Mesajı Okuyun
Old 28-09-2004, 22:09   #1
sbudak

 
Soru İstinaf (bölge Adliye) mahkemeleri

Bilindiği gibi Türk Ceza Kanunu Tasarısı ile birlikte Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı geçtiğimiz gün TBMM Genel Kurul'unda görüşülerek 5237 ve 5235 sayılı kanunlar olarak kabul edildi. Kanunun "Bölge Adliye Mahkemeleri" olarak nitelendirdiği "İstinaf Mahkemeleri"nin kurulması ile yıllardır devam eden kadim tartışmaların bir bölümüne de nokta konmuş oldu. Getirilmesinin Türkiye için uygun olup olmadığı, getirilecekse yargı sistemimiz içindeki yeri nasıl olmalı sorularına yönelik tartışmalar sona erdi belki ama ihdas edilen bu mahkemelerin mevcut düzenlemeye göre ümit edildiği gibi yargının yaşadığı sorunlara gerçekte çare olup olamayacağı ve hatta ilave sorunlara sebep olup olmayacağı tartışmaları daha yeni başlıyor.

Kabul edilen 5236 sayılı kanunla da Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılarak kurulan istinaf (bölge adliye) mahkemelerinin işleyişine ilişkin düzenlemeler getirildi. Getirilen en önemli düzenlemeler şöyle:
 Birinci derece mahkemelerin değeri bir milyar liranın altında kalan davalara ilişkin kararları kesin nitelikte olurken istinaf (bölge adliye) mahkemelerinin değeri beş milyar liranın altında kalan davalarda verdiği kararları kesin nitelikte olacak.
 Yine kanuna göre istinaf (bölge adliye) mahkemelerinde inceleme istisnalar dışında kural olarak duruşmalı yapılacak.
 Temyiz üzerine kararlarının Yargıtay'ca bozulması üzerine istinaf (bölge adliye) mahkemeleri önceki kararlarında direnebilecek.

İstinaf (bölge adliye) mahkemelerinin incelemelerinin duruşmalı olması yönündeki düzenleme çok ilginç. İncelemenin duruşmalı olması bu mahkemelerin istisnalar dışında ele alınan her dava için duruşma açacağı, tanıkları, davalıyı (sanığı), davacıyı (müştekiyi) çağırılarak yeniden dinleyeceği anlamına geliyor. Bu mahkemeler bölge düzeyinde kurulacağına göre İzmir'de kurulan ve Uşak, Aydın ile Manisa illeri yargı yetkisine bırakılan bir bölge adliye mahkemesi, görmekte olduğu bir davada Uşak'ın X İlçesi Y Köyü'nde oturan köylü Mehmet Amcayı tanık olarak dinlemek isterse bu insan İzmir'e gitmek zorunda mı bırakılacak? Yargıtay'ın iş yükünü hafifleterek Yargıtay'ı asıl işlevi olan içtihat mahkemesi konumuna getirmek için düşünülen istinaf (bölge adliye) mahkemeleri, kendi kararları temyize tabi olduğu düşünülürse kendisinden beklenen bu fonksiyonu nasıl ifa edecektir? İstinaf (bölge adliye) mahkemeleri temyiz üzerine bozulan kararlarında direnme hakkına sahip olduğuna göre bu durum zaten ülkemizde çok uzun süren yargılama faaliyetinin daha da uzamasına sebep olmayacak mı? İstinaf (bölge adliye) mahkemelerinin kurulmasını öngören değerli bürokratlarımız bu soruları/sorunları tasarının hazırlık aşamasında düşünmediler mi? Yoksa kanunda bu sorunlara engel olacak setler var da ben mi göremiyorum?

Siz ne düşünüyorsunuz?