Mesajı Okuyun
Old 10-04-2008, 17:50   #3
Av.Nevzat

 
Varsayılan

DEĞERLİ ADVOCATEİN,
Öncelikle ilginiz için çok teşekkür ederim.
Alıntı:
Yazan advocatein
hile halinde ayıba karşı tekeffülde zamanaşımı işlemez. (BK md. 207 son).

Dediğiniz doğru ancak aracı bize satan kişi de "kusur" açısından muhtemelen bizimle aynı konumda. O satın alan 6. kişi, biz yedinci kişiyiz. Aracı yurda sokan kişilerden değil. Durumu onun da bilmediği kanatindeyim. Tersini düşünsek bile bunu ispatlamak neredeyse mümkün değil. Dolayısıyla "satıcının hilesi" konusunda tıkanırız gibi geliyor.
Bu yüzden zamanaşımından reddedilme ihtimali, vekalet ücreti, ..vs. nedenlerle birinci dava bana çok cazip gelmiyor.

Diğer yandan satıcı ile idarenin sorumlulukları farklı nedenlere dayanmakta olup müteselsil sorumluluk söz konusu değildir diye düşünüyorum. Satıcının sorumluluğu özel hukuktan kaynaklanmakta olup ona karşı açılacak dava adli yargıda görülecektir.İdarenin sorumluluğu ise (araçların bu şekilde yurda girmesine, trafiğe tesciline ve bu güne kadar bir çok el değiştimesine engel olmamak şeklindeki) kamu hukukuna ilişkin "idari bir eylemden" kaynaklanmakta olup, bu dava idari yargıda görülecektir. (Tabi bütün bunlar aynı anda iki ayrı dava açmamıza engel değil.)

İdari yargıda bekletici meseleye ilişkin elinizde örnek var mı acaba?

Saygılar.
Av.Nevzat