Mesajı Okuyun
Old 29-05-2004, 15:57   #20
ibrahimbey

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlarım;

Sosyal bilimlerle uğraşan bizler, toplumumuzu ileriye götürmek, sosyal sorunları çözmek için, kendi toplumumuza özgü çözümler ve düzenlemeler getirmek zorundayız.

İttihat ve terakkiciler gibi sadece "aman Kanuni Esasi ilan edilsin, herşey hallolur" yada halen bazı güya yargı bağımsızlığı savunucuları gibi "aman adalet bakanı h.s. yüksek kurulundan çıksın, herşey güllük gülistanlık olur" diyerek bu ülkede hiç bir sorunun çözüldüğü malesef göremedim.

Toplumu ve onu oluşturan bireyleri korumak için etkili tedbirlerin alınması gerekir.

Aç, sefil sokaklarda dolaşan, köprü altında yatan çocukları en azından en aza indirgemek, "kondom" dağıtarak yapılabilecek bir şey değildir.

Toplumları geliştirmede, eğitimle birlikte ceza da gerekli bir argümandır.

Diyeceksiniz ki, her insan esas olarak "iyi"dir, ama sosyal şartlar onu bir takım yanlışlara iter". Kesinlikle haklısınız. Ama bu sosyal şartlar malesef dünyanın hiç bir ülkesinde yüzde yüz düzeltilebilmiş değil.

Ben hep şunu diyorum. Ne şekilde olursa olsun, ülkemizdeki temel sorun "bilinçli, iyi, düzgün, (ne derseniz deyin) insanlarla, topluma saygısız, çıkarcı, kötüniyetli insanlar arasında bir ayrım yapılmalıdır.

Bu cezalandırarak olabilir, eğiterek olabilir, ödül vererek olabilir ama bir şekilde yapılmalıdır.

Bu arada "birden fazla çocuk yapan ana baba cezalandırılsın" şeklinde bir söz söylediğimi sanmıyorum.

Nasıl ki, velayeti altında çocuğun eylemlerinden anne baba hukuki olarak sorumlu ise de, bu sorumluluk başka alanlara da yayılabilir.

Tam da bu yazıyı yazarken, Cmuk görevlisi olarak gittiğim adliyede, telefon çalan 17 yaşındaki bir çocuk hakim huzurundaki sorgusunda aynen şunları söyledi"Babam yeniden evlendi. Evimizde yemek pişmez. Üvey annem kötü davranıyor. 2 gündür açım, şu anda da açım. Eğer tutuklanmazsam veya cezaevinden çıkarsam babamı ben cezalandıracağım. Beni dünyaya getirip, ortaya salıvermek bu kadar ucuz değil, bunu ona göstereceğim" dedi.