Mesajı Okuyun
Old 08-05-2006, 21:13   #8
Gemici

 
Varsayılan Cezalandırılması Gereken Zihniyet

‚Biz işgücü çağırdık, insanlar geldi’. İsviçreli Yazar Max Frisch’in bu sözü çağımızın göçmen işçilerinin dramını en iyi karakterize eden bir tanımlama. Yerlerini yurtlarını bırakıp ekmek parası peşinde Avrupaya gelen göçmen işçiler, geldikleri ülkelere sadece işgücü olarak gelmediler, kültürel değerlerini yaşayış ve düşünüş tarzlarını da beraberlerinde getirdiler. Daha’da kötüsü beraberlerinde getirdikleri değerleri konserve ettiler, kültürel kimliklerini korumak için. Koloniler halinde yaşadıkları yerlerde bu değerlere daha fazla sarıldılar. Berlin’deki Hatun Sürücü Cinayeti ve büyük bir ailenin kollektif olarak bu cinayeti planlaması bu türden bir örnektir.

Yanlış anlaşılmasın diye eklemek istiyorum: Aslında bu türden olayları genelleştirmemek gerekir. Anlatılanların yanında geldikleri yörelere uyum sağlayan ve kendisinden başka türlü düşünenlerin düşüncelerine ve kültürel değerlerine saygı duyan binlerce insan var.

İnsanların geldikleri yörelere, kültürleri, düşünce ye yaşayış tarzları ile gelmesi, sadece dış göçe bağlı değildir. Aynı durum ülke içinde kırsal kesimlerden büyük şehirlere gelişte’de söz konusudur. Büyük şehirleri çevreleyen yerleşim bölgelerinde oluşan kolonilerde’de durum aynıdır. Buralarda özellikle belirli yöre ve köylerden gelen insanlar bir aradadır. Bu’da ister istemez sosyal baskı mekanizması yoluyla değerlerin, törelerin, örf ve adetlerin konserve edilmelerine daha’da ötesi pekişmelerine yol açar.

Foruma taşınan olayda’da böyle toplumsal bir mekanizma söz konusudur. Bütün bir mahalle tecavüze uğramış bir kız çocuğunu ve ona sahip çıkan ailesini dışlamaktadır. Kızlarına sahip çıkan o aileyi tebrik etmek gerekir. Genelde aileler çevrelerinin baskılarına boyun eğerler ve tecavüze uğramış olan kızları, namuslarını temizlemek için bertaraf ederler. Bu davranışı sergileyenler kendilerinde yeniden toplum içine çıkma cesareti bulurlar ve bir kahraman olarak muamele görürler. İnsanlık yönü ağır basan, kendisinden bekleneni yerine getirmeyen/getiremiyen çoğunlukla pılısını pırtısını toplayıp başka yere gider.

Bu tecavüz olayını ve küçük bir kız çocuğunun ve ailesinin dışlanmasını, Türkiyenin veya Türkiyenin belirli bazı yörelerinin toplumsal şartlarından soyutlayıp incelemek mümkün değildir. Bu şartlar namusunu temizlemiyen kişiye toplumda hayat hakkı tanımamaktadır.

Namus cinayetlerine yol açan, tecavüze uğramış küçük bir kız çocuğunu ve ailesini dışlayan zihniyeti ortadan kaldırmadıkça bu türden olaylarla başa çıkmak imkansızdır.

Asıl cezalandırılması gereken, zavallı kişileri, annelerini, kızkardeşlerini ve karılarını öldürmeye zorlayan çevredir.

Asıl savaşılması gereken, kadını erkeğin malı olarak gören ve namus kavramını sadece ve sadece kadınların cinsiyetine indirgeyen düşünce tarzıdır.

İşin en önemli yanı bu türden bir namus kavramı söz konusu olduğunda, kirlenen ve temizlenmesi gereken namusun sadece söz konusu olan ailenin değil, bir sülalenin bir köyün namusu oluşudur. Anlatılanların doğruluğuna kesin olarak inandığım bir olayda, kızına kıyıp öldüremeyen baba, kızını sülaleden başkaları öldürdüğünde, ben öldürdüm diye ifade vermiş ve hapse atılmıştı.

Girmediği delik, kaldırıp altına bakmadığı taş kalmayan ve bu özelliğinden dolayı da hiç hoşlanmadığım basınımızı siteye aktarılan türden olyaları ortaya çıkarıp tartışma ortamı yarattığı için kutlamak geliyor içimden.


Saygılarımla