Mesajı Okuyun
Old 20-06-2011, 13:56   #20
Barış YILMAZ

 
Varsayılan

Söz konusu duruma benzer bir sorun ile ben de karşılaştım.

Banka tarafından verilen "Tüketici Kredisi" sözleşmesinin ekinde yer alan kefalet şerhinde; kefillerin kredi sözleşmesini okuyup anladıkları ve kabul ettiklerini beyan ederek ....YTL kadar müşterek borçlu ve kefil sıfatı ile kefil olduklarını taahhüt ettikleri belirtilmesine rağmen kefalet miktarının olduğu bölüm boş bırakılmış.Söz konusu kefalet şerhi de asıl sözleşmeden ayrı olarak düzenlenmiş (kullanılan kağıt itibari ile kesin nitelik farkı bulunuyor) sözleşmenin devamı niteliğindeymiş gibi sayfa numarası verilmiş. Sözleşme içeriğinde kredi miktarı ile taksitlendirilmesine ilişkin kısımlar doldurulduğu halde, temerrüt faiz oranı kısmı da yine boş bırakılmış.

Bildiğiniz gibi 4077 sayılı Tüketicinin Korunması hk Kanunun 10. maddesine göre "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez."
Ancak söz konusu olayda Banka direkt olarak asıl borçlunun borcunu ödemediğine dair herhangi bir tebligatta bulunmadan noter aracılığı ile kefile gönderdiği ödeme emri belgesi ile kefile borcun kapatılmasına ilişkin bir ihtarname gönderilmiş. ihtarnamede temerrüt faizinin %23.8 olduğu belirtilmiş.

Asıl borçluya (kamu emeklisi) ulaşılarak, asıl borçlunun zaten hacizli olan maaşının bir kısmının söz konusu borca karşılık olarak kesilmesine ikna etmiş. Ayrıca icra müdürlüğüne verdiği bir dilekçe ile müteselsil kefaletin tüketici kredilerinde uygulanamayacağını belirterek takipten önce temerrüde düşürülmeden doğrudan icra takibine geçildiği ve kefalet şerhinde hangi miktar için sorumluluğun olduğunun açıkça belirtilmemesinden dolayı kefaletin geçersiz olduğu iddia edilerek takibin durdurulması talebinde bulunulmuş.

Söz konusu gelişmelerden yaklaşık olarak 4 yıl sonra banka tarafından kefile adi posta yolu ile gönderilen bir yazıda temerrüt oranının %39 olduğu belirtilerek düzenlenen kampanyaya başvurulması halinde temerrüt faizinin %10 olarak belirlenerek borcun vadelendirilebileceği belirtilmiş.

hatırladığım kadarıyla boş bırakılan kefalet şerhi icra müdürlüğünden alınan bir evraktı. sözleşmenin icra dairesindeki nüshasında temerrüt oranının boş bırakılıp bırakılmadığı konusunda emin değilim. ancak kefilin elindeki fotokopide kesinlikle boş.

Konu bana intikal ettiğinde yaptığım araştırmada, Yargıtay kararlarında farklı değerlendirmelerin bulunduğunu gördüm. miktarın belirtilmediği bir kefalet şerhi ve temerrüt oranının yazılmadığı bir sözleşme dolayısıyla ve hali hazırda maaştan haciz kesintisi yapılan bu olayda kefilin izlemesi gereken yola ilişkin düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

yardımlarınız için teşekkürler.