açabilme şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının ödemediği 5 adet telefon faturasından doğan toplam 218.30 YTL borcunun tahsili için Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğünün 2006/3726 Esas sayılı dosyasıyla yaptıkları takibe haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %40'ı oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne itirazın iptaline, takibin 218.30 YTL asıl alacak ve faizleri yönünden devamına, asıl alacak miktarı üzerinden % 40 oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşen hüküm Yargıtay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik 22. maddesinin 5. fıkrasına göre; değeri 500 YTL'nin altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Taraflar bu kararlara karşı 15 gün içinde Tüketici Mahkemesine itiraz edebilirler. Tüketici Sorunları Hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine Tüketici Mahkemesinin vereceği karar kesindir. Bu hüküm uyarınca 4077 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklanan ve dava tarihi olan 2007 yılı itibariyle 792,12 YTL'den az olan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan mahkemede dava açılamaz.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu asıl alacak miktarının 218.30 YTL olduğu ve davacının Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurmayarak doğrudan Tüketici Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece 4077 sayılı Yasanın 22/5 maddesi hükmüne göre dava açabilme şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK'nun 427/6 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 06.06/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.