Mesajı Okuyun
Old 23-09-2004, 19:15   #61
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

TCK, "Kopenhag Kriterleri"nin Kanıtı!
"Kopenhag Kriterleri'nin altındaki en önemli konu temel hak ve özgürlükler"
diyen Acuner, TCK'nın özgürlükleri koruma altına alan en önemli yasa olduğunu
belirtiyor. AB Genişleme Uzmanı Aktar TCK'nın AB ilkeleri çerçevesinde
düzenlenmesini istiyor.



--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
21/09/2004 Burçin BELGE burcin@bianet.org
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Selma Acuner ve Avrupa Birliği (AB) Genişleme
Uzmanı Cengiz Aktar,Başbakan Erdoğan'ın "Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) Türkiye'nin
iç işi sayılacağı" ve "AB'nin Türkiye'nin içişlerine karışamayacağı" şeklindeki
sözlerine karşı çıkıyor.

Acuner, "AB'nin Kopenhag Kriterleri'nin altındaki en önemli konu, temel hak ve
özgürlükler. TCK da, özgürlükleri koruma altına alan en önemli yasa.
Dolayısıyla, TCK Kopenhag Kriterleri kapsamındadır" diyor.

Her ülkenin AB'ye giriş sürecinde benzer sorunlar yaşandığını hatırlatan Acuner,
TCK tartışmalarının "zina" ile sınırlanmasını da, zina tartışmalarında "kürtajın
yasak olduğu" İrlanda'nın örnek gösterilmesini de eleştiriyor.

Aktar da, "Kopenhag Siyasi Kriteri'nde 'TCK'nın yeniden düzenlenmesi' gibi bir
şart yok. Ancak, hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları ilkeleri var" diyor
ve ekliyor:

"Bu üç temel ilkeye uymayan her kanunun değiştirilmesi, yeniden yazılması ya da
yepyeni bir kanun çıkarılması gerekiyor. Avrupa, bireyi ve bireyin haklarını
gözetip hukuk devleti çerçevesinde koruyan bir yapı istiyor".

Acuner ve Aktar'ın TCK, zina ve Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin görüşleri
şöyle:

Acuner: Düzenlemelerin tamamı İlerleme Raporu'nda yer almalı

* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TCK'yı "bizim iç işimiz" olarak nitelendiremez;
TCK'nın düzenledikleri, temel hak ve özgürlüklerle, hukukun özgürlüğü ile ilgili
kurallardır.

* Zinayı gündeme getiren kişinin sırtında, tarihi bir yükümlülük var; hem
Türkiye'yi hem de hükümeti çıkmaza soktu.

* TCK konusunda önemli bir kavram kargaşası yaşanıyor. TCK'nın sadece iki
maddesi, yani yürütme ve yürürlük maddeleri geri çekildi, diğer maddeleri ise
Genel Kurul'dan geçti.

* TCK'da, özellikle kadınlara ilişkin konularda çok önemli ve olumlu
değişiklikler yapıldı; kadını birey olan bir TCK hazırlandı. Ancak kadın
derneklerinin son derece net talep ve önerilerine rağmen beş maddeye ilişkin
olumsuzluklar sürüyor.

* TCK'da geçen maddelerin üzerinde durmak gerekiyordu. Ancak zina ortalığı
karıştırdığı için, tartışılması gereken noktalar arka planda kaldı. Bize hiç
zarar vermemesi gereken bir konu nedeniyle sıkıştık kaldık.

* Adalet Komisyonu ve Alt Komisyonlarla TCK kadın platformunun görüşmeleri
konusunda evlilik içi tecavüzün suç olması, kadının bedenine yönelen suçların
topluma karşı işlenmiş olmaktan çıkması gibi aileyi koruyan bir çok madde kabul
edildi.

* Erdoğan'ın "zina"yı aileyi koruma adına yasaya sokmak istemesi, yasalarda
zaten aileyi koruduğu kabul edilen hükümlerin görmezden gelinmesi anlamına
geliyor.

* İlerleme Raporunda, bekaret kontrollerinin yasaklanmaması, gençler arası
rızaya dayalı ilişkini suç olması gibi konular ele alınmalı, TCK bu konuda
değişiklikler de yapılarak bir an önce kabul edilmelidir.

* Her ülkenin AB'ye giriş sürecinde benzer sorunlar yaşandı; ancak Türkiye'nin
şanssızlığı zina gibi bir yapay gündemle çalkalanması. Zina, Medeni Kanun'da
düzenlenmiş bir konuydu; anlamsız bir "kendi kendimizi zora sokmak maddesi"ne
dönüştü. Ancak zaman içinde aşılması çok mümkün.

* İrlanda, Kopenhag Kriterlerinin açıklanmasından yani 1993'ten önce AB'ye üye
olduğu için kürtaj konusunda kriter olarak görülmemiş olabilir. Ancak AB
komisyonunda zinanın bu kadar çok gündeme getirilmesi TCK'da kadının insan
haklarına yönelik maddelerin yeteri kadar incelenmediğini akla getiriyor.

* Hükümetin özellikle kadının insan hakları konusunda TCK'da yaptığı olumlu
değişiklikler de ilerleme raporunda değerlendirilmeli ve zina konusu geri plana
atılmalıdır.

* Kadınlar AB'ye girmek istiyorlar ve zinanın suç sayılarak buna engel olması
talihsizlik olur.

Aktar: Türkiye üzerine düşeni çoktan yerine getirdi

* Kopenhag Siyasi Kriteri, doğrudan doğruya TCK'nın değiştirilmesini öngörmüyor;
ancak üyelik sürecindeki her devlet, yasalarını, Kopenhag Siyasi Kriteri'nin
felsefesi doğrultusunda değiştirmeye mecbur.

* Kopenhag Siyasi Kriteri'nde "TCK'nın yeniden düzenlenmesi" gibi bir şart yok.
Ancak, "hukuk devleti", "demokrasi" ve "insan hakları" ilkeleri var.

* Bu üç temel ilkeye uymayan her kanunun değiştirilmesi, yeniden yazılması ya da
yepyeni bir kanun çıkarılması gerekiyor. Avrupa, bireyi ve bireyin haklarını
gözetip hukuk devleti çerçevesinde koruyan bir yapı istiyor.

* TCK da bu anlamda, Kopenhag Siyasi Kriteri'ne uymuyor. Türkiye'nin, hukuk ve
toplum felsefesi anlamında, teamüller doğrultusunda bir asgariyi tutturması
gerekiyor; yürürlükteki TCK, Avrupa'nın ortak değerlerine uygun değil.

* Sözcüklerle oynamayı bırakıp Türkiye toplumunun hak ettiği yasaları bir an
önce yasalaştırıp uygulamaya koymak gerekiyor.

* Diğer yandan, Türkiye'nin müzakerelere başlaması, TCK'nın yasalaşıp
yasalaşmamasıyla ilişkilendirilemez. TCK'nın kabul edilmesi, Kopenhag Siyasi
Kriterleri çerçevesindedir; ancak Türkiye'nin bütün eksikliklere rağmen
müzakerelere başlaması da gerekir. Çünkü Türkiye, üzerinde düşenleri yeterince
yerine getirdi. (BB/EÜ)