Mesajı Okuyun
Old 08-03-2008, 03:35   #10
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Yücel Bey ;

Soru/n sahibi Deniz Hanım da aslında Yargıtayın onama gerekçesini,hatta mahkeme kararını tam olarak anlamamış ve aktarmamış.Yüzyüze görüşmede belirtti ve kafası karışık olduğu gibi çok büyük bir zarar ile karşı karşıya bulundukları için telaşlı ve üzgün.Sanırım sorusunu bu nedenle mahkemenin red gerekçesini tahminine göre sormuş. Sözleşmenin ifa olanağı da yok değil,zira g.menkul satışı vaadeden adına kayıtlı,yani satış vaadi borçlusu adına kayıtlı ve ifa olanağı var. Sözleşme 6 yıl önce yapıldığı için zamanaşımı problemi de yok. Kadastro davaları,bu taraflar arasında değil ve konusu,dava konusu arazilerin bir kısmının özel mülkiyete konu olamayacak yerler olması ile ilgili,tapunun bir kısmının iptali sözkonusu olabilecek. Ancak bu durumda da sözleşmenin ifasını istemek bu davaların sonucuna bağlı olduğu halde,ne yazık ki mahkeme kadastro davalarını bekletici mesele yapmamış,davacının bu konudaki ısrarlı taleplerini,mahkeme ısrarla reddetmiş.Meslektaşımızın sıkıntısı da bu durumdan kaynaklı,dava reddedilmiş ve kesinleşmek üzere,tedbir kararı kalkınca kötüniyetli tapu sahibi/satış vaadi borçlusu,satış vaadinden sonra çok değer kazanan bu yeri satacak,elden çıkaracak,ona hazırlanıyor. Satıştan sonra turistik bir şehirde bulunan bu gmenkul ve çevresi tesisler ve gelişmeler sonucu trilyonlarca değere ulaşmış, karşı taraf ta ahde vefasını bu nedenle bozmuş. Aslında ferağa icbar davası tarafları yönünden kabul edilme imkanına sahip,tapunun bir kısmı iptal edileckse,satın alan adına kaydedildikten sonra da iptal edilebilir,hazine ile ilgili başka bir konu o.
Ama gelişen durumda,mahkeme kadastro davalarını bekletici mesele yapmadığı için dava usulen ve usuli sebeplerle sona ermek üzere.(İfa olanağı doğmadığı gerekçesiyle.)
Bu durumda ifa olanağı doğduğunda davayı tekrar açma imkanı doğacak ama tapu sahibi/satışı vaadeden çoktan satmış olacak. Şimdi,gmenkul üzerine tekrar tedbir vazedilmeyi mümkün kılacak başka bir dava açılması tek çözüm. O da hukuki ayıp nedeniyle tazminat davası olabilir. Tashihi karardan,kadastro davalarının bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesiyle bozma çıkacağını sanmıyorum. Bu nedenle kardeşimize bu boşluk doğmadan haklarını koruyabilecekleri önerilerde bulunmakla ilgili düşünce geliştirmek gerekliliği var.
Bunu yapmaya gayret edeceğiz,biraz daha düşünerek çözüm üretmeye çalışıyoruz,yardımcı olabilmek isteriz.Görüşürken,konunun önemini anlattı,kendi ailesine ait olduğu için ayrı bir önemle düşünüp yardımcı olabilmek için çabalama sözü verdim.
Bu arada,satış vaadi,ipotek gibi resmi şekle tabi sözleşmelerden kaynaklı alacak haklarının alacağın temliki hükümlerine göre devirlerinin mümkün bulunduğuna dair hukuki imkan pek bilinmeyen bir imkan olduğu için bu konu içinde bu vesile ile açıklamak ve altını çizmek te yerinde ve faydalı oldu..Fazla bilinen bir konu değil.

Hatta bu konunun bende özel bir hatırası var : Bu konu ile ilgili geçen yıl bir araştırma ve çalışma yapmam gerekti. Konu hakkında gerekli bilgi ve verileri topladım. Karşı tarafımızda olan meslektaşımıza da dosyalayıp gönderdim.Müvekkillerimiz arasındaki ihtilafı böylece anlaşarak çözme yolu açılacaktı.Meslektaşımızdan anlaşma ile ilgili davet beklerken uzun bir sessizlikten sonra müvekkilim bir itirafta bulundu. Meseleyi aramızda çözelim,Hatun Hanıma vereceğiniz ücretin yarısını bana verin,ben anlaşma metnini yazarım demiş.Ve bana ödenecek ücretin yarısını da alarak işlemi tamamlamış. Bu meslektaş Baro Başkanlığına sürekli aday olan bir kişi de. Önce olmaz dediği ve anlaşmaya yanaşmadığı konunun hukuki olabilirliğine ait kaynak ve çalışmayı hazır bulunca,hazırlayan ve emek veren meslektaşının emeğini tahsil etmekten sakınmadı,iki ücret almayı tercih etti. Tabii önemli olan almaya tamah ettiği ücret değil,harcadığı değerlerdi.