Mesajı Okuyun
Old 26-04-2011, 14:47   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alperyldrm
Merhaba,

İcra Müdürlüğü kararını şikayet ettik. İcra Hukuk Mahkemesi'nde yargılama devam ediyor.
Ancak aynı zamanda 10 gün sonrada icra dosyasında gayrimenkulün satışı var.

İİK Madde 364/3- (Değişik: 2/3/2005-5311/25 md.)
Temyiz yoluna başvurma, satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz.

Yukarıda madde gereği acaba, icra mahkemesinde dava açıldığına dair bir derkenar alsam ve derkenarla birlikte İİK 364/3 maddesi gereği satışın durdurulmasını İcra Müdürlüğünden istesem acaba sonuç ne olur?

Yukarıda madde gereği icra hukuk mahkemesi kararları kesinleşmeden satış istenemiyor. Dolayısıyla icra hukuk mahkemesi nezdinde açılmış bir davanın varlığı dahi satışı durdurmaya yeterlidir diye düşünüyorum.

Bu konudaki görüşlerini ve örnek kararlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/7479

K. 2002/8636

T. 25.4.2002

• TEMYİZ ( Satıştan Başka İcra İşlemlerini Durduramayacağı )

• SATIŞ ( Takibe Yönelik İtiraz ve Şikayetler Hakkında Verilen Merci Kararı Kesinleşmeden Satışa Gidilemeyeceği )

• İTİRAZ VE ŞİKAYETLERLE İLGİLİ MERCİ KARARI ( Kesinleşmeden Satışa Gidilemeyeceği )

2004/m.364/3


ÖZET : Temyiz satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen merci kararı kesinleşmeden satışa gidilemez. Ancak bu durum satıştan başka icrai işlemlerin yapılmasına engel teşkil etmez.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İİK' nun 364/3. maddesi uyarınca temyiz satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Bu hükme göre takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen merci kararı kesinleşmeden satışa gidilemez. Ancak satıştan başka icrai işlemlerin yapılmasına engel teşkil etmez. Somut olayda Mercii Hakimliği'nin borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına ve Ankara İcra Dairesi'nin yetkili olduğuna dair kararı kesinleşmeden infaz edilebileceğinden, alacaklının haciz istemine engel hal bulunmamaktadır. İcra Müdürlüğü'nün aksine işlem yapması doğru olmadığından, mercice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 25.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/3526

K. 2002/4486

T. 5.3.2002

• İTİRAZ ( Satışa Esas Olan Takiple İlgili - İhale Tarihinden Önce Olduğu/Satışa Gidilebilmesi için Kesinleşmesi Gerektiği )

• ŞİKAYET ( Satışa Esas Olan Takiple İlgili - İhale Tarihinden Önce Olduğu/Satışa Gidilebilmesi için Kesinleşmesi Gerektiği )

• SATIŞA GİDİLMESİ ( Satışa Esas Olan Takiple İlgili İtiraz Ve Şikayetler - İhale Tarihinden Önce Olduğu/Kesinleşmesi Gerektiği )

2004/m.364/3


ÖZET : Satışa esas olan takiple ilgili itiraz ve şikayetler ihale tarihinden öncedir. Bu konularla ilgili mercii kararları ihale tarihinden sonra verilmiş olsa dahi satışa gidilmesi için kesinleşmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Hükmüne uyulan Daire bozmasında takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen Mercii Kararları kesinleşmeden satışa gidilemeyeceği vurgulanarak bu itiraz ve şikayetlerle ilgili dosyaların celp edilerek satışa engel bir durumunun kalıp kalmadığının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Satışa esas olan takiple ilgili itiraz ve şikayetler ihale tarihinden öncedir. Bu konularla ilgili mercii kararları ihale tarihinden sonra verilmiş olsa dahi satışa gidilmesi için İİK.nun 364/3.maddesine göre kesinleşmesi gerekir. Bozmaya yanlış anlam verilerek şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca bozulmasına, 5.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/1259

K. 2002/2524

T. 7.2.2002

• MERCİİ KARARININ TEMYİZİ ( Satıştan Başka İcra Muameleleri Durdurmaması )

• SATIŞ ( Merci Kararının Temyizinin Satıştan Başka İcra Muameleleri Durdurmaması )

• HACZEDİLMEZLİK İSTEMİ ( İstemin Kabulüne İlişkin Merci Kararının Kesinleşmeden İnfazının Mümkün Olması )

2004/m.364/3


ÖZET : Merci kararlarına yönelik temyiz, satıştan başka icra muamelelerini durduramayacağından haczedilmezlik isteminin kabulüne ilişkin Merci kararının kesinleşmeden infazı mümkündür.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İİK.nun 364/3. maddesi uyarınca Merci kararlarına yönelik temyiz satıştan başka icra muamelelerini durduramayacağından haczedilmezlik isteminin kabulüne ilişkin Merci kararının kesinleşmeden infazı mümkündür. Mercice bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 7.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU

E. 1966/23

K. 1968/5

T. 21.2.1968

• TAKİP HUKUKUNDA TEMYİZİN İCRA İŞLEMLERİNE ETKİSİ ( Satış Dışındaki İşlemleri Durdurmaması )

• İCRA HUKUKUNDA TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİ KARARININ KABUL EDİLMEMESİ ( Temyiz Dilekçesinin Cevap Layihasıyla Birlikte Yargıtay`a Gönderileceği )

• TEMYİZ YOLUNA BAŞVURULMASI ( İcra İşlemlerine Etkisi )

• İCRA İŞLEMLERİNİN TEMYİZİ ( İşlemlere Etki Yapmayacağı - Kanuni Şartları Haizse Yalnız Satış İşlemlerini Durduracağı )

• TEMYİZ ( İcra İşlemlerinin Etkilenmeyeceği - Kanuni Şartları Haizse Yalnız Satış İşlemlerini Durduracağı )

• SATIŞIN DURMASI ( İcra İşlemlerinde - Kanuni Şartları Haiz Temyiz İle )

1086/m.443

2004/m.364,169,365

ÖZET : 1 - Temyiz; kanuni süre geçtikten sonra yapılmış veya temyizi kabil olmayan bir karara taalluk etmiş veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikayetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikayete taalluk edip, merci hakimi yalnız bu sebeplerle temyiz isteğini reddetmiş ise, temyiz isteyenin isteği üzerine temyiz dilekçesinin, karar örneği ve diğer tarafın verdiği cevap layihasıyla beraber, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay`a sevk edilmiş olmasının, satış işlemi dahil olmak üzere hiçbir icra işlemini durdurmayacağına,
2 - Kanuni şartları haiz, usulüne göre ve süresinde yapılmış temyiz isteğinin, yalnız satış işlemlerini durdurup diğer icra işlemlerine etki yapamayacağına, karar verilmiştir.
DAVA : İcra tetkik merciinin takip hukukuna müteallik kararları aleyhine temyiz yoluna müracaat halinin, borçlunun üzerinde veya üçüncü şahıs zimmetinde iken haciz veya sair suretlerle tahsil edilerek icra veznesine konulan paraların alacaklıya verilmesine engel olup olmayacağı hususunda Yargıtay İcra ve İflas Dairesi`nin çoğunlukla verilmiş 30.12.1944 tarihli, 3856/3953 sayılı ve 24.3.1958 tarihli 1894/1843 sayılı ilamları arasında içtihat uyuşmazlığı bulunduğu bildirilmiş, sözü edilen ilamlar ve daire başkanının yazılı mütalaası, Birinci Başkan tarafından Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Kısmı Genel Kurulu`nca tevdi edilmiş olmakla, 21.2.1968 Çarşamba günü toplanan Kurul`da ilamlar ve yazılı mütalaa okunduktan ve ilamlar arasında içtihat uyuşmazlığı bulunduğu oybirliği ile kararlaştırıldıktan sonra, gereği görüşülüp konuşuldu, neticede :
KARAR : Söz konusu Yargıtay ilamlarındaki içtihat uyuşmazlığı ; borçlunun üzerinde veya üçüncü şahıs zimmetinde iken ( İcra ve İflas Kanunu, Mad.89 ) haczedilerek icra veznesine alınan veya sair suretlerle tahsil olunan paralara inhisar etmektedir. Mahcuz malın satılması suretiyle elde edilen paranın, ihale kesinleşmeden alacaklıya teslim edilip edilemeyeceği haline, bu ilamların şümulü bulunmadığı için bu cihet tartışma ve oylama konusu yapılmamıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 443`üncü maddesinde ; temyiz yoluna başvurmanın, gayri menkule ve buna müteallik ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna taalluk edenler müstesna olmak üzere, hükmün icrasını durdurmayacağı, ancak; temyiz yoluna başvuran, neticede haksız çıktığı takdirde, hüküm altına alınan parayı ödeyeceğine veya malı teslim edeceğine dair kuvvetli kefalet göstermek veyahut hükmedilmiş olan para ve eşyayı resmi bir mevkiye yatırmak veya hasmı tarafından malları ve emlaki haczettirilmiş olmak şartıyla Yargıtay`ın, istek üzerine, ivedilikle icranın durmasına karar verebileceği belirtilmiştir. Bu hüküm, umumi mahkemelerin menkul mallara ,para ve teminat alacaklarına ilişkin nihai kararlarının infaz şekli ile alakalıdır. Böyle bir ilamın kesinleşmeden dahi icrası mümkündür. Mücerret hükmün temyiz edilmiş olması, Yargıtay`dan "İcranın durdurulması" kararı alınmadıkça, satış da dahil olmak üzere, hiçbir takip işlemini durdurmaz.
Takip hukukuna ait icra işleri ile tetkik mercii kararlarına gelince ; bu gibi kararların temyiz edilmesi halinin hukuki sonuçları, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 443`üncü maddesi hükmüne bağlanmamıştır. Bu hal, İcra ve İflas Kanunu`na konulmuş hükümlerle çözülmüştür. Olay ile ilgili aynı Kanun`un 364`üncü maddesinin üçüncü fıkrasında; "temyiz yoluna başvurmanın, satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı" gösterilmiş, fakat Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 443`üncü maddesinde olduğu gibi, Yargıtay`ın teminat karşılığında icranın durdurulmasına karar verebileceğine dair bir hüküm sevk eylememiştir. 18.2.1965 tarihinde kabul edilen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu`nun bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına ve bazı madde ve fıkralar eklenmesine dair 538 sayılı Kanun`un kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe yöneltilen "borca itiraz" halinin incelenmesi usulünü tespit eden 169a. maddesinin son fıkrasında her ne kadar, "kambiyo senedine mahsus takipte borca itirazın reddi kararının hiçbir icra işlemini durdurmayacağı, şu kadar ki; borçlu 33`üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre teminat gösterirse icranın duracağı" hükmü konulmuş ise de, bu husus, içtihadı birleştirme konusu dışında kalmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu`nun 365`inci maddesinde ; "takip hukukuna müteallik karar aleyhindeki temyiz, kanuni süre geçtikten sonra yapılmış veya temyizi kabil olmayan bir karara veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikayetin reddine veyahut müddeti geçmiş bir şikayete taalluk etmiş ise, tetkik merciinin bu sebeplerle temyiz isteğinin reddine karar vereceği, temyiz eden kişi bu kararı kabul etmediği takdirde, temyiz dilekçesi diğer tarafa tebliğ edildikten sonra, karar örneği ve verilirse cevap layihasıyla birlikte Yargıtay`a gönderileceği, bu halde, satış da dahil hiçbir icra işleminin durmayacağı" belirtilmiştir. Kanun koyucu, takip ve icra işlerini sınırlandırmak ,olur olmaz sebeplerle takibi aksatmamak gayesini güttüğünden, tetkikat için icra dosyasının değil, karar örneğinin ve temyiz layihalarının Yargıtay`ca gönderilmesini uygun bulmuştur.
İcra ve İflas Kanunu`nun takip hukukuna ait kararların temyiz edilmesi haline münhasır hukuki sonuçlarını tespit eden maddeleri hükümlerini, takip hukukunun özelliğini, gerektirdiği emniyet ve sürati, alacaklının mevcut belgelere ilaveten hakimin kararıyla da teeyyüt eden hakkının sürüncemede bırakılmaması gibi hususları da göz önünde tutarak, kendi bünyesi içinde yorumlamak ve uygulamak zorunluğu vardır. 30.12.1944 tarihli Yargıtay ilamında her ne kadar, satışın durdurulmasındaki sebepler ve gaye göz önünde tutularak, 364 üncü maddenin 3`üncü fıkrasındaki istina hükmünün sair sebeplerle icra veznesine girmiş paralara da teşmil edilmesi ve temyiz sonuna kadar bekletilmesi lüzumuna işaret edilmiş ise de, bu, istisnai hüküm halinde, telafisi imkansız neticeler doğuracak, gerek borçluyu ve gerekse müşteri durumundaki üçüncü şahısları büyük zararlarla karşı karşıya bırakacak "satış muamelesi"ne hasredilmek lazımdır. Madde metni açık ve kesin olup, bu madde, yorum veya benzetme yoluyla, satış niteliği arz etmeyen ve maddenin kabulündeki maksat ve sebeplere dayanmayan sair icra muamelelerine uygulanamaz.
SONUÇ : 1 - Temyiz; kanuni süre geçtikten sonra yapılmış veya temyizi kabil olmayan bir karara taalluk etmiş veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikayetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikayete taalluk edip, merci hakimi yalnız bu sebeplerle temyiz isteğini reddetmiş ise, temyiz isteyenin isteği üzerine temyiz dilekçesinin, karar örneği ve diğer tarafın verdiği cevap layihasıyla beraber, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay`a sevk edilmiş olmasının, satış işlemi dahil olmak üzere hiçbir icra işlemini durdurmayacağına,
2 - Kanuni şartları haiz, usulüne göre ve süresinde yapılmış temyiz isteğinin, yalnız satış işlemlerini durdurup diğer icra işlemlerine etki yapamayacağına, İcra ve İflas Dairesi`nin 24.3.1958 tarihli, 1894/1843 sayılı ilamında beliren içtihadın doğru olduğuna, ilk görüşme ve toplantıya ait 21.2.1968 tarihinde, mevcudun üçte ikisini aşan çoğunlukla karar verildi.