Mesajı Okuyun
Old 05-11-2009, 16:20   #2
supernatural

 
Yeni Fikir

Genetiği değiştirilmiş gıdalarda gen aktarımı yapıldığı zaman aktarımı yapmak için ya bir virüsten yada bir bakteriden yararlanılması lazım.Üniversitede ki hocamız genelde Escherichia coli (yapay vektör) denilen bir bakteriden yararlanıldığını söylemişti.GDO'ların neden bu kadar zararlı olduğunu internetten bulduğum birkaç notla aşağıdaki gibi özetlemeye çalıştım.


ALINTIDIR
"Genetik mühendisliği ya da diğer adıyla "DNA teknolojisi", farklı organizmalardaki genleri, izole etmek, değiştirmek, çaprazlamak ve rekombine(yeniden birleştirme) için kullanılan teknikler kümesidir. Bu şekilde, farklı canlıların, doğada asla çiftleşmeyecek olan türlerin arasında, gen transferine olanak sağlamaktadır. Yatay gen transferinin çalışma alanı bütün biyosferdir. Bir balık geni, domatese; insan genleri bir koyuna, domuza ya da tüm memelilerin bağırsaklarında yaşayan Escherichia coli bakterisine transfer edilebilir. Bu teknoloji ile genlerin ya da gen yapılarının, doğada bulunmayan yeni kombinasyonları oluşturulur. Gen yapılarının kopyaları çoğaltılarak, bunlar normalde kabul edilmeyecekleri hücrelere taşınır."

Genetik mühendisleri tarafından oluşturulan bu yapay vektörlerin(Escherichia coli gibi bakteriler) yatay gen transferini kolaylaştıran, ancak tehlike arzeden özellikleri şunlardır:


1-Vektörler, yatay gen aktarımının en etkin bulaşıcı maddelerinden üretilmişlerdir.
2-Hepsi antibiyotik direnç merkez genleri taşır. Bu sebeple kasten uygulanmış, ya da atık olarak doğaya salınmış antibiyotikle birleştiklerinde, başarılı transferleri artırırlar.
3-Genelde replikasyon(kopyalama) kaynakları ve transfer dizileri taşırlar. Yani öngörüldüğü gibi hareket ve virulans genlerinin kaybolduğu, patojen fonksiyonlarının giderildiği iddiası tutarsızdır. Her zaman çevredeki diğer virüs ve plazmitlerden, hareketli genetik elementler ve yardımcı fonksiyonlar kazanıp patojen hale gelebilirler.
4-Viral vektörler ve benzerlerinde, zaman zaman onları, değişime daha yatkın hale getiren yapısal kararsızlıklar görülmektedir. Bu aynı zamanda, istenmeyen ikincil yatay gen transferi olasılığını artırır ve transferin etki alanını büyütür.
5-Yapay vektörler, DNA'yı kesen enzimler(restriksiyon enzimleri) tarafından parçalanmaktan kaçacak şekilde düzenlenmiştir.

YATAY GEN TRANSFERİ" VE ARTACAK "SALGIN HASTALIKLAR"

Mikroplar çevremizde her yerde mevcuttur. Toprakta, karada, suda, soluduğumuz havada, vücudumuzda bol miktarda yaşarlar. Çoğu zaman bizimle, iyi huylu ve dengeli bir ilişki içindedirler. Öyle ki bize zarar vermezler, hatta bize pek çok faydaları dokunur. Topraktaki mikropların, bitkilerin büyümesi için gerekli besin döngüsünde ne kadar vazgeçilmez olduğu bilinir. İnsan bağırsağındaki bakterilerin, vitamin ve kofaktör sağladığı ve sindirime yardım ettiği de bilinir. İnsanlar, bakterileri, yüzyıllarca ekmek, yoğurt, peynir, sucuk yapımında zararsızca kullanmışlardır. Bununla birlikte adeta insana boyun eğdirilmiş bu ekolojik denge bozulduğunda(genetik manipülasyonlarla vb.), bakteriler, düşmanca davranabilir. Hastalık yapıcı hale gelebilir ve zayıflatıcı ya da ölümcül hastalıklara sebep olabilir. Artan miktarlarda güçlü antibiyotik ve ilaçlar kullanarak onlarla savaştığımız zaman, onlar daha kompleks ilaç ve antibiyotik direnciyle karşılık verirler.
Geçen 20 yıl içinde hastalıklarda korkunç bir artış gözlemlendi. Bu dönem, aynı zamanda kar amaçlı genetik mühendisliği biyoteknolojisinin gelişimine denk gelir. Kolera, sıtma ve difteri gibi eski bulaşıcı hastalıklar geri dönerken; son yıllarda yeni hastalıklar ortaya çıktı. Bu hastalıkların çoğu, sayısız ilaç ve antibiyotiğe karşı dirençlidir. Bulaşıcı hastalıkların, neden yetmişlerin sonlarında başlayıp, günümüze kadar gelen, böylesine dramatik bir dönüş sürecine girdiğini, kimse tam olarak bilmiyor. Nüfus artışı ve artan şehirleşme, çevre kirliliği, yaşam standartlarının düşmesi, savaşlar, uluslararası gezilerin artması, doğal afetler, antibiyotiklerin tıpta ve tarımda yanlış kullanımı gibi bir çok neden ortaya atıldı. Bu hastalıkların artışında, hesaba katılmayan tek etken; "genetik mühendisliği biyoteknolojisi"ydi.
Tür engellerini aşan yatay gen transferlerinin, yeni viral ve bakteriyel patojenlerin oluşmasına, ilaç ve antibiyotik direncinin yayılmasına neden olduğuna dair kanıtlar, her geçen gün artmaktadır. Tür sınırlarının aşılması, genetik mühendisliği biyoteknolojisinin temelidir. Bazı uzmanlar, tüm bunların sonucunda; yatay gen transferlerinin, karabasan boyutlarında salgınlar çıkartacak olmasından endişeliler.
Örneğin; bütün insanların ve bazı memeli türlerinin bağırsağında yaşayan ve yaygın bir bakteri olan Escherchia Coli çoğu zaman zararsızdır. Bu nedenle onu, 70'lerden beri kullanan genetik mühendislerinin gözdesidir. Hemen hemen bütün türlerinin genleri, ona aktarılıp onda klonlanmıştır. Yani E. Coli'nin, önemli bir patojene dönüşmesi, hiç de şaşırtıcı değildir. Nitekim E.coli üzerindeki bu deneyler esnasında, normalinden 32 000 kat daha güçlü bir bakteri türü üretilmiştir. 1982'de, 1996'da, 1997'de; bu bakterinin sebep olduğu salgınlar olmuş ve yüzlerce kişi etkilenmiştir.