Mesajı Okuyun
Old 12-02-2009, 13:00   #38
Av.Yahya Demirel

 
Varsayılan

Noterde gerçekleşmeyen araç satışlarının kayıt malikini üçüncü kişilere karşı hukuki sorumluluktan kurtarmayacağına ilişikin aşağıdaki kararı incelemenizi öneririm.
Saygılarımla
T.C. Yargıtay 4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/15842 K. 2004/14714 T. 23.12.2004
• HARİCİ SENETLE ARAÇ SATIŞI ( Geçersiz Olması ve Üçüncü Kişilere Karşı Hüküm İfade Etmemesi - Trafik Kazası Sonucu Uğranılan Zarar Nedeniyle Açılan Tazminat Davasında Sicil Malikinin İşleten Sıfatıyla Sorumluluğu )
• TRAFİK SİCİL KAYDININ ARAÇ İŞLETENİN TESBİTİNDE KARİNE NİTELİĞİ ( Harici Senetle Satışın Geçersiz Olması ve Üçüncü Kişilere Karşı Hüküm İfade Etmemesi - Sicil Malikinin İşleten Sıfatıyla Trafik Kazası Sonucu Doğan Zarardan Sorumlu Olması )
• ARAÇ İŞLETENİN SORUMLULUĞU ( Harici Senetle Yapılan Araç Satışının Geçersiz Olması ve Üçüncü Kişilere Karşı Hüküm İfade Etmemesi - Trafik Kazası Sonucu Oluşan Zarardan Sicil Malikinin İşleten Sıfatıyla Sorumlu Olması )
2918/m.85,86
ÖZET : Karayolları Trafik Kanunu gereği trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Bu bakımdan işletenliğin kayda rağmen başkasına geçmiş bulunduğu her zaman ispatlanabilirse de, bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarar gören taraf ve haleflerinin haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması gerekir. Somut olayda araç olay tarihinden sadece birkaç ay önce adi senet ( galeri satış senedi ) ile haricen satılmış olup, bu tür satımlar noter huzurunda yapılmadığından hüküm ifade etmezler. Kaldı ki davalı, başka bir kişinin aracını kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerindeki fiili tasarrufu bulunduğunu geçerli delillerle ispatlamış değildir. Başka bir deyimle, bu yönün tanıkların sözleriyle doğrulanması davacının hukukunu etkilemez. O halde adı geçen davalı hakkında da işin esasına girilerek bir karar vermek gerekirken husumetten ret kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
KARAR : Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.
Davacı Hastalık Kasası, sigortalısına ödediği tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatını, olaya neden olan sürücü ve aracın kayıt malikinden rücuen istemiş, yerel mahkemece sürücü yönünden dava kabul edilmiş ise de, işleten olaydan önce harici senetle aracı üçüncü kişiye satmış bulunduğundan araç üzerindeki fiili hakimiyeti sona erdiğinden bu davalıya yönelik dava husumetten reddedilmiştir. Araç trafikte davalı M. S. Ö. adına kayıtlıdır. Davacı da bu kaydı esas alarak davasını işleten sıfatıyla ona yöneltmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereği trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Bu bakımdan işletenliğin kayda rağmen başkasına geçmiş bulunduğu her zaman ispatlanabilirse de, bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarar gören taraf ve haleflerinin haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması gerekir. Somut olayda araç olay tarihinden sadece birkaç ay önce adi senet ( galeri satış senedi ) ile haricen satılmış olup, bu tür satımlar noter huzurunda yapılmadığından hüküm ifade etmezler. Kaldı ki davalı, başka bir kişinin aracını kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerindeki fiili tasarrufu bulunduğunu geçerli delillerle ispatlamış değildir. Başka bir deyimle, bu yönün tanıkların sözleriyle doğrulanması davacının hukukunu etkilemez. O halde adı geçen davalı hakkında da işin esasına girilerek bir karar vermek gerekirken husumetten ret kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.