Mesajı Okuyun
Old 18-01-2007, 11:56   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Karar 1

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/14672
K. 2005/17405
T. 12.12.2005
• BOŞANMA DAVASI ( Devam Ederken Ölen Davacının Mirasçılarından Birisinin Davaya Devamı Halinde Verilecek Kararın Kusurun Tespitine Yönelik Olduğunun Kabul Edilmesinin Gerekmesi )
• DAVACININ BOŞANMA KARARI KESİNLEŞMEDEN ÖLMESİ ( Evlilik Birliğinin Ölümle Sona Ermiş Olacağı-Davacının Mirasçılarından Birisinin Davaya Devamı Halinde Verilecek Kararın Kusurun Tespitine Yönelik Olduğunun Kabul Edilmesinin Gerekmesi )
• BOŞANMA DAVASINI MİRASÇININ TAKİP HAKKI ( Bu Halde Verilecek Kararın Kusurun Tespitine Yönelik Olduğunun Kabul Edilmesinin Gerekmesi-Evlilik Birliğinin Ölümle Sona Erdiğinin Kabul Edilmesinin Gerekmesi )
4721/m.181
ÖZET : - Boşanma davası devam ederken ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam edebileceğini kanunen kabul edlimekle birlikte, verilecek kararın yalnızca kusurun tesbitine yönelik olacağını hükme bağlanmıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi; boşanma davası devam ederken ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam edebileceğini, verilecek kararın yalnızca kusurun tesbitine yönelik olacağını hükme bağlamıştır. Mahkemece 11.11.2004'te boşanmaya karar verilmiş, verilen karar 7.3.2005'te onaylanmıştır. Kocanın onama kararından önce 5.3.2005'te öldüğü anlaşılmıştır.

Evlilik birliği ölümle sona ermiştir. 7.3.2005 günlü kararı, bozulup kaldırılmadan, mahkemece kendiliğinden yok sayılması isabetsiz ise de, yukarıda açıklanan madde çerçevesinde inceleme yapılıp karar verilmiş olması sonucu itibariyle doğrudur. Bu nedenle de temyiz edilen hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. ( HUMK. md. 438/son )

SONUÇ : Açıklanan sebeple sonucu itibarıyla doğru olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ :

Davacı koca, boşanma kararı verilmesinden "sonra" ancak onama kararı verilmesinden başka bir anlatımla temyiz davasının görülmesinden "önce" ölmekle evlilik birliği ölümle ve bir mahkeme kararına gerek dahi kalmadan "kendiliğinden" sona ermiştir. O halde Yargıtay incelemesinden önce evlilik birliği "sona erdiğinden" boşanma davası "konusuz" kalmıştır. ( Y 2.HD, 16.09.2003, 7241-11357, Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, Ankara 2004, s. 986 ) Bu açıklama karşısında gerek boşanma hükmü ( Y.2.HD, 27.12.2002, 13667-15100, GENÇCAN-TMK, s. 987 ) ve gerekse ölüler boşanamayacağından ölü kocanın "yokluğunda" yapıldığı anlaşılan Yargıtay incelemesi sonucu, "sona ermiş ve ortada bulunmayan bir evliliğe rağmen" verilen boşanma kararının "onanması kararı" bir sonuç doğurmaz. Kuşkusuz ki davacı koca ölmekle "temyiz davası" bile "konusuz" kalmıştır.

Boşanma davalarında davacı ölü ise temyiz yolu gibi karar düzeltme yolu da sağ eş ya da "mirasçılar huzuruyla" bile kullanılamayacağından "kararın bozulup kaldırılması" olanağı da yoktur. Davacı öldükten sonra sürdürülecek olan dava artık bir "boşanma davası" olmaktan çıkmış ( Ömer Uğur GENÇCAN, "Boşanma Davasının Mirasçılar Tarafından Sürdürülmesi", Manisa Barosu Dergisi, Yıl:21, 2002/1, Sayı:80. Sayfa:51-62. ) "tespite yönelik" TMK. m. 181 f. II hükmü yürürlüğe girmiştir.

Bu sebeplerle yerel mahkeme tarafından TMK. m. 181 f. II hükmüne göre yapılan inceleme sonucu kurulan karar isabetlidir. Hükmün "bu gerekçelerle" onanması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun yazılı düşüncesine katılmıyorum.