Mesajı Okuyun
Old 13-02-2019, 08:24   #3
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

2577 sayılı IYUK’da bu yönde bir açık düzenleme ve 6100 sayılı HMK’ya bu konuda açık bir atıf/gönderme yok ise de, 2577 sayılı İYUK. 46/b bendindeki kesinlik/temyiz sınırı ile ilgili hükmün, aynı kanunun 16/4 maddesinde düzenlenen dava değerinin artırılması hakkındaki düzenleme ile birlikte değerlendirilerek, dava dilekçesinde asgari bir miktar gösterilerek dava açılmış olması halinde, verilen kararın temyiz sınırının dava dilekçesindeki asgari miktara göre değil, dava konusunun tamamına göre belirlenmesi gerekir. Nitekim, adli yargı uygulamasında 6100 sayılı HMK’nın 362/2 maddesinde; “… alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, …. Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir…” denilmek suretiyle bu sorun yasa koyucu tarafından giderilmiştir. HMK'daki bu düzenlemede olduğu giibi, idari yargı alanında da temyiz sınırının bu şekilde belirlenmesi gerekir. Aksi yöndeki uygulama ile, uzun yıllar uğranılan hak kayıplarının önüne geçilmesi için 2577 sayılı kanunun 16/4 maddesi ile tanınan "dava değerini artırma/ıslah hakkı" kullanılamaz bir hale gelecektir.